İktidar etkin muhalefetin sesini kısmak istiyor

HDP'ye yönelik başlatılan siyasi soykırım operasyonlarına tepki gösteren Kürt Gazeteci, yazar ve sanatçılar, AKP-MHP iktidarının bu tür baskılarla en etkili muhalefet partisi olan HDP'nin sesini kısmak istediğine dikkat çektiler.

AKP-MHP iktidarının HDP'ye yönelik 'Kobanê soruşturması' adı altında başlattığı siyasi soykırım operasyonlarına tepkiler devam ediyor. Yazar Azad Zal, Gazeteci Zeynel Bulut ve sanatçı Celal Ekin, siyasi soykırım operasyonlarını ve HDP'ye yönelik baskıları ANF'ye değerlendirdi.

Türkiye ve dünyada yoğun bir sürecin yaşandığını söyleyen Azad Zal, bir tarafta savaş ve çatışma potansiyeli, diğer tarafta ise, siyasetten geri çekilme potansiyeli olduğunu belirtti. Türk devletinin dışarıda herkes ile sorun yaşadığını, içeride ise muhalefetin sesinin kısılmak istendiğini vurgulayan Zal, Ermenistan ve Azerbaycan arasında yaşanan çatışmalara dikkat çekti. HDP'nin ülkedeki en güçlü muhalefet partisi olduğunu sözlerine ekleyen Zal, "HDP'ye saldırarak partiyi kriminalize etmek istiyorlar. HDP, AKP'nin icraatlarını eleştiren tek parti olduğu için hedef haline getiriliyor.

Devlet Kürt halkının mücadelesini, çalışmalarını ve örgütlülüğünü zayıflatmak ve kontrol altına almak istiyor. Fakat Kürt halkı hiçbir zaman mücadelesinden vazgeçmeyecek. Bundan bir süre önce de DTK'yi kriminalize etmek istediler. Şimdi de sıra HDP'ye geldi. Her türlü yöntemlerle en güçlü muhalefetin sesini kısmak istiyorlar. HDP'ye yönelik baskılara karşı muhalefetin tepkisi olumlu bir gelişme ama yeterli değil. Muhalefet neden bu süreçte tepki verdi? Çünkü HDP'den sonra sıranın kendisine geleceğini biliyordu. Türkiye'nin şu anki durumu Almanya'nın 2. dünya savaşındaki durumuna benziyor. Naziler iktidara gelir gelmez muhalefeti susturup, tek adam rejimi yarattı. Türkiye'deki süreçte şu an böyle. Bu süreç sadece Kürtler ve HDP için değil, tüm Türkiye halkları için tehlikeli bir süreçtir. Muhalefetin her alanda güçleneceğine ve tüm saldırılara karşı ayakta kalacağına inanıyorum" dedi.

KOBANÊ EYLEMLERİ BAHANE EDİLİYOR

Türkiye'de bağımsız bir yargı sistemi olmadığını belirten Gazeteci Zeynel Bulut, HDP'ye yönelik operasyonların yıllardır devam ettiğini hatırlattı. Son yapılan siyasi soykırım operasyonunda 6 yıl önce gerçekleşen Kobanê eylemlerinin bahane edildiğini söyleyen Bulut, bu 6 yılda yüzlerce kişinin Kobanê eylemlerinden dolayı gözaltına alınıp tutuklandığını ve bir kısmının da serbest bırakıldığını kaydetti. Operasyonun 'Kobanê soruşturması' adı altında yapılmasının absürt bir durum olduğunun altını çizen Bulut konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Kimse Türkiye'de hukuk olduğunu iddia edemez. Bugün bir çocuk bile yargı ile dalga geçiyor. Aradan yıllar geçmesine rağmen Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, Kobanê eylemleri gerekçesi ile gözaltına alınıyor, üstelik daha önce bu soruşturmadan dolayı AYM'den tazminat kazanmıştı.

