Özerk Yönetim tarafından yapılan açıklamada “Ocak 2025’ten bu yana bölgemizin yaşam kaynakları ve altyapısına yönelik şiddetli saldırılar yapıldı. İşgalciler bu saldırılarla özgürlükçü halkların iradesini kırmayı amaçladı” denildi. 

Açıklamada devamla şunlar ifade edildi: “Düşmanca saldırılar sistematik olarak işgalci Türk devleti ve çeteleri eliyle Tişrîn Barajı çevresinde yoğunlaştı. Tişrîn Barajı bölgenin en büyük enerji kaynağı olma özelliği taşıyor. Milyonlarca insana hizmet veren bu baraja yönelik saldırılar Kürt, Arap ve Süryani halkların direnişine çarptı.

8 Ocak’ta başta kadın ve gençlik örgütleri olmak üzere yüzlerce kişi yönünü Tişrîn Barajı’na vererek, halkın kazanımlarını koruma direnişine katıldı. QSD ve YPJ güçleri etrafında kalkan olan halkımız, seferberlik ruhuyla kazanımlarını korudu.

Bu direniş savaşta kahramanlık destanlarının yazılmasını sağladı. Kuzey ve Doğu Suriye halkları bu direnişle onursuz bir yaşamı kabul etmeyeceğini ispatladı. Tişrîn Barajı gençlerin devrim destanı yazma alanı oldu. Tarihin sayfalarına altın harflerle yazılan bu direniş, onlarca şehidin emeğiyle verildi.

Şehitler Menice, Kerem Şehabi, Harûn, Eziz Ereb, Bavê Teyar, Ronahî Efrîn’in anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Özgürlük yolunda canını feda eden tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Tüm yaralılara şifa diliyoruz. Emeklerinin boşa gitmeyeceğinin sözünü veriyoruz.

100 günden fazladır büyük bir fedakarlıkla devam eden bu direniş, büyük kazanımlar elde edilmesini sağladı. Bu direnişin kazandırdığını ve zaferle taçlandığını, yeni tehditlerin önünü aldığını gururla duyuruyoruz.

Özerk Yönetim olarak bu direnişe katkı sunan herkesi selamlıyoruz.

Bu süreçte fedakarca çalışan sağlık çalışanlarının emeğini de selamlıyoruz. Şehitler Cihan, Nazım ve Egid Roj şahsında basın çalışanlarının fedakarlığını saygıyla anıyoruz. Halkının yanında yer alan halkının sesi olan özgür basın çalışanlarını selamlıyoruz.

Tişrîn Barajı ulusal birliğin sembolü haline geldi. Türk devleti ve çetelerine karşı direnişin canlı örneği oldu."