Zarakolu ödülü tutsak Ayşe Berktay ve Kürt gazetecilere
Zarakolu ödülü tutsak Ayşe Berktay ve Kürt gazetecilere
Zarakolu ödülü tutsak Ayşe Berktay ve Kürt gazetecilere
İHD İstanbul Şubesi 2013 yılının insan hakları savunucusu Ayşe Nur Zarakolu Düşünce Ödülleri sahiplerini buldu. Düşünce özgürlüğü ödülleri “KCK” tutukluları Barış Meclisi Üyesi Çevirmen Ayşe Berktay ve 39 Özgür Basın emekçisi adına Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Çağdaş Kaplan’a verildi. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ayşe Berktay adına söz alan kardeşi Ali Berktay , bugün yaşanan barış sürecinde KCK davalarının hiçbir geçerliliği kalmadığını vurgulayarak , bu saçmalığın derhal son bulmasını istedi. 39 tutsak gazeteci adına söz alan DİHA Muhabiri Çağdaş Kaplan ise iddianamedeki haberler ve tutsak Kürt özgür basın emekçileriyle onur duyduklarını ifade ederek, gazetecilerin barış sürecini dışarıda izlemeleri gerektiğini ve derhal serbest bırakılmalarını talep etti.
‘KEŞKE BARIŞ SÜRECİNİ GÖREBİLSEYDİN ABLA’
İHD Yönetim Kurulu Üyeleri Besime Aksoy ve Ali Gök’un Kürtçe ve Türkçe sunum yaptığı ödül gecesinde, Ayşe Nur Zarakolu’nun Kürt, Ermeni hakları ve tüm ezilenler için verdiği mücadeleyi konu alan slayt gösterisi gösterildi. Gösterim sonrası ilk sözü İHD İstanbul Genel Başkanı Ümit Efe aldı. Ayşe Nur Zarakolu ile Metris Cezaevi’nde tanıştıklarını anlatan Efe, “O zaman Ayşe ablanın oğlu Deniz çok küçüktü ve Kafkas giysili resimlerini bize yolluyordu. Şimdi ise Deniz hapiste. Ona buradan bir selam ve kucak dolusu sevgilerimizi yolluyoruz” diye sözlerine başladı. Ayşe Nur Zarakolu’na hitaben konuşan Efe, “Keşke bugün Ayşe abla yanımızda olsaydın ve barış sürecini görebilseydin. Daha iyi bir dünya ve barış için ilmik ilmikördüğümüz çabalarımızı görebilseydin” diye konuştu. Bu ülkede yaşanan insan hakları ihlallerinin, düşünce, ifade, örgütlenme özgürlüğünün önünde ki engellerin, halkların haklarına karşı uygulanan baskıcı politikaların hala devam ettiğini vurgulayan Efe, 8 bin Kürt siyasetçinin şu anda cezaevinde bulunduğunu ve 2 bin çocuğun tutuklu olduğuna dikkat çekti.
‘BUGÜN KADINLAR DAHA HIRSLI VE DAHA CESUR’
Bütün bu rakamların ülkedeki anti-demokratik uygulamaların, düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki tahammülsüzlüğün bir göstergesi olduğunu vurgulayan Ümit Efe,” Biz bir zaman tünelinden geçer gibi yaşlanarak ve her türlü bedeli ödeyerek insan hakları mücadelesini devam ettirme azmimizi koruyoruz ve koruyacağız” diye konuştu. Bu yıl yine bir kadının ödüle layık görüldüğünü hatırlatan Efe, her yıl kadınlardan bir ya da birkaçının bu ödülü aldığını, bunun da Türkiye’deki bütün insan hakları saldırılarına ve anti-demokratik uygulamalara karşıkadınların ön saflarda yer aldığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Tutuklu gazeteciler içinde de çok sayıda kadın bulunduğunu hatırlatan Efe, iktidarların hala kadınları yok ve görünmez sayan yaklaşımlarından vazgeçmediğini vurguladı. “Bugün Kürt ve Türk kadınları ama en çok da Kürt kadınları ödedikleri bedellerin sonuçlarını görmek için daha hızlı ve daha cesur ” diyen Efe, kadınlar olarak bu cesaretle Ayşe Nur Zarakolu’nu kucakladıklarını ve onu çok özlediklerini ifade etti.
