Zorla ‘tıbbi’ müdahale, işkencedir, cinayettir
Açlık grevinin 144’üncü gününde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya işkence edilerek zorla “tıbbi” müdahalede bulunulması Galatasaray Meydanı’nda protesto edildi.
Açlık grevinin 144’üncü gününde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya işkence edilerek zorla “tıbbi” müdahalede bulunulması Galatasaray Meydanı’nda protesto edildi.
Nuriye ve Semih ile Dayanışma Platformu, hukuksuz bir biçimde tutuldukları cezaevlerinde açlık grevinin 144’üncü gününde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya işkence edilerek zorla “tıbbi” müdahalede bulunulması Galatasaray Meydanı’nda protesto etti. Yüzlerce insanın, “Zorla tıbbı müdahale cinayettir” diye haykırdığı eylemde, ÇHD avukatı Günay Dağ, yaşanan zorbalık hakkında tutanak tutan avukatların raporunu kamuoyu ile paylaştı.
KHK zulmüne karşı açlık grevlerinin 144. gününü geride bırakan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuldukları cezaevlerinden zorla “tıbbi” müdahaleye uğraması Nuriye ve Semih ile Dayanışma Platformu öncülüğünde, Galatasaray Meydanı’nda protesto edildi. Ellerinde Nuriye ve Semih fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’na gelen kitle, Gülmen ve Özakça’ya yönelik insanlık dışı uygulamalardan derhal vazgeçilmesi çağrısında bulundu. “Zorla tıbbı müdahale cinayettir. Nuriye ve Semih’i öldürtmeyeceğiz” yazılı pankart ile “Açlık grevi 144. gününde” dövizlerini taşıyan kitle, hep bir ağızdan , “Nuriye, Semih yalnız değildir”, “KHK’lar gidecek biz kalacağız”, “Nuriye, Semih işe geri alınsın”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları atıldı.
Eylemde ilk sözü alan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, açlık grevlerinde yapılan zorla “tıbbı” müdahalenin işkence olduğunu vurguladı. Bugüne kadar hapishanelerde ölüm oruçlarına yapılan zorla “tıbbi” müdahale nedeniyle 500 siyasi tutsağın Wernicke-Korsakoff sendromuna yakalandığına dikkat çeken Efe, Nuriye ve Semih’in derhal serbest bırakılıp, taleplerinin kabul edilmesini istedi.
‘ZORLA MÜDAHALE ULUSLARARASI HUKUK KURALLARINA AYKIRI’
Konuşmanın ardından Nuriye ve Semih ile Dayanışma Platformu adına açıklama Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarından Günay Dağ tarafından okundu. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın önceki gece saat 24.00 civarında tutulmakta oldukları hapishane hücrelerinden zorla çıkarılarak, Sincan İnfaz Kampüsü Hastanesi’ne nakledildiklerini hatırlatan Dağ, hastane sevkine dayanak yapılan 28.07.2017 tarihli Ankara Numune Hastanesi Sağlık Kurulu raporunda, “Mevcut bulgulara göre hayati tehlike arz eder. Hayatını yalnız başına idam ettiremez. Ancak mevcut bulgular tutukluk halinin ertelenmesini gerektirmez. Hastane statüsünde sağlık birimi olan ceza infaz kurumlarında veya resmi sağlık kuruluşlarının mahkumlara ayrılan bölümlerde takip ve tedavi edilebilir” tespiti yer aldığını aktardı.
Tutuklamanın bir tedbir olduğunu hatırlatan Dağ, “Nuriye ve Semih’in hükümlü değildir. Hükümlü muamelesi yapılarak tahliye etmek yerine, hapishane kampüsü içerisindeki hastanede tecrit edilerek, kabul etmemelerine rağmen sözde tedaviye zorlanmaları hem yasalara, içtihatlara, uluslararası hukuk kurallarına, hem de Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere aykırıdır” dedi.
‘REFAKTÇI OLMADAN TUTULUYORLAR, İHTİYAÇLARINI YALNIZ KARŞILIYORLAR!’
Dağ, yaşananlara ilişkin avukatları tarafından bugün yapılan görüşmede tutulan ayrıntılı tutanakları kamuoyuna şöyle açıkladı: “1. Nuriye ve Semih’in refakatçıları yanıltılarak hücreden çıkartıldıktan sonra tek başlarına bırakılarak nakle zorlanmışlardır.
2. Semih Özakça’nın refakatçısı durumu fark ettiğinde müdahale etmek istemiş ve bir grup infaz personeli tarafından toplu olarak darp edilmiştir.
3. Semih Özakça, hücrede ve sedyede darp edilmiş, sedyeye kayış ile sabitlenmiş ve yüz üstü durumda hasta nakil aracına bindirilmiştir. Vücudunda bu saldırı nedeniyle çizik, yırtık ve ekimozlar oluşmuştur.
4. Her ikisi de banyo tuvalet hariç yaklaşık 4 x 5 büyüklüğünde havalandırma bahçesi bulunmayan, pencereleri tel ve mazgallı hastane odalarında ayrı ayrı tutulmaktadır ve yalnızdırlar.
5. Sağlık durumları ve kurul raporu tespitine rağmen, yaklaşık 24 saattir yanlarında refakatçıları bulunmamakta, ihtiyaçlarını kendileri görmek zorundadırlar.
6. Tıbbi müdahaleyi reddettiklerini ve açlık grevlerine devam ettiklerine beyan etmişler ve bu durum tutanak altına alınmıştır.”
‘BU KOMPLO BOŞA ÇIKARTILACAK’
Her şey rağmen Nuriye ve Semih’in morallerinin yüksek olduğunu ve genel sağlık durumlarının yukarıdaki çerçevede “iyi” olduğunu ve herkese selam ve sevgilerini ilettiklerini aktaran Dağ, Nuriye ve Semih, “İş ve onur mücadelesi sürüyor, vazgeçmeyeceğiz” mesajını iletti.
Nuriye ve Semih’in avukatları olarak bu hukuksuz uygulamalar ve sorumlular hakkında suç duyusunda bulunacaklarını vurgulayan Dağ, koşullar düzeltinceye kadar da her türlü adli ve idari başvurularını da yapacaklarını kaydetti. “İktidar ve medyası tarafından yapılan kara propaganda, Yüksel direnişçilerine yapılan linç kampanyası, saldırı, gözaltı, darp ve işkenceye tanığız” diyen Dağ, “Zorla ‘tıbbi’ müdahaleye yönelik örgütledikleri komployu boşa çıkartacağız. Zorla ‘tıbbı’ müdahale işkencedir; cinayettir… ” diye konuştu.