TAJÊ Sözcüsü: Êzidî toplumu olarak Önderliğe borçluyuz

Êzidî toplumu olarak Kürt Halk Önderi Öcalan'a borçlu olduklarını söyleyen TAJÊ sözcüsü Sabiha Sebrî, "Rêber Apo'nun felsefesine sahip çıkmalı ve fiziki özgürlüğünü sağlamalıyız" dedi.

Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) sözcüsü Sabiha Sebrî, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecride ilişkin konuştu. 

DAİŞ çetelerine karşı savaşırken şehit düşen özgürlük savaşçılarını anarak konuşmasına başlayan Sebrî, Şengal halkı olarak Öcalan'ı yakından göremediklerini ama 2014 yılında yaşanan fermandan sonra tanıma şansı bulduklarını belirtti. DAİŞ çetelerinin Şengal'e saldırdığı dönem Şengal'de bir çok silahlı güç olduğunu hatırlatan Sabiha Sebrî, "2 bine yakın Peşmerge vardı, yine Irak askeri güçleri vardı fakat DAİŞ'e karşı bizi savunmadılar. Fakat namusumuz dedikleri toprakları bırakarak Êzidî halkını DAİŞ'in eline bıraktılar. Êzidî halkı olarak o günleri asla unutmayacağız. Binlerce kadın ve çocuk yaşamını yitirdi. 

DAİŞ saldırılarının ardından özgürlük gerillalarının Şengalê gelmesi bizim için büyük bir umut oldu. Çünkü o ana kadar hiç umudumuz kalmamıştı. DAİŞ saldırdığında başta yerel güçler olmak üzere birçok devlet de bu saldırılara göz yumdu. DAİŞ çetelerine en fazla yardımı ise Türk devleti yaptı. Amaçları Êzidî toplumunu yok etmekti. Özgürlük gerillaları sayı olarak az olmasına rağmen Şengal'de büyük bir direniş sergileyerek bize umut oldular. Êzidî toplumu için canlarını feda ettiler. Rêber Apo'nun felsefesi ile hareket eden gerillaların o dönem bizim için yaptıkları fedakarlıkları asla unutmayacağız" dedi. 

ÊZİDÎ TOPLUMU RÊBER APO'NUN FELSEFESİ İLE AYAĞA KALKTI

DAİŞ çetelerinin yenilgiye uğramasının ardından Şengal halkının örgütlenmeye ve kendi kurumlarını oluşturmaya başladığını hatılatan Sabiha Sebrî, "Biz de o zaman Rêber Apo'nun düşüncelerini ve felsefesini tanıdık. Rêber Apo'nun felsefesi sadece Kürt halkının değil tüm halkların özgür olması içindir. Rêber Apo'yu fiziksel olarak görmedik ama Êzidî kadınlarının ona bağlılığı çok derindir. Şengal'de 4 duvar arasından çıkamayan, sadece ev işi yapan kadınlar fermandan sonra özüne döndü. Rêber Apo'nun felsefesi ile ayağa kalktı ve kendini tanıdı. Kadın olarak varlığımızın anlamı nedir, neden yaşıyoruz? Bunun arayışına girdik. 

Rêber Apo, bir toplumu özgürleştireceksen önce kadınları özgürleşmesi gerekir, kadın özgürleşirse toplum da özgürleşir der. Bu gerçeği Şengal'de de görüyoruz. Fermanda en çok acıyı kadınlar çekti, katlediler, tecavüze uğradılar, pazarlarda satıldılar, çocukları göğsünde açlıktan ve susuzluktan hayatını kaybetti. Bu yüzden bizler de Rêber Apo'nun felsefesini esas alarak direnişe geçtik ve yeni bir yaşam kurduk. Yaklaşık 2-3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde Êzidî kadınları silahlandı, topraklarını ve öz savunmasını yapmaya başladı. DAİŞ tarafından pazarlarda satılan Êzidî genç kadınlar silahlanıp DAİŞ'e karşı savaştı. 

