KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, Daðlıca çatışması ardından ortay atılan komplo teorilerini deðerlendirerek, “Herkes elini vicdanına koysun, bu olay öncesinde işleyen bir ateşkes mi vardı? Biz birilerine böyle bir söz mü vermiştik de bu sözümüzden geri mi döndük?” diye sordu.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, “@ZubeyirAydar” isimli Twitter hesabında, Hakkari’deki gerilla eylemi sonrası yaşanan tartışmaları deðerlendirdi.
Aydar, “Şöyle bir hava yaratılıyor: Sanki işleyen bir barış ortamı varmış, sanki Kürt sorunu kalmamış, her şey yoluna girmiş, ortam gül ve gülistanlıkmış, PKK bu eylemiyle barış ortamını sabote etmiş. Basında nice komplo teorileri “zamanlamaya bak, Obama – Erdoðan görüşmesi öncesi, ne zaman barış konuşulsa PKK bunu hep yapıyor, PKK de şahinler - güvercinler, hangi PKK” gibi daha neler neler.” diye yazdı.
“Bir de düşüncelerine deðer verdiðimiz bir kısım yazarlar da bu koruya katılınca bazı şeylere cevap vermek elzem oluyor” diyen Aydar, “Gerçekten bir barış ve çözüm ortamı mı vardı, gerçekten öyle mi?” şeklinde soru yöneltti.
Aydar devamla şunları yazdı:
“Şöyle bir bakalım:
1- Başkan Apo ile tam 331 gündür görüşme yaptırılmıyor. Tüm avukatları içeri alınmış, durumu nedir ne deðildir bizden kimse bilmiyor.
2- Son 15 aydır Ordu bir gün boş durdu mu? Her gün operasyon yapmadı mı? Bu süre zarfında 300’e yakın arkadaşımız şehit düşmedi mi? Kışın daðın en kuytu yerlerinde karlar altında saklanan arkadaşlarımız son teknikle aranıp, yerleri tespit edilen onlarca arkadaşımız imha edilmedi mi?
3- Son üç yıldır içinde milletvekili, belediye başkanı, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri, parti ve sivil toplum örgütlerinin merkez üyeleri ve her kademede yöneticileri dahil, avukatlar, gazeteciler, saðlıkçılar, sendikacılar ve her meslekten insanlar olmak üzere 10.000’den fazla Kürt siyasetçi içeri alınmadı mı? Daha bir hafta önce Van da tüm yurtsever belediye başkanları alınmadı mı? Bu operasyonlar halen devam etmiyor mu?
4- Ýki yıldır devam eden KCK ana davasında kendi anadillerinde savunma yapmak isteyen tutuklular susturulmuyor mu, iki kelime Kürtçe yüzünden iki yıldır dava kilitlenmemiş mi?
5- “Ben olsam Apo yakalandıðında asardım, Ben olduðum sürece o oradan çıkmaz, Kürt sorunu yoktur, Kalleşler” diyen kim? Başbakan deðil mi?
Bu liste daha da uzatılabilir. Bu mu barış ve çözüm ortamı? Bu şekilde mi sorun çözülür? Kışın grup grup arkadaşlarımız vurulduðunda, iki metre kar altında Bitlis’te 15 kadın gerilla bir sıðınakta imha edildiðinde, kimse barış ortamı sabote ediliyor demiyordu.
Herkes elini vicdanına koysun, bu olay öncesinde işleyen bir ateşkes mi vardı? Biz birilerine böyle bir söz mü vermiştik de bu sözümüzden geri mi döndük?
Bir de zamanlama deniyor, ne zamanlaması? Yok Obama-Erdoðan buluşması öncesi, yok falancaya cevap, ne alakası var? Bir yıldan fazladır devam eden bir çatışma ortamı var. Bazen küçük bazen de büyük çatışmalar oluyor. Hepsi bu, tümüyle yer ve imkana baðlıdır.
Bu olay öncesinde gerçekten bir çözüm ortamı vardı da biz mi haberdar deðildik? Beyler bu sorun büyük ve çözümü de ciddi bir iştir. Bir Kılıçdaroðlu-Erdoðan görüşmesiyle, Güneyli Kürt liderlerle yapılan bir iki görüşmeyle, birkaç röportajla çözülecek bir sorun deðildir. Ben bu tür arayışlar tümden önemsizdir, olmasın demiyorum. Ama bu tür arayışlar yetmiyor. Esas muhatabı imha etmeye çalışacaksın, hareketin başı durumundaki Ýnsanı Dünya’dan izole edeceksin, tali durumdakilerle sorunu çözer gibi bir hava yaratacaksın, bu olmaz, bu tutmaz.
Çözüm isteniyorsa muhatapları bellidir. Bu hareket çözüm konusunda parametrelerini ortaya koymuş ve barışçıl çözüm konusunda samimidir. Samimi bir arayış varsa biz de her şeye varız. Ama oyalanmaya ve kandırılmaya karnımız toktur.”