90 yıllık kanayan yara: Zilan katliamı

Van'ın Erciş ilçesinin Geliye Zilan bölgesinde 1930 yılında yaşanan Zilan katliamının üzerinden 90 yıl geçmesine rağmen, katliamın izleri ve acısı halen devam ediyor.

Van'ın Erciş ilçesine bağlı Zilan deresinde 50 bin Kürt, 1930 yılında Türk devleti tarafından katledildi. Zilan katliamının 90. yıldönümü. 13 Temmuz 1930'da Zilan bölgesinde çocuk, kadın, genç, yaşlı on binlerce insan katledildi. Katliamın üzerinde 90 yıl geçmesine rağmen, acılar halen tazeliğini korurken, katliamcılara karşı öfke de dinmiş değil.

Zilan bölgesinde katledilen on binlerce insan toplu şekilde bilinmeyen yerlere gömüldü. Bugün bile katledilen bu insanların mezar yerleri belli değil. Hacıkaş, Hasanabdal, Doluca, Şahbazar, Doğanci, Tendurek, Çakırbey, Yılanlık, Harhus, Babazeng, Kömür, Şor, Şorik, Mürşit, Mescitli, Karakilis, Kündük, Zorava, Aryutin, Hallacköy, Koşköprü, Kuruçem, Mülk, Kilise, Gosk, Aşağı Partaş, Yukarı Partaş, Binesi, Bunizi, Pelexlu, Kerx, Sögütlü, Mığare, Kardoğan, Kelle, Hostekar, Suvarköy, Kızılkilise, Ziyaret, Hiraşen, Komik, Şeytanava, Birhan ve Yukarı Koçköprü olmak üzere 44 köy ateşe verilir.

50 BİNDEN FAZLA İNSAN KATLEDİLDİ

Köyleri ateşe veren devlet, binlerce kişiyi toplu bir şekilde makineli tüfeklerle ve ateşe atarak katleder. Sağ kalanlar ise, Türk kentlerine sürgün edilir. Köylülerin hayvanlarına ve diğer malvarlıklarına el konulur. Cenazelerin altında sağ çıkan ya da kaçıp hayatını kurtaran köylüler, uzun süre kaçak yaşamak zorunda kalır. Türk devleti Zilan Katliamında öldürülenlerin sayısını 15 bin olarak gösterse de dönemin tanıkları ve kimi farklı kaynaklar gerçek sayının 50 binden fazla olduğunu belirtiyor.

KÖYLER TAMAMEN YAKILDI, EŞKİYA İMHA EDİLDİ

Zilan Deresi’nde yaşananları 16 Temmuz 1930'da devletin resmi gazetesi durumunda olan Cumhuriyet Gazetesi katliamı şu şekilde verir: "Ağrı eteklerinde eşkıyaya iltica eden köyler tamamen yakılarak ahalisi Erciş'e sevk edilir ve orada iskan olunmuştur. Zilan harekâtında imha edilen eşkıya miktarı 15 binden fazladır. Yalnız bir müfreze önünde düşüp ölenler bin kişi olarak tahmin ediliyor. Zilan Deresi'nden sıvışan 5 şaki de teslim olmuştur. Buradaki harp pek müthiş bir tarzda cereyan etmiş, Zilan deresi lepalep cesetle dolmuştu."

Dönemin Başbakanı İsmet İnönü'nün ise, 31 Ağustos 1930 tarihli Milliyet gazetesine şu açıklamayı yapar: "Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Aslı astarı olmayan propagandalara kanmış, aldanmış, neticede yollarını şaşırmış Doğu Türkleridir."

TOPLU MEZARLAR SULAR ALTINDA BIRAKILDI

Zilan bölgesinde soykırım uygulayan Türk devleti, önce bölgeyi tamamen insansızlaştırdı, daha sonra da doğayı katletmeye başladı. Gür ormanları ve binlerce çeşit hayvana ev sahipliği yapan Zilan bölgesi kısa sürede devletin hedefi haline geldi. Bölgede bulunan yüzlerce hatta binlerce yıllık ağaçlar kesilerek yok edildi. Bölgede bulunan dağ yaban öküzü, yaban keçisi, yaban koyunu başta olmak üzere tümü katledildi.

On binlerce insanı toplu mezarlara gömen Türk devleti daha sonra 1978 yılında Koçköprü Barajını yaparak, toplu mezarların büyük bölümünü sular altında bıraktı. Zilan’da Kürt halkının topraklarına el koyan devlet, 1980 yılında bölgeye Kırgız Türklerini yerleştirerek, Türkleştirme politikası yoluna gitti, Kırgızlardan korucular oluşturdu. 2016 yılında HDP’li Erciş Belediyesi'ne atanan kayyumun hedefi de Zilan bölgesi oldu. Kayyum, Zilan bölgesinde bulunan kaplıca tesislerinde "PKK’liler barınıyor" iddiasıyla yüz yıllardır bölge halkının yararlandığı sıcak su tesislerini yıktırdı. Zilan’a öfkesi dinmeyen devlet, bölgede yaptığı HES’lerle doğayı katletmeye devam ediyor.

ACI VE ÖFKE DİNMİYOR

Zilan bölgesinde yaşayan ve güvenlik gerekçesiyle adını açıklamak istemeyen bir kişi, Zilan katliamının üzerinde 90 yıl geçmesine rağmen, acılarının dinmediğini ve devlete olan öfkelerinin giderek arttığını belirterek, "1930 yılında yaşanan Zilan soykırımında dedemi ve birçok akrabamı katlettiler. Katledilen binlercesi gibi dedem ve akrabalarımın mezar yerleri halen belli değil. Zilan’da yaşananlar, katliam değil, bir soykırımdır. Çünkü bölgedeki tüm Kürt halkını tamamen yok etmişlerdir. Biz bu topraklarda olduğumuz sürece, bunun acısını unutmayacağız. Bu soykırımın intikamını mutlaka bir soracağız" dedi.