Newaya Jin: Mücadele yaşatır!

Kürdistan ve dünya gündemini kadın penceresinden yorumlayan aylık kadın gazetesi Newaya Jin’ın Mayıs Sayısı ‘Mücadele yaşatır!’ manşetiyle çıktı.

Anadil’e dair Kürtçe makalenin sürmanşete taşındığı aylık kadın gazetesi Newaya Jin’ın 182. sayısında, Cumartesi Anneleri, Plaza de Mayo Anneleri, Barış Anneleri ile zorlu hayat mücadelesi vermiş kimi kadın portrelerine yer verdi. 21. yüzyıl feminizminin kendini tanımlama arayışı, evrensel ortak kadın mücadelesi esasları, koronavirüs okumaları, İnfaz Yasası ve Anadil’in önemi gibi başlıklarda gazetenin yeni sayısında yer aldı.

BİR ÜLKENİN HAFIZASINA DÖNÜŞEN MEYDAN

Cumartesi İnsanları'nın 25 yıldır devlet tarafından kaybettirilen yakınlarının akıbetini sorduğu, faillerin cezalandırılmasını istediği Galatasaray Meydanı, aradan geçen bunca zaman içerisinde bir ülkenin hafızasına dönüştü. Newaya Jin, konuya dair gazeteci Nezahat Doğan’ın, 1995’te evinden beyaz toroslarla kaçırılıp kaybettirilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun ile yaptığı röportaja yer verdi. "O meydan bizim çocukluğumuz, gençliğimiz. Kazandıklarımız, yitirdiklerimiz, acılarımız, özlemlerimiz" diyen Tosun, AKP’nin gündeminde 'Gözaltında 'Kaybedilenler' gerçeği ile yüzleşmenin olmadığını hatırlattı.

Zara Koçgiri ise makalesinde, savaşın en fazla kızıştığı, sıra sıra dizilen cenaze manzaralarının görüldüğü, kendi çocuklarının cesetlerine bile ulaşamayan binlerce annenin feryatlarının yükseldiği bir dönemde, 1996’da daha fazla ölümlerin önünü almak adına harekete geçen Barış Anneleri’ni işledi.

KARANLIĞA DİRENEN PLAZA DE MAYO

Annelerce diğer bir hak mücadelesi ise yıllardır Arjantin’in Plaza de Mayo’sunda verilmekte. Plaza de Mayo'yu dünyaya duyuran ve hak mücadelelerinin evrensel meydanına dönüştüren Arjantinli "Kayıp Anneleri"dir.

Konuya dair bir haber-dosya hazırlayan Dilan Bozgan; Arjantinli annelerin, korku ve terör rejimine aldırmadan ne pahasına olursa olsun, çocuklarını tarihten silmeye, mücadelelerini tarihin karanlık dehlizlerine atmaya çalışanlara karşı inadına Mayıs Meydanı’ndan haykırmaya devam ettiklerini hatırlatıyor yeniden.

İŞİTEN, HİSSEDEN VE BİZDEN OLANA...

Mayıs sayısında, bir solukta okunası bir kadın, bir anne, bir halk militanı olan 81 yaşındaki Yadê’nin (Samya Doğan) hayat hikayesine de yer verildi. Hikayeyi biyografi tarzında kaleme kalan İlke Jiyan: "Yadê’nin hayatı, son yüzyılın siyasal tarihi, Kürt isyanları, Türk devletinin zulmü; bir yandan düşman öte yandan ise erkek dünyasında tüm toplumsal yargılara meydan okuyan bir Kürt kadınının varoluş mücadelesi demek" diyor.

MALA JİN'DE ADALET DAĞITAN BİR ANNE

Rojava’da kadınların ihtiyaçları temel alınarak 2011’den itibaren oluşturulan Mala Jin’ler, toplumsal sorunların çözümü için kadınların başvurduğu merkezlerdir. Kurum emekçilerinden olan Yadê Süreyya’nın hikayesi ve Mala Jin’lerin işlevini Berfin Güneş’in kaleminden okuyacaksınız.

