Bayık: Erdoğan ve AKP’nin Kürt düşmanı, insanlık düşmanı olduğu artık kesin

Stêrk TV'ye konuşan Bayık: ''Elimize ulaşan bazı bilgilere göre, özellikle Amed ve merkezinde, bazı kasaba ve köylerinde sağlık ekipleri adı altında halka bazı ilaç ve iğneler dağıtılıyor. Bunu raporlaştırarak dünyaya bildirin" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bayık, soykırım planına karşı Kürtleri ve tüm toplumsal kesimleri AKP'ye karşı koymaya çağırdı. AKP'nin Kürtleri ve Alevileri ortadan kaldırmak istediğini belirten Bayık, "AKP'ye bağlı TOKİ gibi kurumların topraklarında bina inşa etmelerine izin vermemelidir. Kürt buna karşı durmalıdır" dedi. Bayık, planın Sur ile sınırlı kalmayacağını da ifade ederken, "Her Kürt bireyinin kendisine sahip çıkması, faşist işgalci devlete karşı çıkması gerekiyor" dedi. Bayık, soykırım planı kapsamında, AKP'nin tedavi aracılığıyla bazı hastalıkları yaydığını söyleyerek, şu önemli uyarıları yaptı: "Elimize ulaşan bazı bilgilere göre, özellikle Amed ve merkezinde, bazı kasaba ve köylerinde sağlık ekipleri adı altında halka bazı ilaç ve iğneler dağıtılıyor. Bunu raporlaştırarak dünyaya bildirin" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Stêrk TV'de AKP'nin kapsamlı soykırımcı saldırıları üzerine değerlendirmelerde bulundu...

Bayık'ın değerlendirmeleri şöyle:

"Kral çıplaktır, diye meşhur bir söz vardır. Erdoğan, AKP ve Türkiye devleti de çıplaktır, dünyanın, Kürtlerin ve tüm insanlığın önünde çıplaktır. Bugün kadar hiçbir zaman gerçekliği ortaya çıkmamıştı. Kuruluşundan bu yana, demokratikleşme ve Kürt, Alevi çözüm getireceğim vaatleri ile herkesi kandırmayı başardı. Ancak gerçekliği bugün tüm yönüyle ortaya çıktı. Artık kimseyi kandıramaz.

Bugünkü AKP mi yoksa geçmiş dönemdeki AKP mi gerçek AKP? Erdoğan bugün mü doğru söylüyor yoksa geçmişte mi doğru söylüyordu? Bu duruma dair meşhur bir laf var; 'kişinin pratiği, onun gerçekliğini ortaya koyuyor' diye. Erdoğan/AKP'nin gerçekliği bugün Cizre, Nusaybin, Sur, Şırnak, İdil, Varto'da görülüyor. 

İktidarının sürdürmek adına, Türkiye'de şovenizmi geliştiriyor, faşizmi kullanıyor ve bu kesimden oy devşirmek için katliamlar gerçekleştiriyor. Kürtlere açıkça şunu söylüyorlar 'ya teslim olacaksınız, ya da öleceksiniz'. Yani ölümün dışında Kürtlerin önüne birşey koymuyor. Kürtler açısından teslimiyet de, fiziki ölüm de aynı. Kürt ve Kürdistanı her açıdan Türkiye'nin, Türk ulusunun, Türk ulus devletinin hizmetine koymak istiyor. Bunun önündeki engelleri kaldırıyor.

'AKP İNSANLIK DÜŞMANI

Erdoğan'ın, AKP'nin Kürt düşmanı, insanlık düşmanı olduğu artık kesin. Erdoğan şuan sadece Kürtleri katletmiyor, tüm insanlığı öldürüyor. Çünkü Sur'da katledilen sadece Kürtlerin kültürü değildi. orada imha edilmek istenen insanlık kültürü, insanlığın ortak tarihi idi. Kürtler şahsında insanlığa karşı düşmanlık yapıyor.

'Taş üstünde taş, baş üstüne baş bırakılmasın' anlayışının dillendirilmesi dahi, her şeyi ortaya koyuyor. Yani verdikleri talimat açıktır; 'Kürt şehirlerini bir bütünen yok edeceksiniz, Kürtleri katliamdan geçireceksiniz. Teslim olmayanları, çizgimize gelmeyenleri katledeceksiniz'. Şu an yürüttükleri savaş da bu çerçevededir. 

'KÜRTLER TOPRAKLARINA BİNA İŞGAL EDİLMESİNE İZİN VERMEMELİ'

Şimdi de Kürtlerin yaşadığı alanlara göçmenleri getirip yerleştirmek istiyorlar. Her şeyden önce, yerinden yurdundan olan, malını mülkünü kaybetmenin ne olduğunu yaşayarak bilen göçmenlerin bunu kabul etmemesi gerekiyor.

Kuşkusuz Kürtler de ne devletin ne de göçmenlerin malına mülküne el koymalarını kabul etmemesi gerekiyor. AKP'ye bağlı TOKİ gibi kurumların topraklarında bina inşa etmelerine izin vermemelidir. Kürt buna karşı durmalıdır.

