Şubadap Çocuk: Çocuklar İçin Başka Bir Müzik Mümkün!

Tüketim toplumu içerisine hapsedilen ve ‘bir şeyden anlamaz’ tespitine mahkum edilen çocuklar, Şubadap Çocuk şarkılarıyla doğru soru sormanın yöntemini öğreniyor.

Sorgulayan, üreten ve paylaşan bir müzik alternatifi sunan Şubadap Çocuk, şarkılarını 5 ayrı dile çevirerek dünya çocuklarıyla buluşturmaya hazırlanıyor.

Praksis Müzik Grubu tarafından 2013 yılında kurulan ve doğru soru sormanın yöntemini şarkılarla öğretmeyi hedefleyen Şubadap Çocuk; ekoloji, evrim, barış, kardeşlik ve eşitlik temalı şarkılar yapmaya devam ediyor. Türkiye genelinde çok sayıda çocuğa ulaşan ve sempati kazanan grup, yeni dönemde ‘Masalsı şarkılar’la küçük dinleyicilerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.

Şubadap Çocuğun ortaya çıkma sürecini ve sonrasındaki gelişmeleri grubun kurucularından Serdar Türkmen ile konuştuk. Ancak Türkmen, Şubadap Çocuk’un anonim bir çalışma olması nedeniyle tek başına kendi isminin yazılmasını doğru bulmasa da süreci onun ağzından dinlediğimiz için biz Serdar Türkmen’in adını kullanmak zorunda kalacağız.

ŞARKILAR BARIŞI, ÖZGÜRLÜĞÜ, KARDEŞLİĞİ, EŞİTLİĞİ ANLATIYOR

İlk önce Şubadap Çocuk nasıl ortaya çıktı? Bunu konuşalım…

Kurulduğunda tespitimiz şuydu; başka bir çocukluk mümkün, bu kültürün içinde de başka bir çocuk müziği de mümkün!

Özellikle mahallelerdeki yaz okullarında çalışmalar yürütüyorduk. O yaz okullarında çalışmalar yürütürken alternatif içerikli birtakım çalışmalar yapacağız ama nasıl bir şey yapacağımızı bilemiyorduk. Biz böyle bir çaba üzerinden yola çıktık. Tek tematik çocuk şarkıları yapacağız dedik. Barış, özgürlük, halkların kardeşliği gibi temaları olacaktı bizim şarkıların. Ve böylece de başladı. Sonra yol geliştikçe sadece çocuklar söylemeli şarkıları hatta yazma sürecinde de olmalılar, beğenmediğini çöpe atmalı, sözleri değiştirebilmeli, melodiye müdahale edebilmeli diye düşündük. 2014 yılında şarkılarla birikte, melodiler birikti. Çocuklarla mahallelerde çalışıldı. Bunları kaydetmeye karar verdik ve Buca Halkevi’nde çok da kötü koşullarda kayıt yaptık. Tabi bu tür süreçlerde illa mükemmel stüdyolar gerekmiyor, önce o işin ruhu önemli. Biz de çocuklar da, aileler de bu işe iyice sarıldı, o ruha inandı. Bomba Yapan Bay Bilgin, Uzaylı Arkadaşım, Şubadap Şubi, Kalem-Kağıt adlı şarkıların olduğu ilk albümü çıkardık. Oradaki çocuklar hayatlarında ilk kez, bir kayıt deneyiminde oldular. Hatta öyle ilginçtir ki o dönem kayıtlarda olan bazı çocuklar şu an bizim orkestrada çalıyorlar. Kimisi enstrumanla yeni tanıştı, hedef olarak Şubadap Çocuk’ta çalmayı hedefliyor. Bu anlamda devamlılığı olan bir iş…

MÜFREDATTAN EVRİM KALKINCA EVRİM ŞARKILARI KAÇINILMAZ OLDU

Şubadap Çocuk alternatif, çocuk müziği üretmesinin yanı sıra soru sorduran bir yönteme de sahip… Yaptığınız şarkılara karar verirken neyi dikkate alıyorsunuz?

Politik süreci dikkate alıyoruz tabi ki… Alternatif iş yapmak derken de bunu kast ediyoruz. Müzikle alternatif oluşturmaya çalışıyoruz. Mesela ikinci albümümüzde ülkede çocukların mahrum bırakıldığı başka bir konu üzerine çalışmaya karar verdik. O da evrim! Evrim şarkıları nasıl yapabiliriz? O sırada şunu farkettik ki; biz de evrimi iyice bilmiyoruz. Biz de biyolog arkadaşlardan rica ettik ve bizi 2 gün kampa alıp; kafamıza vura vura evrimi anlattılar, öğrettiler. Biz evrimle ilgili kavramlara çalıştık, sonra onları nasıl şarkılara uyarlarız diye uğraştık. Dino’nun Şarkıları diye dinozorun ağzından şarkılar yazdık. O albümde türlerin çeşitliliğini ve akrabalığını işledik. Sonra 3-5 Ağaç Kervanı Turneleri diye Türkiye turneleri yaparken, doğa mücadelelerine destek olmaya çalıştık. Bu turneler sırasında Tiyatrocu Ali Sezen’nin çocuklara sorduğu bir soru bize ışık oldu. ‘Çocuklar gökyüzü kimin? Dereler kimin? Ağaçlar Kimin?’ şeklinde sorular soruyordu. Çok ilginç cevaplar alıyorduk bu sorulara. Kimisi belediye başkanının, kimisi Atatürk’ün, Karadenizli bir çocuk Lazlarun diye cevap vermişti. Politik muhtevayı da içeren çok çeşitli cevaplar almıştık. Bir sonraki albümümüzün ismi de doğa ve ekoloji temalı olarak, ‘Gökyüzü kimin?’ şeklinde belirledik. Buradaki şarkılarda GDO’yu, ekolojik dengeyi, insan merkezli anlayışın yanlışlığını işledik. Son albümde ise tek temalı albümden vazgeçtik ve çok çeşitli temalar içeren bir albüm yaptık. Bu albüme ‘Dersler uzun, tenefüsler kısa’ ismini verdik. Harmandalı mahallesindeki çocuklar kayıtlarda bize eşlik ettiler.