KÜRTÇE ARYENİK DİL GRUBUNUN KÖK HÜCRESİ

Newaya Jin Mayıs sayısında anadil ve Kürtçenin varlık mücadelesine geniş yer verdi. Konuyu sürmanşete taşıyan gazete, bu gündemle ilgili Roza Metina ve Emine Özmen’in analizlerine yer verdi. Kürtçenin zengin yapısı ile Aryenik dil grubunun kök hücresi olarak tanımlanabileceğini hatırlatan yazarlar; sonuçsuz kalan ‘Kürdistan’ın Kürtsüzleştirilmesi’ politikalarından sonra, yeni tip bir soykırım süreci olan ‘Kürtlerin Kürtçesizleştirilmesi’ politikalarının devreye konulduğuna dikkat çekti…

ULUSLARÜSTÜ KADIN ÖRGÜTLÜLÜĞÜ

Küresel ortak kadın mücadelesine dair yazan Meral Çiçek, günümüzde kadınlar açısından en acil ihtiyacın, küresel ölçekte kadın örgütlülüğünü inşa etmek olduğunun altını çizdi.

Zerya Gül ise, "Feminizminin kendini tanımlama arayışı" tartışmaları bağlamında "Feminizmin öznesini yerinden oynatma" başlığı ile konuyu yorumladı.

PATRİYARKADA NUMARA BİTMEZ

Dikkatleri İnfaz Yasası’na çeken gazetenin yazarlarından Nazan Üstündağ, söz konusu yasa ile kadın hareketlerinin kadın cinayetlerine karşı verdikleri etkin mücadele sonucu elde ettikleri kazanımların geri alındığının altını çizerek, şiddetten korunmanın tek yolunun örgütlü öz savunma olduğunu vurguladı.

Gulistan İke, ise aynı konuyu benzer içerikte Kürtçe sayfalardaki köşesine taşıdı.

KORONANIN GÖR DEDİKLERİ

Deneyimli gazeteci Güler Yıldız ise, dünyanın başlıca gündemi olmaya devam eden koronavirüsün siyasete, ekonomiye, doğaya, gündelik hayatlara yansımalarını yazdı. Tarihte iz bırakmış kara veba, çiçek, kolera, İspanyol gibi kimi pandemilerin kronolojik anlatısını yapan Yıldız ‘koronanın gör dedikleri’ne dikkat çekiyor.

Gazetenin köşe yazarlarından Roni Eylem, "Korona salgını hayatlarımızı alt üst etti demek ne kadar doğru?" sorusunu yöneltiyor.

Dr. Widad Akreyi korona süreci ile imtihandan geçen hükümetlerin sağlık politikaları ile toplumsal sağlık bilincini Kürtçe okurlar için yorumladı.

ADIN AGİT

2017’de Dersim’de yaşanan çatışmada hayatını kaybeden Agit İpek’in kemiklerinin annesi Halise Aksoy'a kargo yolu ile koli içerisinde teslim edilmesinin yankıları devam ediyor. Newaya Jin konuya dair Dilzar Dilok’un "Adın Agit!" başlıklı makalesine yer verdi: "Seni tanıyorum. Bir yol ehlinin onuru kuşanışında, onuru kuşanan bir oğlu yetiştirmenin bilgeliğinde, onu yaratmanın tanrısallığında, bir ananın yüreğinin tam ortasındasın. Bir Halise ana direngenliğindesin. Kendi yüreğini Kürdistan yapmış bir ananın onurunda, direnişinde, direnişte gördüğü özgür an’a bedel oluşundasın. Tor top olmuşsun ve bir ananın sarılmasından çok fazlasın. Halise ananın kollarından taşıyor ve bize ulaşıyorsun."

Mayıs sayısında; Semîa Welid Afgan kadın mücadelesinin tarihçesine dair önemli bilgiler paylaşırken, Xalîde Engizek ise dikkatleri "şiddet" olgusunun beslendiği faktörlere çekti.

Portre sayfalarında, Kürt dili ve kültürü derleyicisi Nura Cewari ile koronavirüsü ilk keşfeden bilim insanı June Almeida’nın portreleri yer alıyor.

Hevi Gabar’ın gerilla Dîrok Axtamara anısına kaleme aldığı anı yazısını da yeni sayıda bulmak mümkün.

Newaya Jin’ın Mayıs Sayısı içeriklerine https://www.newayajin.net sitesinden de erişebilirsiniz.