Doğu: AKP inkar politikalarını meşrulaştırdı

Bütün iktidarların halklara zulüm ve baskı yaptığını belirten KJK Koordinasyon Üyesi Çiğdem Doğu, "AKP iktidarın temel farkı ise bütün bunları aynı zamanda meşrulaştırmasıdır" dedi.

Türkiye ve Kürdistan'da AKP faşizmi ve Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın tek adam diktatörlüğü ile ülkeyi yaşanamaz hale getirdiğini kaydeden  KJK Koordinasyon Üyesi Çiğdem Doğu, OHAL'in artık ülkede olağanlaştığını vurguladı.

Yalancılık ve yolsuzluğun da iktidar tarafından olağanlaştığını söyleyen Doğu, her gün insanların katlediğini belirterek AKP'li milletvekili adayı ve adamlarının Suruç'ta yaptığı katliamı hatırlattı. Doğu, AKP’nin Türkiye halklarına yönelik politikaları, ülkenin içinde bulunduğu kriz ve kaosun nedenleri ve 24 Haziran seçiminin önemi hakkında ANF'ye konuştu.

 

TÜRKİYE HALKLARIN TERCİHİ DEMOKRASİ BLOĞU OLMALI

Türkiyeli kadınların, gençlerin ve özellikle Türkmen halkının tercihini demokrasiden yana ortaya koyması gerektiğini söyleyen Doğu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye 24 Haziran seçimlerine doğru gidiyor. Belki Türkiye tarihinde yaşadığı en önemli, en büyük kriz ve kaos süreci yaşanıyor. Hem Türkiye tarihi açısından hem de Osmanlı tarihi açısından da bu belirtilebilir. Bütün bu zamanlar incelendiğinde bu kadar derinleşmiş bir kriz, bu kadar meşrulaşmış bir yalan, yolsuzluk, fakirlik, faşizm politikası daha önce yaşanmamıştır. O açıdan bu seçim gerçekten tarihi bir öneme sahiptir.

Şüphesiz her şey seçimle halledilecek, belirlenecek diye bir şey belirtemeyiz. Fakat seçimlerle birlikte Türkiye halklarının, Türkiyeli kadınların, gençlerin ve özellikle Türkmen halkının tercihini neyden yana koyacağa önemli bir konudur. Demokrasiden mi, özgürlükten mi, yoksa bu faşist politikalardan mı yana, bu faşizmin ortaya koyduğu savaştan, kandan mı yana ve yine ortaya çıkardığı yoksulluktan, işsizlikten, mi yana? Bu açıdan bütün bunların cevabını bir seçim süreci olarak ortaya çıkıyor."

EZİLEN HALKLAR HEP İNKAR VE İMHA EDİLDİ

AKP faşizmi ve Erdoğan'ın tek adam diktatörlüğüyle yaşamı sürdürülemez hale getirdiğine dikkat çeken Doğu, "Belirtmek istediğimiz sadece devlet yönetiminde, siyasette, diplomaside, hukukta bir tıkanmışlık, bir sürdürülemezlik olayı değil. Yaşamın artık sürdürülemez hale gelmesi söz konusudur. Toplumsal ilişkilerin artık yaşanamaz hale gelmesi söz konusudur, asıl kriz de buradadır. Bu direk faşizmin tekçi politikalarıyla bağlantılıdır, halkları inkar politikasıyla bağlantılıdır. Aslında işçileri, emekçileri, farklı mezhepleri, dinleri inkar politikasıyla bağlantılıdır. Türkiye tarihi boyunca ezilenler hep inkar ve imha edildi" diye konuştu.

AKP’nin diğer iktidar güçlerinden daha farklı bir politika izlediğini belirten Doğu, şunları söyledi: "Bütün iktidarlar şüphesiz zulüm yapmıştır, halkları katliamdan geçirmiştir, ezmiştir, sömürmüştür, işçileri daha fazla sömürmüştür, halkı daha fazla yoksullaştırmıştır. Bu politika bütün iktidarların temel bir politikası olmuştur. AKP iktidarın temel farkı bütün bunları aslında meşrulaştırmasındadır. Diğerleri belki bir şekilde üstünü kapatmaya çalıştı, gizli saklı bir biçimde yapmaya çalıştı. AKP ise bütün bunları meşrulaştırdı, normalleştirdi."

