Ardından dillere destan bir mücadele bıraktı: Sarya Botan

Büyük bir aşkla yürüttüğü özgürlük savaşında ölümsüzleşen Sarya Botan, ardında dillere destan bir mücadele bıraktı. Çok isteyerek gittiği Botan’da adım atmadığı dağ kalmadı yıllar boyu.

Dağlarda bir gerilla mevsimi daha yaşanıyor. Aylardan bahar. Lapa lapa yağan kardan dağlar yeniden beyaza bürünmeye başlıyor yavaş yavaş. Yağan karın altında oturan bir özgürlük savaşçısı. Dağlardaki adı Sarya Botan. Sivil yaşamındaki adı ise Meryem Kaplan. Yurtsever bir ailenin çocuğu olarak 1992 yılında Gever’de dünyaya gelir. Gever’in yurtsever ortamı ve ailesinin etkisiyle erken yaşlarda PKK gerçeğini tanıyan Sarya Botan, genç yaşında özgürlük mücadelesi saflarına katılır. Sarya Botan kameraların karşısına geçip konuştuğu sıralarda Botan yolcusu. Yani Kuzey Kürdistan’a gidecek gerilla güçleri arasında son hazırlıklarını yapıyor. Heyecanı ve mutluluğu gözlerinden okunabiliyor. Son derece sıcakkanlı ve harekete hazır bir duruşu var.

Üzerine yağan kara aldırış etmeden konuşmasına devam ediyor Sarya Botan. Gerillaya katıldığı süreçte etkilendiklerinden tutalım, PKK gerçekliği ve Kuzey Kürdistan’a gidiş amacına kadar birçok konuda değerlendirmeler yapıyor. Evet, kameraların karşına geçip konuştuktan kısa bir süre sonra Kuzey yolculuğu başlıyor Sarya Botan’ın. Gerilla savaşının kalbi olan Botan dağlarına ikinci defa ayak basıyor büyük bir inançla. Kürdistan dağlarında yürütülen özgürlük savaşının fedailerinden oluyor. Kararlılığı ve büyük iradesiyle destansı bir mücadele sergiliyor. 27 Haziran 2020 tarihinde Botan’ın Masîro alanında düşman güçlerinin yaptığı hava saldırısında ölümsüzleşiyor. 

Sarya Botan şehit düşmeden önce dağlara geldiğinde ilk olarak kadın gerillaların kendilerini nasıl yönetip, koruduğunun, nasıl irade sahibi olduklarının dikkatini çektiğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Aslında Önder Apo’nun felsefesiyle yaşamak büyük bir özgürlük düzeyine ulaşmaktır. Çünkü Önder Apo, kadının her yönüyle kendini yaratmasına, kadın hareketinin oluşmasına temel oldu. Önder Apo sayesinde binlerce kadın olduk. O’nun sayesinde Zîlan’ın, Beritan’ın ardılları olduk. Birçok kadın arkadaşımız kendini feda etti. Peki, neden kadınlar kendilerini bu düzeyde feda ediyorlar ya da neden bu kadar fedai bir hareket? Bunlar insanı düşündürüyor. Demek ki çok derin ideolojik bir temel üzerinden, Önder Apo felsefesiyle mücadele yürütme gerçeği var. Çünkü temelleri çok sağlam olduğu için hareketimiz bu düzeye kadar gelebildi.”

