Dargeçit JİTEM Davası: Devlet katletti

Dargeçit JİTEM Davası’nın duruşması görüldü. Duruşmada, "8 kişiyi devlet katletti" vurgusunda bulunuldu.

Mardin'in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ve 8 Mart 1996 tarihleri arasında 3’ü çocuk 8 kişi ile ailelere bilgi verdiği iddia edilen Uzman Çavuş Bilal Batır'ın kaybedilmesine ilişkin açılan ve sonrasında nakledilen davanın 20’nci duruşması görüldü. Aralarında dönemin karakol komutanının da bulunduğu 18 kişi hakkında “taammüden öldürme” suçlamasıyla açılan davanın duruşması, Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Mağdur avukatları Erdal Kuzu ve Aziz Türk duruşmaya katıldı. Davanın diğer sanık ve müdafileri mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Bir önceki duruşmada tanık olarak dinlenmesi istenen dönemin emekli öğretmeni Dilek Tok, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı. Aynı olayda gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Hazni Doğan ise tanık olarak ilk kez duruşmaya katıldı. Tanık olarak dinlenmesi ve hakkında mahkemeye zorla getirilme kararı bulunan savcı Adem Kul için, daha önce kolluğa yazılan müzakereye cevap verilmedi.

'İŞKENCE YAPTILAR'

Hazni Doğan, olayda abisi Seyhan Doğan, eniştesi Abdullah Olcay ve amcası Abdurrahman Coşkun’un kaybettiğini belirterek, “Annem adaleti görmeden yaşamını yitirdi. Ben gözaltına alındığımda 11 yaşındaydım. Yeter artık, adalet yerini bulsun” dedi.

Doğan, Abim akrebin (askeri araç) içindeydi. Bizi de oraya aldılar. Yine eniştem Abdurrahman Olcay’ın arabadaydı ve üzerinde askeri kamuflaj elbiseleri vardı. Hepimizi çırılçıplak soydular. Beni abimin yanına götürdüler. Abim Filistin askısındaydı. Orada bize işkence yaptılar. Gözaltına alınan Süleyman Seyhan’ı ise bıyıklarını bahane ederek dövüyorlardı” diye kaydetti.

‘KAFALARI KESİLMİŞ, CENAZELER YAKILMIŞ'

Annesinin birçok yetkiliyle görüşmek istediğini söyleyen Doğan, “Annem jandarma komutanı Mehmet Tire’nin yanına gidiyor. Abimi soruyor. Annem abimin taburda olduğunu ve kendilerinden haberinin olmadığını söylüyor. Annem daha sonra Midyat’ta karakola gidiyor. Orada gözaltına alınıyor. 35 gün gözaltında kaldı. Sırf abimi aramasını bırakması için. Annem gözaltından çıktıktan 95 gün sonra yaşamını yitirdi karaciğer hastalığından. Biz cenazelerimizi bulduğumuzda kimisinin kafası yoktu. Yetmemiş, üzerlerine odun atıp yakmıştılar. Bu nasıl bir insanlık. Devletin tüm kapıları o dönem bize kapalıydı. Biz bir an önce sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz” diye konuştu.

Duruşmaya katılan emekli öğretmen Dilek Tok, daha önceki beyanlarını tekrarladı. O dönem okulda hem idareci hem de öğretmenlik yaptığını söyleyen Tok, gözaltına alınan 2 çocuğun ise o gün okula gelmediğini doğruladı.

'8 KİŞİ DEVLET GÜCÜ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ'

Av. Erdal Kuzu, 8 kişinin devlet gücüyle öldürüldüğünü, bu cinayetleri işleyenlerin JİTEM olduğunu, davanın bu bakımdan açık olduğunu söyledi. Kuzu, katledilenlerin hepsinin tek kurşunla katledildiğini belirterek, “Bu yöntemin JİTEM yöntemi olduğunu iyi biliyoruz. Şayet o denem JİTEM’in bu infazları ortaya çıksaydı, Hrant Dink ile Tahir Elçi katledilmeyecekti” ifadelerini kullandı.

Kuzu, şunları söyledi: “15 kişiden sağ kurtulan 7 kişi defalarca mahkemelerde tek tek dinlendi. O dönem kim tarafından ne yaşadıklarını söylediler. Dosya bu kadar açık ve nettir. Müvekkilimiz Hazni Doğan’nı dediği gibi, bulunan cenazelerin üzerinde askeri elbiseler olduğu biliniyor. Her şey bu kadar açık ve nettir.”

Mahkemede dinlenmesine karar verilen dönemin Dargeçit savcısı Adem Kul’un, Gülen Cemaati’ne üye olduğu gerekçesi tutuklandığı, daha sonra 2 yıl 1 ay hapis cezası verilerek serbest bırakıldığını söyleyen Kuzu, “Bu kişi nasıl bulunamıyor" diye tepki gösterdi.

ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, Dargeçit Savcısı Adem Kul’un adresinin araştırılması için ilgili kolluğa yazı yazılmasına karar vererek, duruşmayı 29 Mart 2021 tarihine erteledi.