6284 Sayılı Koruma Kanunu yine kağıt üzerinde kaldı

Eski erkek arkadaşı Seyfettin Tanko tarafından 8 yıldır tehdit edilen Münevver Kızıl, verilen 6 aylık tedbir kararına rağmen Tanko’nun 1 Nisan’da kendisini tekrar arayarak taciz ettiğine dikkat çekti.

Türkiye’de 6284 Sayılı Koruma Kanunu da sadece kağıt üzerinde kalıyor. Eski erkek arkadaşı Seyfettin Tanko tarafından 8 yıldır sistematik bir şekilde tehdit edilen Münevver Kızıl, mahkeme kararıyla hakkında 6 aylık koruma tedbiri kararı verilmesine rağmen Tanko’nun kendisini taciz etmeye devam ettiğine dikkat çekti. Tanko’nun en son 1 Nisan 2021 tarihinde 3 kez arayarak koruma kanununu ihlal ettiğine işaret eden Kızıl, can güvenliğinin olmadığını vurguladı. “Artık dayanma gücüm kalmadı” diyen Kızıl, yaşadıklarını ANF’ye anlattı.

‘8 YILDIR BANA YAPMADIĞI KALMADI’

Münevver Kızıl, erkek şiddetine karşı adalet isteyen binlerce kadından biri. Eski erkek arkadaşı tarafından 2013 yılından bu yana taciz ve ölümle tehdit edilen 39 yaşındaki 1 çocuk annesi Kızıl, her gün öldürülme korkusuyla yaşıyor. Tanko’nun 8 yıldır kendisine yapmadığı zulmün kalmadığını belirten Kızıl, “Ondan ayrıldığımdan beri bana yapmadığı kalmadı; bir tek bu bedendeki canı alamadı. Öldürmeye teşebbüs etti, adıma sahte kimlik düzenleyerek telefon hattı aldı, gece yarısı defalarca evimin kapısının önüne geldi, sanal medya üzerinden beni hedef gösterdi, hatta 186 ihbar ve arıza hattını arayarak kaçak elektrik kullandığımı söyleyerek elektriğimin kesilmesine neden oldu. Defalarca arayarak taciz edip, öldürmekle tehdit etti” dedi.

‘1 NİSAN’DA 3 KEZ ARADI’

Tanko’nun hak ettiği cezayı alması için tam 8 yıldır hukuk mücadelesi verdiğini belirten Kızıl, bu süre zarfında 56 kez suç duyurusunda bulunduğunu, 6284 Sayılı Kanun kapsamında da 28 kez tedbir kararı çıkarttırdığını, ancak hiçbir şeye yaramadığını söyledi. Tanko’nun yine koruma tedbirlerini ihlal ettiğine işaret eden Kızıl, “En son Bakırköy 1. Aile Mahkemesi tarafından 18.01.2021 tarihinde 6 aylık koruma tedbiri kararı alınmasına rağmen, beni 1 Nisan’da 3 kez aradı. Bu durumlarda kayıt yaptığımı bildiği için Whatsapp üzerinden aradı. Kayıtlı olmadığı için telefonu açtım. Alaycı bir şekilde kahkaha atarak konuştu. Sesini alınca, suç işlediğini söyleyerek hemen telefonu kapattım” diye konuştu.

‘ARTIK DAYANMA GÜCÜM KALMADI’

6284 Sayılı Koruma Kanunu’nun da sadece kağıt üzerine kaldığına dikkat çeken Kızıl, kanunu sürekli ihlal eden Tanko hakkında bugüne kadar hiçbir caydırıcı ceza verilmediğini; sadece hakaret ve tehditten 2 bin TL gibi cüzi para cezasına çarptırıldığını söyledi. 16 Nisan günü Yeşilköy’deki Şiddeti Önleme Ve İzleme Merkezi’ne giden ve oradaki Aile ve Sosyal Bakanlığı görevlisine son durumu bildiren Kızıl, artık dayanma gücü kalmadığını vurguladı.

‘ADALET BAKANLIĞI SAĞIR VE KÖRLERİ OYNUYOR’

Tüm çabalarına ve sunduğu delillere rağmen en son Kartal Adliyesi’nde 13 Nisan’da görülen davada, Tanko’nun beraatı yönünde mütalaa verildiğine dikkat çeken Kızıl, artık adalete olan inancını tamamen yitirdiğini söyledi. Konuşurken gözyaşlarını tutamayan Kızıl, “Gerçekten zor durumdayım. Artık yoruldum. 8 yıldır bu şahsa karşı adaletin işlemesi için elimden ne geliyorsa yaptım. Davalara müdahil olmaları için defalarca dosya numarası verdim ama hiçbir sonuç alamıyorum. Adalet Bakanlığı sağır ve körleri oynuyor. Sadece kağıt üzerinde varlar” dedi.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇEKİLMEK ‘İSTEDİĞİNİZ GİBİ ÖLDÜRÜN’ DEMEKTİR’

8 yıldır tam anlamıyla kabus yaşayan Kızıl, geceleri uyuyamadığını; uyuduğunda ise öldürüldüğünü görüp sıçrayarak uyandığını belirtti. Erkek şiddetine karşı bir can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilmesinin umutsuzluğunu daha da derinleştirdiğini kaydeden Kızıl, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, erkeklere resmen ‘Başkaldıran kadınları istediğiniz gibi öldürün. Yanınızdayız’ mesajını vermektir; halk tabiriyle ‘Buyurun kurbanlık koyun, istediğiniz gibi kesin’ demektir. Bunu kabul etmek mümkün değil” vurgusunda bulundu.

‘BEN HAYATTAYKEN BANA OMUZ VERİN’

Türkiye’de yılda yaklaşık 600 kadının katledildiğinin ve bu katledilen kadınlardan olmak istemediğinin altını çizen Kızıl, şunları kaydetti: “Artık cinayet diyemeyeceğim çünkü bu bir soykırım adeta. Durum böyleyken nasıl tek bir adamın kararnamesiyle feshedilebiliyor bu kadar önemli bir sözleşme? Ben şimdiden söylüyorum; yarın bir şey olduğu takdirde hiçbir kadının benim pankartımı taşımasını istemiyorum. Öldükten sonra değil ben hayattayken bana omuz verin.”