Başaran: AKP-MHP'nin Kürt düşmanlığı hız kesmeden sürüyor

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Türk devletinin Maxmûr'daki katliamıyla pandemi döneminde de Kürt düşmanlığını sürdürdüğünü belirtti.

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Genel Merkezi’nde gündemdeki konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

'DÜNYA KORONAYA, AKP-MHP KÜRDE KARŞI'

Başaran'ın konuşmasının satır başları şöyle:
Bütün dünya korona ile mücadele ederken AKP-MHP ittifakı Kürt düşmanı siyasetine hız kesmeden devam ediyor. Dün uzun bir süredir bombardıman altında tuttukları Maxmur’da TSK'nin bombardımanında 3 kadın yaşamını yitirdi. Zaten uzun bir süredir abluka altında olan Maxmûr'da yaşam hakkının yok sayılması, Kürt düşmanlığına korona günlerinde bile devam edilmesi kabul edilemez. Bir kez daha Maxmûr’da yaşamını yitiren üç kadının ailesine başsağlığı, kendilerine rahmet diliyoruz. Bu saldırıyı en şiddetli bir biçimde kınıyoruz.

'PANDEMİDE 30 KADIN KATLEDİLDİ'

Gündem korona ama görünmeyen bir gündem de kadınların korona günlerinde yaşadıkları şiddet, baskı, ev içi emeklerinin sömürülmesi. Pandemi süreci başladığından bugüne 30 kadın yaşamını yitirdi.
Tüm uyarılara rağmen önlem almayanlar kadınların ölümünden sorumludur.
Önceki gün bütün kamuoyuna yansıyan bir görüntü vardı; eski eşi tarafından kaçırılıp 4 saat darp edildikten sonra çığlık çığlığa 'bana yardım edin' diyen bir kadının görüntülerini izledik. Kendi beyanlarından dinledik, emniyete gitmiş eski eşi kendisini 4 saat rehin tutup darp ve tehdit etmesine rağmen ifadesi dahi alınmamış. Bakın tutuklanmadan söz etmiyorum, ifadesi dahi alınmamış.

'BİRBİRİMİZİN GÜVENCESİYİZ'

Buradan kadınlara bir kez daha sesleniyoruz: Mekanizmalar işletilemez duruma getirilmiş olabilir ama ALO 183 hattını ve 6284'ten kaynaklı haklarınızı kullanmaktan, karakola başvurmaktan vazgeçmeyin. Siz bu mekanizmaların işletilmesi için ısrarcı olun, biz HDP Kadın Meclisi olarak sürecin takipçisi olacağız, sizi yalnız bırakmayacağız. Evlerin içerisinde, korona günlerinde kendinizi güvensiz hissetmeyin. Koronada biz kadınlar hep beraber güçlüyüz. Biz birbirimizin güvencesiyiz. Bizi güvencesiz bırakmalarına izin vermeyeceğiz.

'KADINA VE ÇOCUĞA YÖNELİK SUÇLAR AFFEDİLDİ'

İktidar cephesinden kadına yönelik suçlarla ilgili bir düzenleme olmadığı ısrarla ifade edildi. Ancak biz biliyoruz ki, Türk Ceza Kanunu’nda 'kadına yönelik suç' diye bir tanımlama yok ama hem uluslararası hukukta hem 6284'te kadına yönelik suç tanımları tek tek tarif edilmiştir. Kadına yönelik suç sadece kadınların katledilmesi değildir. Tehdit, şantaj, darp, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma gibi birçok suçun, eğer bir kadın mağdur oluyorsa, kadına yönelik suç olarak tanımlanması gerekir. Ama maalesef bu İnfaz Yasasında kadına ve çocuğa yönelik suçlar örtülü bir biçimde affedildi.
Bu düzenleme ile beraber, binlerce kadın günlerdir bize ulaşıyor. 'Kendimizi tehlikede hissediyoruz. Bizi darp edenler, tehdit edenler, şantaj yapanlar, kaçırıp hürriyetimizden mahrum bırakan erkekler cezaevinden arayıp 'ben çıkıyorum şimdi ne yapacaksın' tehdidinde bulunuyor' diyorlar.
Şiddet uyguladığı için 6 kez tutuklanan bir erkek bu düzenlemeyle tahliye ediliyor.
Bu düzenleme ile AKP-MHP ittifakı kadınların yaşamını yok saydı.
Bu kanuna 'evet' oyu veren tüm milletvekilleri bu cinayetlerin birebir sorumlusudur.

'HASTA TUTSAK KADINLAR ÖLÜME TERK EDİLİYOR'

İnfaz Yasası kadınlara karşı suç işleyenleri salıverirken, kadınları güvencesiz bir şekilde bırakırken, bir taraftan da binlerce siyasetçiyi, kadın aktivistini içeride tutan bir yasadır. Bu yasanın Kürt düşmanı olduğunu, kadın düşmanı olduğunu, ayrımcı olduğunu, eşitliksiz olduğunu, yaşam hakkını tamamen ihlal ettiğini defalarca söyledik. Bugün cezaevlerinde 74 ağır hasta tutsak kadın maalesef ölüme terk ediliyor.
Cezaevlerinde çıkacak cenazelerin sorumlusu AKP ve MHP iktidarıdır."