YENİ ALBÜM YOLDA!

Yeni bir albüm çalışmanız var mı peki? Yeni dönemde çocuklar neler dinleyecekler?

Şimdi 5. Albüm için hazırlanıyoruz ve Ekim-Kasım gibi yeni albümü çıkarmayı hedefliyoruz.

Albümlere dönük bir yenilik düşünüyoruz. Sanırım 6 albümümüz ‘Şarkı Öykü’ şeklinde olacak. Bir anlatıcı olacak, bunun yanı sıra müzik de olacak. Masallı müzik gibi bir düşüncemiz var. Çalışmalara başladık. Çocuklara dinletmeye başladık. Sağlam öyküler bulmaya çalışıyoruz. Sonra da öykülerin üzerine müzik yapacağımız bir sürece gireceğiz.

TÜRKİYE GENELİNDEN ÇOCUKLARIN KATILDIĞI ‘ÖZGÜRLÜK’ KLİBİ ÇEKİLDİ

Konuşmaya başlarken, ‘kolektif bir çalışma yapıyoruz’ diye özellikle vurgu yaptınız. Bunu yakın zamanda yaptığınız ‘Özgürlük’ adlı klipte de gördük. O klip nasıl çekildi? Kaç çocuk klibe katıldı?

Evet… Kolektif çalışma bizim için önemli, çok önemli… Türkiye’deki bütün çocuklara seslenerek Özgürlük şarkısına çekeceğimiz klip için destek istedik. Klipte yer almak isteyen çocukların kendi kliplerini çekip bize ulaştırmalarını istedik. Çok büyük dayanışma örneği gösterildi bu klip sırasında. Geçen gün kendi aramızdaki bir konuşmada ‘bu kadar büyük bir dayanışmayla da bu iş yapılamazsa demek ki yapılamayacak bir iştir’ diye konuştuk. Çünkü yaptığımız her işte büyük dayanışma gösterildi. Ses kayıtlarında bu işten anlayan arkadaşlarımız destek oldu. Özgürlük şarkısında sinemacı arkadaşlarımız bize çok destek oldular. İnternet üzerinden 180-190 çocuktan video geldi. Şırnak’tan Kırklareli’ne her taraftan klipler geldi. Teknik süreç bizim için de çok zor oldu. Sinemacı arkadaşlar, çocuklardan gelen bu videolorı iki buçuk –üç dakikaya sığdırabilmek için yaklaşık bir hafta sabahladılar. Özgürlük şarkısında, özgürlüğün tekil bir şey olmadığını ve toplumsal bir şey olduğunu işledik bu klibimizde.

ŞUBADAP ŞARKILARI 5 AYRI DİLDE SÖYLENECEK

Çocuklar şarkılarınızı çok sevdi. Hatta büyükler de dinliyor sizi. Bu durum size başka sorumluluklar yüklüyor mu? Mesala şarkılarınızı başka dillere çevirmeyi düşünüyor musunuz?

Coğrafyamızın sosyolojik gerçekliği bizi buna zorluyor zaten. Daha önceleri birkaç şarkımızı Kürtçe’ye çevirmiştik ancak şu an bu ülkede yoğunluklu olarak Kürt, Türk ve Arap çocuklar var. Biz de bu nedenle şarkılarımızı bu üç dile çevirmeye karar verdik. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili çalışmalarımız da olacak. Bütün dünya çocuklarına ulaşmak gibi de bir hedefimiz var. Bu nedenle İngilizce ve İspanyolca’da yapmak istiyoruz. Zarok TV de yayınlanan Kürtçe şarkılarımız var. Yeni dönemde de 12 şarkı daha Kürtçe’ye çevrildi. Eylül-Ekim gibi bu şarkılar da Zarok TV’de yayınlanmaya başlayacak.

ŞARKILARIN KİTAPLARI DA ÇIKIYOR

Çok yönlü çok yoğun çalışıyorsunuz. Klip, müzik derken şimdi de çocuk kitapları çıkartmaya başladınız? Neden böyle bir ihtiyaç gördünüz?

Biz şunun farkındayız; çocuk şarkıları çok önemli ve değerli ama farklı bir çocuk kültürü hayal ediyoruz. Bu süreçte tabi ki çocuk şarkıları olacak ama mutlaka tiyatrolar kurulacak, mutlaka eğitim mücadelesi verilecek, çocuklar ailelerinin greve çıktığını görecekler. Ne bileyim kitaplar basılacak, kitaplar yazılacak. Böyle toptan ve kültürel bir bütünün bir parçası olarak biz de bu işin bir ucundan tutmaya çalışıyoruz. Bu anlamda alanı genişletme çabamız var. Bir kuşak yetiştirmeye çalışıyoruz, bir kültür yaratmaya çalışıyoruz. Şimdi de her bir şarkının öykü kitabını çıkarmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar 3 kitap çıkarttık. Toplumsallaşıp eğitim meteryaline dönüştürme çabamız var.

Teşekkür ediyorum… Kolaylıklar diliyorum…

Biz teşekkür ederiz.