Zap’tan Sincan’a insanlığın yerlerde sürüklendiği bir öykü
Zap’tan Sincan’a insanlığın yerlerde sürüklendiği bir öykü
Zap’tan Sincan’a insanlığın yerlerde sürüklendiği bir öykü
2008 yılındaki Zap operasyonunda yaralanan Suphi İsmail adlı gerilla, Türkiye’ye teslim edildikten sonra kendisine yapılan insanlık dışı uygulamalar, insan hayatını kurtarmak amacıyla kutsal Hipokrat yemini edenlerin işkenceleriyle sürüyor. Sol bacağı tedavi edilerek iyileşme imkanı bulunmasına rağmen bilinçli biçimde kesilen İsmail, 5 yıldır 7 kiloluk protezle yaşamasına rağmen “ihtiyaçlarını karşılayabilir” raporuyla tek başına bir hücreye konulacak.
Türk ordusunun, “Sıcak Takip” adıyla ilkini 25 Mayıs 1983’te gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonlarının sonuncusunu 21 Şubat 2008’de Zap’a “Güneş Operasyonu” adıyla düzenlemişti. 5 yıl önce HPG’ye karşı gerçekleştirilen operasyonda yaralanan Afrinli Suphi İsmail adlı gerillanın Zap’tan cezaevine uzanan hikayesi de savaşın, insani değerleri tanımayan zalimce yüzünün yalın bir örneği.
HPG’li İsmail, askerlerin attığı bir bombaya basması sonucu sol bacağında diz altından yaralanır. Damarları kopar, bunun üzerine tedavi edilmek üzere gönderilir. Ancak tedavi ettirmek üzere teslim alan kişi tarafından Türkiye’ye teslim edilen İsmail’in insanlık dışı biçimde işkencelerle bacağını kaybedişinin öyküsünün de başlangıcı olur bu süreç.
ÖLÜME TERK EDİLDİ
Hastaneye tedavi için götürülmek üzere bindiği aracı kullanan kişinin kendisini karakolun önüne bırakıp gitmesinin ardından askerlerce etrafı sarılan, bacağından yaralı İsmail, götürüldüğü Adana Devlet Hastanesi’nde “kendi kendine ölsün” diye atıldığı hücrede bir ay boyunca ne yiyecek ne de içecek verilmez. Ölüme terk edilen İsmail, hayatta kalır ancak kendisine yapılanlar ne doktorluğa ne de insanlığa sığmayan türden gelişim seyri izler.
ÖLÜME DİRENİNCE BACAĞINI KESTİLER
Konulduğu hücrede kendisine geldiğinde ayağa kalkıp bağırmak isterken yere düşüp yine bayılan İsmail, bir süre sonra gözlerini açtığında sol bacağının olmadığını anlar. Yatağa iki elleri kelepçelenen İsmail, hastanedeki doktor, hemşire ve hasta bakıcılar tarafından işkenceye uğrar. Kaldığı odaya gelen her kimse hakaret ederek darp eder İsmail’i.
Yaşadığı bunca şeyin ardından cezaevine konulan İsmail’in son durağı ise Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi oldu. Nisan 2012’de 10 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan İsmail’in dosyası ise Yargıtay’da.
‘7 KİLOLUK PROTEZİ TAŞIYAMIYORUM’
Öyküsünün bundan sonrasında ise sözü kendisine bırakırsak; “Bana yaptıkları işkenceye rağmen ölmedim. Ancak bacağımı kesmeleri gerekmiyordu. Dizimin altında damar kopmuştu. Tedavi edilebilirdi. Oysa bacağım kalçadan itibaren kesildi. Ardından da 7 kiloluk protez takıldı. Vücudum bu protezi kaldıramıyor. Bu nedenle cezaevinde iki kez merdivenlerden düştüm.”
ADLİ TIP KLASİĞİ
İsmail, koltuk değnekleriyle zar zor hareket edebilme imkanına sahipken Adli Tıp Kurumu hazırladığı raporunda fiziksel engeline ilişkin herhangi bir şey belirtmemesi dikkat çekiyor. Ankara Numune Hastanesi Sağlık Kurulu’nun hazırladığı raporda yüzde 50 oranında engelli olduğunu belirtirken, yine aynı raporda “tek başına cezaevinde kalabilir, ihtiyaçlarını giderebilir” deniyor.
TEK KİŞİLİK HÜCREYE KONULACAK
5 yıldır cezaevinde olan Suphi İsmail, Yargıtay’daki dosyasının onanması halinde tek kişilik hücreye konulacak. Sincan Cezaevi idaresinin cezasının onanması halinde Adli Tıp ve Numune Hastanesi’nin raporlarına dayanarak kendisini hücreye koyacaklarını belirttiği öğrenilen İsmail’in sağlığı ve fiziki koşullarının buna elverişli olmamasına rağmen cezaevi idaresince “ihtiyaçlarını karşılayabilir” yönündeki “tıbbi rapor” dikkate alınacak!