Adalet Bakanlıðı, açlık grevindeki eylemcilere, "bilinçleri kapanınca" müdahale etme hazırlıðında. "Tıbbi müdahale" adı altında yapılan zorla müdahalenin yasal dayanaðı da Ceza Ýnfaz Yasası'nda mevcut. Açlık grevini "intihar" olarak tanımlayan yasa, eylemciye müdahale etmeyen hekimi de "intihara teşvik"le suçluyor.
Ancak, bu yasal tehdide raðmen TTB'nin bu konudaki tutumu net. TTB, "Açlık grevcisinin bilinci bozulur ya da komaya girerse hekim açlık grevcisinin son kararına saygı göstererek tutum alacaktır. Bu çerçevede hastanın rızasına aykırı bir şekilde 'zorla besleme' etik açıdan doðru deðildir" diyor.
Türk Tabipler Birliði'nin Kasım 2000'de çıkardıðı "Açlık grevinde hekim tutumu, tıbbi yaklaşım" kitapçıðı, açlık grevleri sırasında hekimlere alınması gereken tıbbi etik kuralları ayrıntılı olarak anlatıyor.
ÖZERKLÝK VE TEDAVÝYÝ REDDETME HAKKI
Buna göre, TTB, açlık grevlerinde hekimin etik açıdan sorumluluklarını belirlerken, temel tıbbi etik ilkelerden "özerklik" ve "tedaviyi reddetme" hakkından yola çıktı.
Bu konuda uluslararası sözleşmeleri hatırlatan TTB, "Özerklik, kişinin kendi saðlıðına ilişkin tüm kararlara katılması biçiminde yorumlanabilir. Her türlü tıbbi uygulamadan önce kişiyi bilgilendirmek ve girişimi onaylama ya da reddetme hakkını kullanmasını saðlamak hekimin etik ve yasal açıdan tekel sorumluluklarındandır" diye belirtti.
AÇLIK GREVÝ PROTESTO BÝÇÝMÝDÝR
Açlık grevinin bir intihar biçimi olmadıðının altını çizen TTB, "Bir protesto biçimidir. Kişi kendi iradesi ile bilinçli olarak, yiyeceði reddetmektedir" uyarısını yaptı.
Kitapçıkta açlık grevi sırasında hekimin yapması gerekenleri sıralayan TTB, hekim ya da diðer saðlık personelinin açlık grevinin sonlandırılması için tutukluya hiçbir şekilde baskı yapılamayacaðının altını çizdi, "Tedavi ya da bakım bu amaçla kullanılamaz" dedi.
TTB'nin kitapçıðına göre hekimin yapması gerekenler şöyle: "Hekim açlık grevindeki kişiyi her gün kontrol eder. Tıbbi takip formunu doldurur. Bu formda tıbbi bilgiler dışında hastanın kendi yazısıyla greve devam edip etmeme isteði ve bilinç kaybı durumunda tedavi kabul edip etmeme isteði mutlaka yer almalıdır. Bütün bu gelişmeler hekim tarafından kaydedilir ve gizliliðinden hekim sorumludur. Açlık grevi yapan kişi baskı altında tutulabileceði ortamlardan korunmalıdır."
TTB açlık grevci tutuklunun bilincinin bozulması durumunda da yapılması gerekenleri ayrıntılı olarak kitapçıkta anlattı: "Açlık grevcisinin bilinci bozulur ya da komaya girerse hekim açlık grevcisinin son kararına saygı göstererek tutum alacaktır. Bu çerçevede hastanın rızasına aykırı bir şekilde 'zorla besleme' etik açıdan doðru deðildir. Bu nedenle cezaevi hekimleri hastanın ister bilinci açık, isterse kapalı olsun olgunun takip formu ile müdahale onay/red belgesini bir başka saðlık merkezine nakil sırasında mutlaka ambulans hekimine, 'alındı belgesi' ile birlikte teslim etmelidir. Ambulans hekimi de ikinci basamak merkezindeki hekime bu belgeleri aynı şartlar altında ulaştırmalıdır. Belgelerin gizliliðinden hekimler sorumludur."
Bilinci açık olan açlık grevcisi beslenmeyi reddettiðinde bu kişiler hekimler tarafından zorla benlenmeyecektir. Bunun aksi hem tıbbi etik, hem de hasta hakları açısından yanlış bir tutumdur."
TTB'nin açlık grevlerinde hekimin alacaðı tutumla ilgili temel mesleki dayanaðı, 1975 yılında kabul edilen Tokyo Bildirgesi.
Söz konusu bildirgenin 5. maddesi şöyle: Bir hükümlü beslenmeyi reddettiðinde, eðer hekim, beslenmeyi gönüllü olarak reddetmenin yol açacaðı sonuçlar üzerinde kişinin tam ve doðru bir yargıya varacak yetenekte olduðu kanısında ise, bu kişiyi damardan beslemeyecektir. Hükümlünün böyle bir yargıya varma yeteneði ile ilgili karar, en azından bir başka baðımsız hekimce onaylanmalıdır. Beslenmeyi reddetmenin yol açacaðı sonuçların hekim tarafından hükümlüye anlatılması gerekir.