Ayhan: İnsanlığın mirası Hasankeyf'e sahip çıkalım

Ilısu Barajı için 12 bin yıllık tarihin yok edilmesine tepki gösteren Yaşatma Girişimi Sözcüsü Rıdvan Ayhan, "Hasankeyf yalnız bizim değil, bütün insanlığın mirasıdır. Buraya sahip çıkmak insanlığa sahip çıkmaktır" dedi.

12 bin yıllık bir tarihe sahip olan Hasankeyf yerleşim AKP iktidarı döneminde sular altında kalacak. UNESCO Dünya Mirası kriterlerinin 10’undan dokuzuna sahip olan Hasankeyf'in 1954 yılında proje haline getirilen Ilısu Barajı'ndan yok olacağını söyleyen Hasankeyf Yaşatma Girişimi Sözcüsü Rıdvan Ayhan, "AKP iktidara geldikten sonra Ilısu Barajı yapımına başladı. O dönem barajdan kaynaklı 199 yerleşim yerinin sular altında kalacağı söyleniyordu ama biz böyle bir şey olacağına inanmıyorduk. Maalesef bunu yaptıktan sonra şu an görüyoruz ki o yerleşim yerleri tek tek sular altında kalıyor.

Şimdiye kadar 20 köy sular altında kalırken, su da Hasankeyf'e 20 km yaklaştı. 1 yıla kadar sular yükselip Hasankeyf’i de yok edecektir. Hasankeyf yalnız bizim değil, bütün insanlığın mirasıdır. Çünkü burada Babiller, Asurlar, Selahattin Eyyübiler, Romalılar da dahil 20'ye yakın kavim hüküm sürmüş. Her kazı yapıldığında farklı bir kültür çıkıyor. Geçmişi olmayan insanların geleceği de olmaz. Biz bu bilinç ile diyoruz ki bu tarihi doku araştırılsın, bütün detayları ortaya çıkarılsın.

Buraya sahip çıkmak insanlığa, kendine, doğaya, kendi öz benliğine sahip çıkmaktır. Bundan dolayı burası bütün insanlığın sahip çıkması gereken bir yer. Lütfen bu tarihi dokuyu sular altında bırakmayın. Sorun ekonomikse, Hasankeyf'in restore edilmesi ile elde edilecek gelir ile Ilısu barajından elde edilecek gelirin 10 katı olur. Eğer sorun enerji ise bölgemizde bulunan güneş enerjisinden faydalanabilir. Ama maalesef Ilısu barajı bu tarihi güzelliği, Dicle Nehri'ni, Hasankeyfi hepsini sular altında bırakacak" diye konuştu.

100 BİNE YAKIN İNSAN GÖÇ EDECEK

Ilısu barajından dolayı Hasankeyf'ten göç etmek zorunda kalacak olan halkın durumuna da değinen Ayhan devamla şunları belirtti: "199 yerleşim yerinin yok olmasından dolayı 80 ile 100 bin arasında insan göç edecek. Bu insanların hepsi metropollere, değişik yerlere göç etmek zorunda kalacak. Burası bir nevi insansızlaştırılacak. Bu doğada sadece insanlar değil, yaşayan bitkiler, hayvanlar, Mezopotamya doğasına özgü canlı türleri var. 20'ye yakın endemik türler var.

Bu türlerin hepsi de göç edecek. Bundan dolayı doğanın da eko sistemi değişecek. Etrafında yaşayan insanlar da oluşacak nem oranından dolayı zorlanacaklar. Bu doğa, bu tarih hepimizindir, sahip çıkmamız gerekir. Bütün Arkeologlara, bütün tarihçilere, bütün dünya kamuoyuna sesleniyoruz, Hasankeyf için geç değil, herkesin bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyoruz."

HER KAZI YAPILDIĞINDA FARKLI BİR TARİH FIŞKIRIYOR

Yüzlerce tarihi eserin olduğu antik ilçeden Zeynel Bey Türbesi, Eyyubi Camii, Artuklu Hamamı olmak üzere 8 eserin taşındığını söyleyen Ayhan, "Bu eserlerin taşınması herhangi bir anlam taşımaz. Tarih yerinde güzeldir. Siz hangi dünyada gördünüz tarih başka yere taşınıyor. Hiçbir ülkede, hiçbir kavimde tarihi eser taşınmamıştır. Burada 6 bine yakın mağara bulunmaktadır, bu mağaraları tek tek betonlayıp üstünü kapatıyorlar. Burada her kazı yapıldığında farklı bir tarih fışkırıyor. Bundan dolayı bütün insanların buraya sahip çıkması ve barajın durdurulması gerekir. Biz de Hasankeyf'i kurtarmak için var gücümüzle mücadele ediyoruz.

Burada 300' yakın höyük de var. Bu 300 taneden sadece 2 tanesi açılmış ve bu iki tanesi Hasankeyf'in tarihi akışını değiştirmiş. Ama geri kalan höyüklerin hiçbiri açılmadan Ilısu barajı bunların hepsini yok edecek. Lütfen bu höyükleri açın. Araştırın, kamuoyuna açıklayın ondan sonra bu baraj suyu tutulsun. Bu höyükler tarihi değiştirecek konumdadır çünkü. Şu an köylerin birçoğuna ulaşılamıyor, çünkü yolları kapatılmış durumda. Köylüler de yavaş yavaş göç etmek zorunda kalıyor.

Köylülere ayrı bir yer gösterilmemiş, gösterilen yerlerde de herhangi bir bina yapılmamış. Bu insanlar nereye gidecek? Mecburen akrabalarının yanına ya da metropollere göç etmek zorunda kalacaklar. Bu insanlar da mağdur edildi. İnsanlara farklı yerleşim yeri sağlanmadan kaldıkları yerler sular altında bırakılıyor. Dicle ile Botan 70 km aşağıda birleşiyor. Birleştikleri yerde su tutulduğu zaman Botan'ı da etkiliyor. Orada bulunan köyler de şu an boşaltılmış. Çünkü su bir kısmı almış" diye konuştu.