Hiç kimse bu planın sadece Sur ile sınırlı kalacağını sanmamalı. Kürdistan'ı tekrar işgal etme adına bugün Kürdistan'ın tüm şehir, kasaba, ilçe, köy ve mahallelerinde bu siyaset yürütülüyor. Şark Islahat Planı yürürlüğe konulmuş. Amacı Kürt Kürdistan adına hiçbir şeyi bırakmama olan bu plan, Erdoğan ve AKP tarafından yürütülüyor. Her Kürt bireyinin kendisine sahip çıkması, faşist işgalci devlete karşı çıkması gerekiyor.

'KÜRTLERİ VE ALEVİLERİ ORTADAN KALDIRMAK İSTİYOR'

Şark Islahat Planının ilk yürürlüğe konulan alan Maraş, Malatya, Elazığ Dersim hattıdır. Çünkü bu hat Kürdistan-Türkiye sınırını oluşturuyor. Kürt ve Kürdistanı yok etmek istiyorlarsa sırtını Türkiye'ye dayayıp sınırdan başlayarak bu planı tüm Kürdistan'a yaymak istediler. Dolayısıyla başlangıç yeri bu bölge oldu. Dikkat edilirse bugün de buradan başlatılıyor. Malatya ve Maraş'ta yürürlüğe koymak istiyorlar. Kürtler, Aleviler, Türkiye sosyalist, demokrat ve liberal kesimlerin bu plana karşı koymaları gerekiyor. Çünkü bu plan ile birlikte Kürtleri ve Alevileri ortadan kaldırmak ve mezhep çatışması ile savaşı kızıştırmak istiyorlar. Bu Türkiye'nin geleceği için felaket anlamına geliyor. Dolayısıyla bunun kabul edilmemesi gerekiyor.

'BEDEL ÖDENEBİLİR ANCAK KAZANÇ BÜYÜK OLACAK'

Vicdan sahibi herkese, kendisine ben demokratım, sosyalistim, liberalim, Kürdüm, Aleviyim, Çerkezim diyen herkesi, Şark Islahat Planına, Master Plana karşı koymaya çağırıyorum. Böylesi bir karşı koyuşun gerçekleşmesi, devleti, hükümeti bu anlamda engelleyecektir. Kolay kolay bu planı hayata geçiremeyecektir. Kürtler, Aleviler, demokrasi güçleri, insanlık değerlerine bağlı olan kesimler kazanacaktır. Zorluklar yaşanabilir, bedel de ödenebilir, ancak sonuç ve kazanç büyük olacaktır.

'BAZI HASTALIKLARI YAYIYORLAR!'

Toplum çocuklar ile tanınıyor, toplumun kaderi çocuklar tarafından tayin ediliyor. Çocuklar, gençler toplumun geleceğidir. Toplumu yaşatan ya da öldürebilen kesimlerdir. Bir toplumu başarılı kılmak istiyorsan, o toplumun çocuklarını gençlerini geliştirirsin. Çünkü toplumun temelinde çocuklar, gençler vardır. Aynı şekilde, toplumu bozmak, yok etmek istiyorsan, geleceksiz bırakmak istiyorsan çocuklara, gençliğe yönelirsin. İşgalcilerin bugün Kürdistan'da yürüttükleri siyaset tam olarak budur. Kürt ve Kürdistan'ı ortadan kaldırmak, Kürtlük adına hiçbir örgütlenme ve mücadeleyi bırakmamak için, çocuklara el uzatıyorlar, gençliğin içinde eroini kullanımını yayıyor, fuhuş ve her türlü ahlaksızlığı geliştiriyorlar. Ayrıca tedavi aracılığıyla bazı hastalıkları yayıyorlar. Elimize ulaşan bazı bilgilere göre, özellikle Amed ve merkezinde, bazı kasaba ve köylerinde sağlık ekipleri adı altında halka bazı ilaç ve iğneler dağıtılıyor. Bunların kullanımı sonucunda gençlerde yüzde yirmi beş oranında Hepatît B hastalığı geliştiği söyleniyor. Bu ciddi bir durumdur. Demokrat, vicdan sahibi ve yurtsever doktor ve sağlık görevlilerini bu konuda Amed ve çevresinde incelemelerde bulunmaya çağırıyorum. Bu ne kadar doğrudur, bunun ortaya çıkarılması gerekiyor. Tesadüfi bir durum değildir. Bu hastalık Kürdistan'da nasıl yayılıyor, kim yayıyor, bunların ortaya çıkarılması gerekiyor. Bunu raporlaştırarak dünyaya bildirin. İşgalci devlet gerçekten de insanlık ile, toplum ile oynuyor. Çocuklar ve gençler arasında hastalık yayıyor. 

İşgalciler Kürt refleksini ortadan kaldırmak istiyor. Böylece asimilasyonu, fiziki ve kültürel soykırımı rahatlıkla gerçekleştirmek, sonuca ulaştırmak istiyor. Bu amaçla toplumu öldürüyor. Öte yandan Kürt çocuklarını başka yerlere göndererek, oralarda hepsini Türkleştirmek istiyor."