Ayhan Bilgen ile birlikte 82 kişini gözaltına alındı, bu ahlaksız bir operasyondur. Bu operasyonun hukuk ile hiçbir ilgisi yok, hükümetin Kürt halkına ve siyasetçilerine karşı yürüttüğü ahlaksızlıktır. Türkiye'de büyük bir kaos ve krizin yaşandığı bir süreçte AKP-MHP iktidarı bu operasyonları yaparak ülkenin gündemini değiştirmek istiyor. Ekonomik kriz, Koronavirüs salgınında ülkeyi yönetememe ve sağlık sisteminin tıkanmasından dolayı halk iktidara tepkili. Yine diplomasi ve uluslararası alanda zorluk yaşayan iktidar Kürtlere karşı baskı ve işkenceyi en üst boyuta taşıdı. Kürt yurttaşlar işkenceye uğruyor, helikopterlerden atılıyor. Bu konu Türkiye gündemine geldiği hükümet operasyonlarla gündemi değiştirmek istedi. İkincisi ise, HDP'nin sesini kısmak ve muhalefeti zayıflatmak istiyorlar. Her ne kadar CHP ve diğer partiler de kendilerini muhalif olarak görseler de göz önünde ve eylemlerde olan parti HDP'dir."

SADECE HDP BU ÜLKEYİ YÖNETEBİLİR

Ülkeyi yönetecek tek partinin HDP olduğunu ifade eden Bulut, HDP'nin halk için her alanda çalışma yürüttüğü ve yaşanan sorunlara çözüm ürettiği için iktidarın hedefi haline geldiğini belirtti. 1990'lı yıllardan bu yana Kürt siyasi hareketine karşı bu tarz baskıların yapıldığını ve hepsinin başarısızlıkla sonuçlandığının altını çizen Bulut, "İktidar Kürt halkının ve Kürt siyasetçilerinin boyun eğmesini istiyor ama Kürtler ve HDP asla boyun eğmeyecektir. HDP şahsında tüm Kürdistan halkına karşı bu operasyonlar yapılıyor. Kürler bu baskı politikalarına her dönem güçlü bir şekilde karşı durmuştur.

Muhalefetin HDP'ye yönelik baskılara verdiği tepki iyi ama çok zayıf. Çünkü bugün Türkiye'de yaşananlar ahlaki değil. Sadece bir Tweet atmakla olmaz, muhalefet bu tür baskılara tek ses olmalı ve güçlü bir tepki vermeli. Eğer bir ülkede adalet yoksa herkes bu adaletsizlikten payına düşeni alır. Bu operasyon bugün HDP'ye yapılmışsa yarın onlara yapılacaktır. Türkiye'de bugün kimsenin canı ve malı güvende değil, herkes tehlike altında. HDP bu halkın güvenliği için canını ortaya koymuş durumda. Bu yüzden tepki veren herkesin sesini kısmak istiyorlar" diye konuştu.

DEVLET KÜRTLERİ BİRBİRİNDEN KOPARMAK İSTİYOR

HDP'ye yönelik baskıların devletin Kürt halkına karşı geliştirdiği politikanın bir parçası olduğunu belirten sanatçı Celal Ekin, "2002 yılında yeni bir süreç başladı. Birincisi Türkiye'nin AB'ye girmesi, ikincisi ise Kürtlerin yok edilmesi. İlk önce 'Kürt yoktur, Kürtler aslında Türktür' dediler. Bu söylemlerden sonra politikalarını değiştirerek, 'Kürt kardeşlerim' dediler. Devlet Kürtleri birbirinden koparmak ve parçalamak istiyor. Bu yüzden Kürt özgürlük hareketini yok etmeyi hedefliyor. Her dönem farklı isimler Kürtlere karşı operasyonlar yapıyorlar. Kürt halkı bu operasyonlara karşı daha fazla güçlenmeli ve iradelerine sahip çıkmalı. HDP'ye yönelik tüm saldırılar AKP'nin başlattığı savaş politikalarını bir parçası" şeklinde konuştu.

AKP'nin topluma vereceği bir şeyin kalmadığını vurgulayan Ekin konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Savaş politikaları AKP'ye yıkıma sürüklüyor. AKP-MHP faşist ittifakı, bir taraftan kayyum gasplarını ve Kürtlere yönelik işkenceleri Türkiye'nin gündeminden düşürmek için saldırıyor. Diğer taraftan ise HDP'yi kriminalize eden bir siyaset yürütüyor. HDP'yi tasfiye etmek için hukuk dışı yöntemler kullanıyorlar. Bu operasyon siyasi bir intikamdır. Bu hareket gözaltı, tutuklama ve katledilme ile bitmez. Gün geçtikçe Kürt halkının 4 parçadaki kazanımları daha da artıyor. İktidarın tek derdi ömrünü uzatmak."