Hollanda’nın Den Haag kentinde Hüseyin Yıldız 49, Hasbi Çakıcı ise 48 gündür süresiz dönüşümsüz açlık grevinde. Den Haag kentindeki Demokratik Kürt Toplum Merkezinde açlık grevinde olan Hüseyin Yıldız 56 yaşında ve 23 yıldır Hollanda’da yaşıyor. Yıllardır siyasi faaliyetler içerisinde olan, aynı zamanda Hollanda Dış İlişkiler Komitesi’nde de yer alan Yıldız, evli ve 3 çocuk babası. Yaşadığı sağlık sorunlarına, 10’a yakın ilaç kullanmasına rağmen Yıldız, 19 Ocak’tan bu yana tecride karşı açlık grevini kararlılıkla sürdürüyor.
Miğde, bağırsak, şeker hastası, kemik erimesi gibi hastalıklarına rağmen açlık grevine başlayan Hüseyin Yıldız, “Bu durum beni zorlamıyor, diğer açlık grevindeki arkadaşlarımız gibi moralimiz çok yüksek” dedi. Leyla Güven’in açlık greviyle büyük bir devrimci çıkış gerçekleştirdiğini ve bu direnişin dalga dalga yayıldığını kaydeden Yıldız, “Arka arkaya insanlar bu sürece yanıt olmaya çalıştı. Ben de onlardan birisiyim. Onlarca yıllık yaşamımda bu kadar mutlu olmamıştım. Kendimi gerçekten çok özgür hissediyorum” dedi.
HAYATIMIN EN MUTLU DÖNEMİ
Çocuk yaştan itibaren Özgürlük Hareketi’nin bir tarafından tutunmaya, orada olmaya çalıştığını ifade eden Yıldız, “Yaşamım boyunca ilk kez asgari düzeyde de olsa özgürlük mücadelesine bir katkı sunduğumu, onda bir damla olduğumu düşünüyorum. Bu eylem aynı zamanda bir özeleştiridir. Benim açıdan ok yaydan çıkmıştır. Bu özeleştiriyi yaşayabildiğim oranda, ne kadar ömrüm olursa o süre içinde özgürlük mücadelesinin hizmetine sokmanın, orada bir damla olmanın kararlılığını yaşıyorum” diye belirtti. Kürdistan halkına ve dostlarına da AKP-MHP ittifakına karşı mücadeleyi büyütme çağrısında bulunan Yıldız, “Kürdün en ufak bir kazanımına, demokrasi güçlerinin en ufak talebine tahammül etmeyen katı bir faşizm var. Onların topyekün saldırısına karşı zengin direniş yöntemleriyle topyekün direniş yöntemlerini geliştirmeliyiz” mesajı verdi.
KARANINI ÇOKTAN ALMIŞTI
Eyleminde kararlı olan Hüseyin Yıldız’ı ailesi de yalnız bırakmıyor. Eşi, çocukları ve kardeşleri her fırsatta derneğe giderek desteğini iletiyor. Gazetemize konuşan ağabeyi Cemal Yıldız, kardeşinin sağlık sorunlarına rağmen açlık grevi eylemindeki kararlılığına vurgu yaparak şöyle konuştu: “Kardeşim bu harekette hep duyarlı, anı yakalamak isteyen ve gerektiği zaman doğru kararlar alıp uygulayan biridir. Bu sene politik olarak çok yoğun çalışıyordu, sürekli ‘ne yapılabilir, nasıl yaşanılabilir’ sorularına cevap olmaya yoğunlaşıyordu. Bir arayış içinde olduğunu sezinliyordum. Leyla arkadaş açlık grevi eylemine başlayınca arkasından hemen başlayacaktı ama o dönem ağırlaşan sağlık sorunları belirli bir süre ertelemeyi dayattı fakat kararını almıştı. Bu kararı bize açıkladığında hastalıklarını hatırlattık. Ancak bunları bir kenara itti ve açlık grevi başladı. Kişisel olarak karar alınca geri adım atmayacağını bildiğim için onayladım. Kalkıp kendisine sarıldım ve kutladım.”
Kardeşinin 20 yaşında gerillaya katılım yapma kararı aldığını ancak o dönem farklı nedenlerden dolayı gerçekleşemediğini belirten Yıldız, “Kardeşim her zaman mücadelenin içinde sorumluluklarından kaçmayan bir özelliğe sahiptir” dedi.