Şüphesiz biz Êzidî kadınlar için bu büyük bir başarıdır. Rêber Apo ve savaşçılarını emeği sayesinde Êzidî kadınları yeniden doğdu. Êzidî toplumu olarak Rêber Apo'ya ve fermanda çığlıklarımıza koşan özgürlük gerillalarına karşı borçluyuz. PKK sadece Êzidî halkını DAİŞ'in elinden kurtarmadı aynı zamanda Irak devletinin şerefini de korudu. Özgürlük gerillaları DAİŞ çetelerine karşı insanlığı savundu" diye konuştu. 

DAİŞ'E KARŞI SAVAŞAN GERİLLALAR KİMYASAL SİLAH İLE KATLEDİLİYOR

Êzidî halkını DAİŞ çetelerinden kurtaran PKK gerillalarına karşı bugün limyasal silah dahil her türlü saldırının yapıldığına dikkat çeken TAJÊ  sözcüsü Sabiha Sebrî devamla şunları belirtti: "Rêber Apo'nun felsefesini tanıdıktan ve bu temelde mücadele etmeye başladıktan sonra düşmanın Şengal'e yönelik saldırıları daha da arttı. Özellikle 2014 yılından sonra Rêber Apo'nun ailesi ve Avukatları ile görüşmeleri tamamen kesildi. Şengal'e yönelik saldırıları ve Rêber Apo üzerindeki tecridi birbirinden bağımsız ele alamayız. Çünkü bugün Rêber Apo'nun düşünceleri Şengal'de hayat buldu. Artık Êzidî halkı Rêber Apo'nun felsefesini ve düşüncesini esas alarak örgütleniyor. 
Êzidî halkını DAİŞ çetelerinden kurtaran ve insanlığı savunan gerillalara karşı bugün kimyasal silah dahil her türlü saldırı yapılıyor. Fakat buna karşı devletlerin ve insan haklarını savunduklarını söyleyen sivil toplum kuruluşları sessiz kalıyor. Bu sessizlik saldırıları onaylamak anlamında geliyor. Êzidî halkı olarak gerillaya yönelik bu saldırıları kınıyoruz. DAİŞ çetelerine karşı savaşan gerillalardan bazıları kimyasal silahlarla katledildiler. Katledilen o gerillalar bizim bir parçamızdır, Şengal'in çocukları olarak görüyoruz onları."

RÊBER APO'NUN FİKİRLERİ YAYILDIKÇA PKK'YE SALDIRILAR ARTIYOR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için düzenledikleri eylemlere Irak devletinin son dönemlerde saldırdığını sözlerine ekleyen Sabiha Sebrî, "Şengal'de Rêber Apo için bir eylem yaptığımızda, posterlerini açtığımızda Irak devleti de artık sorun çıkarmaya başladı. Şüphesiz Êzidî toplumuna karşı siyasi bir savaş da veriliyor. Rêber Apo'nun savaşçıları Şengal'e geldiğinde diğer güçlerden hiç kimse yoktu. DAİŞ'e karşı sadece gerilllar savaştı. Irak'ın da şerefini korudular. Irak'ın bunu bilmesi ve unutmaması lazım. Bu yüzden Irak devleti PKK'ye yönelik saldırılara sessiz kalmamalı ve tepki vermeli. 

Rêber Apo'nun fikirleri ne kadar çok yayılsa PKK'ye yönelik saldırılar da daha fazla artıyor. PKK bu halkın çocuklarıdır. Herkes elini vicdanına koymalı PKK'ye ve Rêber Apo'ya sahip çıkmalıdır. Rêber Apo'ya sahip çıkmak insanlığa sahip çıkmaktır. Rêber Apo bugün sadece Kürtler için değil tüm halklar için direniyor. Rêber Apo'nun İmralı'da yıllardır esir alınması sıradan bir şey değil. Hiç kimsenin bu durumu kabul etmemesi lazım. 

Êzidî halkı olarak 2014 yılını asla unutmamalı ve tüm halkların kendisine yaşam bulduğu Rêber Apo'nun felsefesine sahip çıkmalıyız. Rêber Apo fiziki özgürlüğüne kavuştuğunda Ortadoğu'da devam eden bu savaşlar da sona erecektir. Bu yüzden herkes Rêber Apo'nun fiziki özgürlüğü için başlatılan hamleye katılmalıdır" çağrısı ile konuşmasını sonlandırdı.