PKK BİZİM İÇİN MORAL KAYNAĞIDIR

Röportajında PKK’deki kadın gerçekliğine ve kadının gücüne de değinen şehit Sarya Botan, kadının ulaştığı düzey hakkında görüşlerini şu cümlelerde dile getiriyor: “Önder Apo’nun felsefesi gösterdi ki kadın artık büyük bir güç ve potansiyeldir, her şeyi yapabilir. Kadın isterse bütün evreni bile yorumlayabilir. Çünkü kadın, evrensel bir güce sahiptir. Bundandır, dağlarda yürüyen, savaşan kadınlardır. Ahlaki- politik topluma öncülük edecek olanlar yine kadınlardır. Kadın, büyük bir güç sahibidir. Kadın öyle bir güç sahibidir ki her şeyi yapabilir. Mesela kadın savaşamaz diyorlardı fakat heval Zîlan kendini düşmanın kalbinde patlattı. Kadın yürüyemez diyorlardı ama heval Doğa kendini düşmanın kalbinde patlattı. Bu güç Önder Apo’nun felsefesi sayesinde ortaya çıkmıştır. Kadın şimdi büyük bir cesaret sahibidir. Kadınlar şimdi zılgıtlar eşliğinde savaşıyor. Örneğin Heval Berîtan düşmanın eline geçmemek için kendini zılgıtlarla uçurumlardan attı.”

Botan dağlarına gitmeden önce PKK’nin gücünü ve düşman gerçekliğini çok güzel bir şekilde şu cümlelerle açıklıyor Şehit Sarya: “Erdoğan kalkıp PKK’nin gücü kalmadı, PKK’yi bitireceğiz diyor ama PKK dünyada ses getirmeye devam ediyor. PKK, büyük bir güç haline gelmiştir ve bütün dünyaya başkaldırıyor. PKK’nin gücü, bizim için çok büyük bir moral kaynağıdır ve böyle büyük bir sürece fedaice katılmamızın temeli Önderliğin gücüdür. Bunun için devlet artık PKK’yi bitireceğiz diyemez. Çünkü devlet, çökmüş bir güçtür. Her ne kadar açıklamalarda bulunup, propaganda yapsalar da temeli boşalmış bir güç haline gelmişlerdir. Erdoğan yaşadığı bu kriz içinde herkese güçlü olduğunu söylemek istiyor ama öyle değildir. Aslında ciddi anlamda bir yanılgı yaşıyor ve bunun için her yere saldırıyor.”

ŞEHİT ARKADAŞLARIN İNTİKAMINI ALMAK İÇİN BOTAN’A DÖNDÜ

Büyük bir istem ve heyecanla Botan’a gideceğini söylüyor Şehit Sarya Botan. Aslında bütün duyguları yüzüne yansıyor. Şehitlerin intikamı için gideceğini ekliyor sözlerine ve şöyle devam ediyor: “İçinden geçtiğimiz süreç, Üçüncü Dünya Savaşı’nın yoğunluğunun yaşandığı bir süreç. Aslında Türk devletinin yok olma sürecidir. Bu sürece öncülük edecek olanlar kadınlardır. Ben de bir Kürt kadını ve YJA Star gerillası olarak, bu süreçte yer alarak tekrardan Botan’a dönüyorum. Botan, Kürdistan’da yüreklerin başkentidir. Botan, ana erkilliğin korunduğu beşiktir. Botan’a gideceğim için çok mutluyum gerçekten. Yaşadığım büyük heyecan ve moralle Botan’da daha güçlü ve daha fedaice bir katılımın sahibi olacağım. Botan’da çok değerli komutanlarımız şehit düştü. Şehit Delal Amed, Önderliğin yoldaşı ve Önderliğin yolunda yürüyen bir komutandı. Öncümüzdü, komutanımızdı. Bizim için gerçekten örnek bir militandı, isyancı bir kadındı. Şehit Delal’ın intikamını alma hedefiyle Botan’a dönüyorum. Yaşanacak süreç için hazırız. Fedaice bir duruş sergileyeceğiz. Büyük bir istek ve heyecanla Botan’a dönüyoruz.”

Büyük bir aşkla yürüttüğü özgürlük savaşında ölümsüzleşiyor Şehit Sarya Botan. Ardında, dillere destan bir mücadele ile. Botan dağlarında adım atmadığı dağ kalmıyor yıllar boyu. Yoldaşlığın bir timsali olarak, şehit yoldaşlarının intikamını almaya gittiğini söylüyor korkusuzca. Konuşmasını bitirdikten sonra yüreği gibi güzel olan sesiyle, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için bir türkü söylüyor büyük bir özlemle.