HER GÜN İNSANLAR ÖLDÜRÜLÜYOR

Türkiye'nin uzun bir zamandır OHAL ile yönetildiğini söyleyen Doğu, "OHAL’e bakıyoruz olağan üstü bir haldir ama olağanlaştırıldı. Bu anlamda yalancılık da yolsuzluk da olağanlaştırıldı. Katliamlar çok olağan bir biçime kavuştu. Görüyoruz her gün insanlar öldürülüyor. İşte en son Urfa Suruç’taki katliam olayı, hiçbir zaman halk açısından, HDP açısından, demokratik kesimler açısından bir gündemleştirme olayı söz konusu değil tam tersine onlara katliam uygulayan, bunu meşrulaştıran bir yaklaşım var" diye konuştu.

İşçi katliamları, ekolojik katliamlar, kadın katliamlarının çok normalleştirildiğine dikkat çeken KJK Yürütme Konseyi Üyesi Çiğdem Doğu, şunları belirtti: "Birçok biçiminde çocukların katledilmesi söz konusu. Bütün bunlar AKP iktidarı sürecinde normalleştirilmiştir."

OSMANLI DÖNEMİNDE PADİŞAHA EN FAZLA KARŞI ÇIKAN TÜRKMEN HALKIDIR

Türkmenlerin direnişçi kimliklerine sahip çıkması gerektiğini söyleyen Doğu, şunları dile getirdi: "AKP faşizmi aslında Türklüğü çok yoz bir biçimde kullanıyor. Şimdi Türklük aslında oluşturulmuş bir şey, Türkmenlik zaten kendisini binlerce yıl halk kültürü olarak ifade eden, özellikle de iktidarlara karşı mücadele kimliğiyle öne çıkan bir kimliktir Türkmen kimliği. Osmanlı sürecinde padişaha karşı, padişahlık sistemine karşı en fazla mücadele eden, en fazla ayaklanan, en fazla karşı çıkan Türkmen halkıdır. Türkmenlerin böyle onurlu bir tarihi vardır. Osmanlı tarihi boylu boyunca Türkmenlerin başkaldırı tarihidir. Türkmenler padişahlık sistemini, tek adam sistemini kabul etmezler, tarihi böyle bir tarihtir."

Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte direnişçi Türkmen kimliğinin bastırılıp yok edilmeye çalışıldığını ve yapay bir Türklük yaratıldığını kaydeden Doğu, "Devlet Türklüğü yaratılmış, işte beyaz Türklük diyoruz, beyaz faşizm diyoruz, kara faşizm kara Türklük diyoruz. En son AKP ile birlikte yeşil bir faşizm türü yeşil Türklük ortaya çıkartıldı. Bu da bir sentezdir aslında, bununla birlikle aslında Türkmen halkının hiç layık olmadığı biçimde Türk kimliği kullanılıyor. Türkmenler adına Efrin'e işgal operasyonu gerçekleştiriliyor, işte bu günlerde Güney Kürdistan işgali gündemdedir. Yine Türkmenler adına Türklük adına böyle bir işgal operasyonu gerçekleştiriliyor" diye konuştu.

TÜRKMENLER DİRENİŞ KİMLİKLERİNE SAHİP ÇIKABİLMELİ

"Türkiye’nin sınırları içerisinde her türlü sömürü, katliam, yolsuzluk, ahlaksızlık gerçekleştiriliyor" diyen Doğu, "Bunun üzerine de Türklük ismi kullanılıyor. Şimdi bu anlama da belki bu seçimde en fazla kendi kimliğine sahip çıkması gerekenler Türkmenlerdir. AKP’nin bu kimliği kullanarak soykırım politikaları yürütmesine, kadın toplum kırım politikalarını yürütmesine, Türkmen halkı izin vermemelidir. Türkmen kimliğinin bu biçimde kullanılması, yozlaştırılması, bir inkar imha biçimidir.