‘REHİNLERİ SERBEST BIRAKIN’
Ümit Efe’nin açılış konuşmasından sonra Ayşe Nur Zarakolu Düşünce Ödülü Jürisi adına Özgür Gündem çalışanı Gazeteci Bayram Balcı ortak metni okudu. İHD kurucularından olan Ayşe Nur Zarakolu’nun, aynı zamanda resmi tarih kurgularını açığa çıkarıcı ve devletin kırmızı çizgilerini delici yayıncılığıyla da pek çok cezalandırma yanı sıra ödülün de muhatabı olmuş bir hakikat anlatıcı olduğunu vurguladı. İHD İstanbul Şubesi’nin bu yılki Düşünce Özgürlüğü Ödülü’nün kimlere verileceğini, Sosyolog İsmail Beşikçi, avukat Ercan Kanar, tarihçi Erdoğan Aydın, İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe’den oluşan jürinin kararına bıraktığını belirten Balcı, jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda Türkiye’nin içine girdiği barış sürecini dikkate alarak, bu yılki Ayşe Nur Zarakolu Düşünce Özgürlüğü Ödülü’nün KCK operasyonları adı altında gözaltına alınıp uluslararası hukuk hilafına adeta rehin tutulan gazetecilere ve yine aynı operasyonlar çerçevesinde tutuklu bulunan Barış Meclisi Üyesi ve Çevirmen Ayşe Berktay’a verilmesini kararlaştırdıklarını duyurdu. 39 tutsak Kürt gazetecinin ve Ayşe Berktay’ın cezaevinde olmalarına rağmen, zihinsel olarak özgür insanlar olduklarından hiç kuşku duymadığını ifade eden Balcı, Kürt sorununun çözüm sürecinde ve Türkiye’nin demokratikleşmesi sürecinde artık rehin tutulmalarının son bulmasını ve serbest bırakılmalarını istediklerini vurguladı.
‘DEVLETİN KİRLİ TARİHİNE KARŞI BAŞKOYDULAR’
Gazeteci Bayram Balcı’nın ortak metni okumasından sonra İnsan Hakları Savunucusu ve Çevirmen Ayşe Berktay’ın öz geçmişinin okunduğu ödül töreninde ödülü Ayşe Berktay’ın eşi Recai Hacımirzaoğlu’na Avukat Ercan Kanar verdi. Kısa bir konuşma yapan Kanar, “Gerek adına ödül konan Ayşe Nur Zarakolu gerekse bu hafta içinde hem PEN Amerika şubesinin verdiği Barbara Goldsmith ödülünden sonra bu akşamda İHD’nin Ayşe Nur ZarakoluDüşünce Özgürlüğü Ödülü vereceğimiz Ayşe Berktay, her iki Ayşe de yığınların ve halkların hak eşitliği mücadelesinde, özgür düşünce perspektifinde devletin kirli tarihine karşı, devletin sicili bozuk tarihine karşı değerli katkılar sundular” dedi. Ayşe Berktay’ın dil bilgisini, dil zenginliğini popüler kültür için değil, ezilenlerin mücadelesine bir araç olacak nitelikle bir kültür aracı olarak kullandığını, o yönde emek verdiğini belirten Kanar, “Bir siyasi rehin olarak KCK yargılanmasında düşman ile savaş hukukunun uygulandığı Özel Yetkili Mahkemelerde onurlu bir duruş sergileyen Ayşe Berktay’ın dil zenginliğini, dil bilgisini yine ezilenlerin mücadelesine katkı olarak üretmeye devam edeceğine inanıyoruz” diye konuştu.
‘KCK DAVALARI BİR SAÇMALIK!’
“Böyle bir onuru Ayşe’ye verdiğiniz için öncelikle sizlere teşekkür ederim” diyen Recai Hacımirzaoğlu, KCK adı altında yapılan operasyonların hepsinin devlet karşı muhalefet edenlere yönelik bir baskı olduğunu belirterek, “İnsanlar sosyalist olunca,iktidara karşı olunca, ezilenlerden yana tavır alınca bir şekilde susturulmaya çalışılıyor, içeri alınıyor” dedi. Hacımirzaoğlu’ndan sonra söz alan Ayşe Berktay’ın kardeşi Ali Berktay , KCK adı altında yapılan operasyonlar ve davaların baştan aşağı bir saçmalık olduğunu söyledi. Bunların hepsinin siyasi davalar olduğunu vurgulayan Berktay, “Gerçi avukatlar bunu duruşmalarda söyleyince hepsinin hakkında soruşturma açılıyor ama işin aslı bu. Yurtdışından soruyorlar , iddianameyi gönderiyorsunuz, peki burada suç nerede? diye soruyorlar anlatamıyorsunuz.Öyle bir durum var ki gazeteciler hakkındaki deliller yaptıkları haberler, BDP’lisiyasetçiler hakkındaki deliller BDP’de yaptıkları yasal faaliyetler, avukatlar hakkındaki deliller müvekkilleriyle konuşmaları. Hadi diyelim ki bunların hepsi hukuksuzluk, amabu davayı açmışlar, davayı açanların mantığı açısından bakıldığında bile bugün yaşananlara baktığınızda davaların hiç birisinin geçerliliği kalmamış durumda. Ben de bu saçmalığın bir an önce sona ermesini istiyorum” dedi.
