Dağları sevdikçe güzelleşen Mercan

Dersim’e vardığı 2013’te dağları sevdikçe güzelleşir, güzelleştikçe hızlandırır yürüyüşünü. Davaya inanıp savaşır. Bereketin dağlarla buluştuğu bir mevsimde kendini feda eder Mercan Dersim.

Mercan, hep yeşil kalmaya yeminli, bereketli bir ağaç.

Mercan, sarp dağlara kök salan, fırtınalara direnip boy atmaya yemin etmiş bir başak.

Mercan, halkların birliğine inanıp, acının ve sevincin yoluna çıkmaya yeminli bir devrimci.

Mercan, toprağa bağlılığın en güzel öz olduğuna inanan Bingöllü bir kadın.

Mercan, Munzur’un asiliğine kendi kızıllığıyla akan asil bir çift göz.

Mercan, inancın ve imanın bütünlüğüne erişmenin adı.

Mercan Dersim, Alevi bir ailede, toprağını korumaya yeminli yurtsever bir annenin son çığlığıyla dünyaya gözlerini açar. Gözlerini açtığı yer, heybetli ve sert dağların, hırçın suların; direnişi dayatan, dirilenin türküsünü söylemeye ant içenlerin yeridir. Burası, zalimlerin korktuğu, devrimcilerin dergâhı olan Bingöl’ün Şirnan köyüdür.

Zalimlerin baskıları sonucu toprağını yüreğine ekip gittiği İstanbul’da okul okumaya başlar. Haksızlıkların tam orta yerinde, adaletsizliğin boy attığı, zulmün baş gösterdiği her şeye isyan eder. Halkların ve inançların birlikteliğine olan inancını korur. Toprağına olan özlemle büyür, arayışlarını devrime kavuşturma yoluna girer. Kızıl selamın zaferine inanır, bu uğurda yola girer. Başta bir sempatizan olarak tanıştığı devrimci mücadelenin zaferini, kendini adamakta görür ve MKP saflarında öncü bir militan olarak devrimci yürüyüşüne devam eder.

ZORLUKLAR KARŞISINDA NEHİR OLMA GÜCÜ

Kızıl kanlarla tekrar filizlenen ve yıllar önce kilidi kaybolmuş dağların anahtarını bulup halkına teslim etmeye yemin eder. Bunun için Dersim’in dağlarına döner yüzünü. Dersim dağlarına doğru yol alırken kızıl selamlar bıraktığı mektubu yüreğinden yoldaşa köprü olur. Şöyle der: “İnsan ötesine koyamadıklarıyla büyük bir bağlılıkla yaşar. Özgürlük ve hakikat gibi. Özgürlük en büyük hakikat arayışıdır. Bir nehir gibidir, yatağına sığmaz; bazen hırçın, bazen hüzünlü akar. Karşısına çıkabilecek tüm engelleri aşma yolundaki mücadelesinde özgürlük anlayışımızın temelidir. Bilinçli özgürlük arayışımız ve savunumuz doğaldır ki; doğal özgürlük, yani insanlığın ilk komünal yaşamının temel değerlerinin savaşıdır. İşte ötemize koyamadıklarımızın alevleriyle harlanıyor zaman ve insan. Ve elbette ki mekân. Yani uzaklıktır, özlemdir; bazen koyu bir sohbet, bazen hiçbir sözcüğün karşılayamadığı andır. Güzellikleri büyütmek için yapılan küçük anlamlı kavgadır. Zamana sığdıramadıklarımızın acısını taşıyoruz duygu/düşün dünyamızda. Öyle ki bu acılar bize zorluklar karşısında bir nehir olma gücü veriyor ve başlıyorsun zamana ve yaşananlara karşı en büyük kavgayı vermeye.”

HALKLARIN KARDEŞ YÜZÜ MERCAN

Dersim’e vardığı 2013’te gerillanın, toprağın, dağların, yoldaşlığın sırrına erişmenin peşinde olur. Dersim’in dağlarına aktıkça akan Mercan, bir inanç olup yürür dağlarda. Peri suyunu Munzur’la buluşturmanın umuduyla tutuşur kavgaya. Dağları sevdikçe güzelleşir, güzelleştikçe hızlandırır yürüyüşünü. Davaya inanıp savaşır.

Devrimin kızıl kanıyla sembolleşen Zarifeler’in diyarında büyük bir gerilla olup, yüreği avuçlarında olan Aynur Adalar, Roni Munzurlar, Ulaşlar, Baranlar ve Delaller’in yoldaşı olmayı başarır. Bereketin dağlarla buluştuğu bir mevsimde, 1 Ağustos 2017'de güneşi karşılama savaşına kendini feda eden kızıl gerilla Mercan, Dersim dağlarının toprağına kızıllığını nakşedip, ölümsüzlüğe doğru yürürken halkların kardeş yüzü olur.

ESKİYİ YIKIP YENİYİ YARATMA SAVAŞI

Mercan Dersim, şehit düşmeden önce yoldaşlarına yazdığı mektubunda şunları dile getirir: “Gerilla yaşamı ve yarattığı değerler, beni kendimle karşı karşıya getirdi. İnsan kendisinin en saf, en temiz yanıyla özüyle buluşuyor. Yeni bir insan, yeni ve özgür bir yaşam kurmak için her şeyle savaşıyorsun. En başında da kendinle büyük bir kavgaya tutuşuyorsun. Sürekli yıkıp inşa ediyorsun. Yani doğayı, insanı ve bunlar arasındaki çelişkili yanlarıyla ortak yaşamın anlamını en duru haliyle bilince çıkarmak yaşananları yaşatılanları, doğru okumak ve değerlendirmek sanırım buradan geçiyor. Şimdi yeni bir başlangıç yapma vaktidir. Oldukça zorlu bir süreçten geçiyoruz. Eski alışkanlıkları, değer ve yargıları, eski düşünce tarzını yakıp yeni bir toplum yaratmak için olabildiğinde devrime açık bir atmosfer var. Tüm devrimci güçlerin eskiyi yıkıp yeni olanı yaratmak için büyük bir azimle savaşması gerekiyor.”

Mercan, imanın kıblegâhı olan dağlara yüreğini veren, aşkın yüzünü özgürlüğün zafer savaşımına ulaştıran kadın.

Mercan Dersim, Peri’yi Munzur’la buluşturan kutsal savaşçı; Bandozlar’ı Seyid Rızalar’la buluşturan yiğit kadın, yolun açık olsun!