TIP BİLİMİ YENİLENECEK
Ailenin diğer üyelerinin de açlık grevini desteklediğini ancak sağlık sorunlarından dolayı kaygılı olduğuna vurgu yapan Yıldız, “Genel olarak herkes şeker ve diğer hastalıklarından dolayı bedeninin erken iflas edeceği kaygısını taşıyor. Ancak irade ve kararlılığını bildikleri için eylem kırıcılığı yapan kimse olmadı, saygı duyup desteklediler” diye belirtti. Kardeşinin morali ve iddiasının yüksek olduğunun altını çizen Yıldız, “Açlık grevi başladığından bugüne kadar 8.5 kilo kaybı var. Normale göre fazla olduğunu sanıyorum. Ama kendisi iddialı bir şekilde; ‘tıp bilimi benim yüzümden bilgilerini yenilemek zorunda kalacak’ diye espri yaparak devam etmekte” diye aktardı.
KAYGILILAR AMA DESTEKLİYORLAR
Her gün derneğe gittiğini, ailenin diğer fertlerinin de Hüseyin Yıldız’ı yalnız bırakmadığını ifade eden ağabeyi, “Ablalar genelde her gün geliyorlar, eşi ve çocukları da günün farklı saatlerinde geliyorlar. Çocuklardan Ali ise babasıyla çok güçlü bağ kurduğu için duygusal olarak etkileniyor. Babasını yıpranmış olarak görmek istemediği için gelmekte zorlanıyor” diye aktardı.
AVRUPALI DEMOKRATLAR SESSİZ!
Açlık grevine Kürdistanlıların ve Türkiyeli sol-sosyalist çevrelerin verdiği desteğe işaret eden Yıldız, “Sitem ettiklerimiz kendilerine ‘demokrasinin beşiği’ unvanını veren Avrupalı demokrat güçlerin yetersizliğidir. Basından duyduğumuz kadarıyla ziyarete gelmek veya haber yapmak isteyen kurumlar engellenmekte” diyerek şöyle devam etti: “Örneğin İşçi Partisi’nden (PvDA) bir ziyaretçi geldi hemen arkasından jongeturken isimli sitede yogun bir baskı görünce başka siyasetçiler de gelmeye çekindiler. Yeşil Sol (GL) partisinden de gelenler foto-video istemediler, sanırım yakınlarda yapılacak olan seçimlerde oy kaybı korkusuyla hareket ediyor olmalılar. Belki bir de Türkiye ile ilişkilerinin bozulmamasını istiyorlar. Hatırlatmak isterimki insan hakkı kutsaldır, dünyanın bütün ekonomik değerlerinin üstündedir.”
Son olarak Kürt halkına seslenen Yıldız, “Halkımız, kendisi için hayatlarını feda eden ve etmeye aday insanların emeğine sahip çıkmalıdır. Bu eylem kişisel değil halkın özgürlük mücadelesidir” dedi.
DİRENMEK ONUR MESELESİDİR
Den Haag DKTM’deki açlık grevi 47. gününde olan Hasbi Çakıcı (56) da moral ve motivasyonunun yüksek olduğunu belirterek, eylemlerini sürdürürken bir taraftan da basın aracılığıyla, kendilerini ziyaret eden çevreler aracılığıyla amaçlarını anlatmaya ve kamuoyu yaratmaya çalıştıklarını söyledi. Eylemini “direnmek onur meselesidir” diye özetleyen Çakıcı gazetemiz aracılığıyla şu mesajı verdi: “İnsanlık dışı tecrit altında kalan Başkan Öcalan’a yönelik tecride karşı Leyla Güven’in başlattığı çığlığa ses olmak istedik. Dört duvar arasında başlayan direniş, dalga dalga büyüyerek binlere, milyonlara ulaşmışsa bu da çok onurlu bir direniş olduğunun ispatıdır. Bizde bu kahramanca direnişin dışında kalmazdık. Bu özgürlük yürüyüşünde biz de yerimizi aldık” dedi. Öcalan’ın Kürt halkı için önemine işaret ederek, “Geçmişten günümüze ‘Başkan Aposuz asla’ dedik, ‘Başkan Aposuz yaşanamaz’ dedik. ‘Bizler yaşamı uğruna ölecek kadar sevdalıyız’ şiarını bize öğreten Mehmet Hayri Durmuş yoldaşımızın kahramanca direnişinin takipçileriyiz. Ya kazanacağız, ya kazanacağız.”
Kaynak: Yeni Özgür Politika