‘TUTSAK ÖZGÜR BASIN EMEKÇİLERİYLE ONUR DUYUYORUZ’
39 Tutsak Kürt Özgür basın çalışanı adına ödülü DİHA Muhabiri Çağdaş Kaplan’a tarihçi Erdoğan Aydın verdi. Çağdaş Kaplan başta olmak üzere KCK davasından tutuklanmış tüm gazetecileri bu ödüle layık gördüklerini vurgulayan Erdoğan Aydın, “Hepimizin haber özgürlüğü adına, basının sürekli çiğnenen,ihlal edilen onuru adına çok önemli bir misyonu yerine getiriyorlar. Ayşe’nin ödülü tam da olması gereken yere verilmiş oldu. Ben Çağdaş’ın şahsında hepsine tüm Türkiye adına başta emekçiler, Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Süryaniler adına, bizlerin sesi oldukları ve bunun karşılığında ödedikleri bedeller adına kendilerine teşekkür ediyorum” dedi. Ödülü 39 Kürt gazeteci adına alan Çağdaş Kaplan, Kürt gazetecilerin bu ödüle layık görülmesinin büyük bir onur olduğunu söyledi. Kürt Özgür Basın kurumlarında çalışan 39 gazetecinin şu anda devlet tarafından rehin tutulduğunu hatırlatan Kaplan, “Arkadaşlarımız terörist faaliyetlerle suçlanıyor ve suçlanıyoruz ancak iddianamemizde yer alan delillerin hepsi gazetecilik faaliyetinden ibaret. Biz iddianamede yer alan haber ve röportajlarımızdan onur duyuyoruz, tutsak arkadaşlarımızdan da onur duyuyoruz. Arkadaşlarımızın hedef seçilmesinin nedeni Kürtlerin, ezilenlerin, yok sayılanların, kadınların sesi olmasıdır. Kürt basını yıllarca bedel ödemiş bir geleneğe sahiptir. Bugün de bu bedel tutuklamalarla ve esaret altında tutmalarla ödetilmeye çalışılıyor” diye konuştu. Gelinen süreçte artık özgür basın çalışanlarının rehin tutulmasının bir anlamı kalmadığını vurgulayan Kaplan, “Arkadaşlarımızın barış sürecini gazeteci olarak dışarıda izlemesi gerekir bir an önce serbest bırakılmalarını talep ediyoruz” dedi.
‘ONSUZ YARIM BİR İNSANIM’
Ödüller verildikten sonra Ayşe Nur Zarakolu’nun eşi Ragıp Zarakolu söz aldı. Ayşe Nur Zarakolu’nun her şeyden önce devrimci bir kadın ve insan hakları savunucusu olduğunu vurgulayan Zarakolu, “Ama aynı zamanda çok iyi bir anne, bir eş, bir sevgiliydi ve çok iyi bir yoldaştı. O gittiğinden beri ben kendimi yarım insan olarak hissediyorum” dedi. Ragıp Zarakolu’ndan sonra sözü İHD eski Başkanı Akın Birdal aldı. Ayşe Nur Zarakolu’nun yıllarca ezilenlerden, ötekileştirilenlerden, dışlananlardan yana mücadele verdiğini hatırlatan Birdal, bugün ödüllere layık görülenlerin de bu mücadeleyolunda ilerlediğini belirti. “Ayşe eğer şimdi aramızda oldaydı iki şey için hem üzülürdü hem de sevinirdi” diyen Birdal, “Üzüntüsü hala ifade özgürlüğünden, muhalif gazetecilerin, Kürt siyasetçilerin, öğrencilerin içerde oluşundan ötürü olurdu. Ama sevinirdi çünkü gerçekten her insan hakları savunucusu aynı zamanda bir barış savunucusu olduğundan bugün barış ve demokratik çözüm adına böyle bir sürecin başlatılmış olmasından ise çok büyük bir sevinç duyardı ama yetmez derdi ve barış ve demokratik çözüm yollarını haklar ve özgürlüklerle döşeyelim ve kalıcı hale getirelim derdi. Ama merak etmesinler kesintisiz bir biçimde barış ve demokrasi mücadelesi sürüyor ve sürecek” diye konuştu.