Bu anlamda Türk devlet faşizminin Kürler üzerinde çok derin bir soykırım politikası vardır. Bugün AKP ile birlikte çok derin bir biçimde kullanılmaktadır, ama bunun diğer bir yönü de Türkmen halkına karşı bu yönlü uygulanan işgal operasyonudur. Türkmenler bu işgale izin vermemelidirler. Türkmen halkı kendi direniş kimliğine sahip çıkmalı, tarihine sahip çıkmalı ve bu AKP faşizmine gerçek dersini vererek asıl Türkmen kimliğinin nasıl bir kimlik olduğunu ortaya koya bilmelidir" ifadelerini kullandı.

24 HAZİRAN'DA TEK ADAM REJİMİNE SON VERELİM

HDP’nin bütün ezilen Türkiye halklarının kimliği, sesi, özü olduğunu söyleyen Doğu, konuşmasının devamında şunları ifade etti: "Türkiyeli halklar tarih boyunca devlet olmadan birbirleriyle barış içinde yaşamışlardır. Eşit ve anlamlı bir biçimde birlikte yaşamışlardır. Böyle bir yaşam kültürü zaten vardır. Şimdi AKP tek adam rejimiyle, tek devlet, tek bayrak, tek dil politikasıyla aslında bu halkların birlikte yaşama kültürüne karşı en büyük düşmanlığı yapmaktadır. Bu anlamda Türkiye halklarının hak etmediği bir yaşam gerçekliğiyle karşı karşıyadır.

24 Haziran'da buna son verecek bir yaklaşımı bütün farklı kimlikler ortaya koymalıdır. Ermenisi, Lazı, Gürcüsü, Türkmeni, Kürdü, Alevisi, Sünnisi her türden farklı kimlik kesinlikle tavrını ortaya koymalıdır. Bu tavır da herkesin kendisini eşitçe, özgürce kendi kimliğiyle ifade etmesi, ortaya koymasıdır. Bunun adresi de zaten HDP’dir. HDP Türkiyeli halkların kadınların Türkiye’deki bütün ezilmişlerin ve farklılıkların öz kimliği olarak kendisini örgütleyen bir partidir.

Adaylarına da baktığımızda bu özü çok rahatlıkla görebiliyoruz. Yine adaylarda kadın renginin en fazla HDP'de ortaya çıktığını insan görüyor. Bu nedenle özgür kimliğe sahip çıkmak HDP ile birlikte özgür bir yaşam, demokratik bir yaşam koşullarını ortaya koymak bunun tercihini yapmak Türkiyeli halklar açısından çok önemlidir. Doğa ve ekolojik yaşamın sürdürülebilirliği açısından da aynı şeyi belirtmek gerekir. Bunun için halklar tercihini ortaya koyabilmelidir."

KADINLAR İÇİN HDP TARİHİ BİR ÖNEME SAHİPTİR

HDP’nin kadınlar için önemine dikkat çeken Doğu, kadınlara seslenerek konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: "Kadınlar için eğer biz özgür bir yaşam gücüne kavuşmak istiyorsak kendi özgür kimliğiyle kadınca kimliğiyle yaşamak istiyorsak o zaman kadından, kadın kimliğinden yana olan tercihimizi yapmak durumundayız. Burada adres HDP’dir. HDP bu anlamda kadınları kucaklayan, kadına özgürlük yolunu açan bir parti kimliğine sahiptir. Kadınlar için HDP tarihi bir öneme sahiptir. 24 Haziran seçimlerinin tarihi sonuçlar ortaya çıkaracağına inanıyoruz.

HDP aslında çok açık bir biçimde barajı aşmıştır, bunu 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde gördük. Bu anlamda HDP’nin baraj sorunu yoktur. Hilelerle, zulümle, kanla, çeşitli biçimde provokasyonlar ile HDP’nin baraj altında bırakılması sorunu vardır. Bu nedenle en fazla sandıklara sahip çıkması gereken kadınlardır. Oyuna sahip çıkmak, HDP ile yaşama, geleceğe sahip çıkmak çok önemlidir, bu konuda herkesi sorumluluğa özellikle kadınları duyarlılığa davet ediyorum."