Zeynep Kuray: Bizler hakikati anlatmayı seçtik

Zeynep Kuray: Bizler hakikati anlatmayı seçtik

'KCK' basın davasında savunma yapan ANF muhabiri Zeynep Kuray: Özgür basın çalışanları dün infaz edilirken bugün rehin tutuluyorlar. Buna şükretmemiz bekleniyor. Şu unutulmamalıdır ki gazetecinin görevi nasıl ki devletin yaptığı katliamları örtbas etmek değilse, yargının görevi de o katliamları aklamak değildir. Kürt meselesinde devletin neden olduğu vahşeti sorgulamamız son derece doğaldır. Anormal olan bunu yargılamaktır. Özgür basın yalanı değil, hakikati anlatmayı seçmiştir. 

20'si tutuklu 46 Kürt gazetecinin yargılandığı "KCK Basın Komitesi" davasının 8'inci duruşmasının 2'inci oturumu tutuksuz yargılanan ANF muhabiri Zeynep Ceren Kuray'ın savunması ile devam etti.

Kuray'ın savunmasına Mahkeme Başkanı Ali Alçık, "Saçma sapan kelimeler kullanıyorsun. Savunma sınırlarını aşıyorsun" diye müdahale etti. Kuray ise "Düşüncelerimi ifade ediyorum" diye karşılık verdi.

ADALETİN NASIL İŞLEDİĞİNİ ROBOSKİ'DE, POZANTI'DA, SARISÜLÜK DAVASINDA GÖRDÜK

Savunmasına devam eden Kuray, mahkeme salonlarında "Adalet Mülkün Temelidir" yazısının hep karşılarında olduğunu belirterek, "Oysa Türkiye'de adaletten ne anlaşıldığını yaşayarak öğrendik. Bunun nedeni ise düne kadar askeri vesayet altında karar veren yargı mekanizmasının iktidar odakları değişince bugün de emniyet ve hükümetin vesayeti altında işlemeye başlamasıdır" dedi. 

Adaletin Roboski katliamı, Ethem Sarısülük cinayeti, Pozantı'da çocuk tutsaklara tecavüz ve birçok olayda nasıl işlediğini gördüklerini anlatan Kuray, "Hal böyleyken, Kürdistan'ı kana bulayan, köyleri yakan, toprağın her karışında toplu mezar oluşturan, 17 bin 500 faili meçhul cinayete imza atan generaller bugün işledikleri insanlık ve savaş suçlarından değil AKP hükümetine karşı darbe teşebbüsünden mahkûm edilmektedir" diye belirtti.

DÜN İNFAZ EDİLİYORLARDI BUGÜN REHİNLER!

Kuray böyle bir ortamda özgür basın geleneğinden gelen ve Kürt halkının yıllarca tabi tutulduğu inkar, imha ve asimilasyon politikalarını hayatları pahasına ortaya çıkaran özgür basın çalışanlarının dün infaz edilirken, bugün rehin tutulduğunu belirtti. 

GAZETECİNİN SORUMLULUĞU HALKA KARŞIDIR

Kuray, "Buna şükretmemiz bekleniyor. Şu unutulmamalıdır ki gazetecinin görevi nasıl ki devletin yaptığı katliamları örtbas etmek değilse, yargının görevi de o katliamları aklamak değildir" şeklinde konuştu. Kuray, gözaltında kaybedilen çocukların annelerine bir mezar taşının bile çok görüldüğü bir ülkede, bırakın gazeteciyi, kendine insan diyen herkesin yapması gerekenin o annenin feryadına ortak olmak olduğunu söyledi. Kuray şunları aktardı: "Bu talimat gerektirmeyen bir insanlık görevidir. Çünkü gazetecinin sorumluluğu devlete değil halka karşıdır. Guantanamo, Ebu Garip ve Güney Afrika'daki devletin işlediği vahşet nasıl ortaya koyuluyorsa, bizim de bugün Kürt meselesinde devletin neden olduğu vahşeti sorgulamamız son derece doğaldır. Anormal olan bunu yargılamaktır." 

Dördüncü güç olan medyanın toplumu etkileme ve bir anlamda tarihi yeniden yazma gücüne sahip olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten Kuray, "Kürt meselesinde de bu yapılmış, insanların yalan haberlerle aldatılabileceği hesaplanmıştır. Bizim içinde yer aldığımız özgür basın ise buna karşı zalimin değil mazlumun yanında yer almayı, yalanı değil hakikati anlatmayı seçmiştir" dedi. 

Duruşma verilen öğlen arasının ardından Kuray'ın savunması ile devam edecek.