FEDA: Dersim’de inançsal, kültürel ve kadın kırımı da yaşandı

FEDA: Vahşi, barbar, çağdışı ve şaki denilerek üzerine gittikleri Dersim’de sadece kaba fiziki soykırım yaşatılmadı. Fiziki soykırım eşliğinde, dilsel, kimliksel, inançsal, kültürel, ekolojik ve kadın kırımı da yaşatıldı.

Seyit Rıza ve arkadaşlarının 15 Kasım 1937’de idam edilişlerinin yıldönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yapan Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) şunları belirtti: “83 yıl önce 15 Kasım 1937’de idam edilen See Rıza ve arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyoruz.

12 yıl boyunca hazırlığı yapılan Dersim soykırımında 60-70 bin Kürt Alevi katledildi. Kürt kimliğini, Raya (Rêya) Heqî inancını ve inanç değerlerini ortadan kaldırmak, Dersim Eyalet coğrafyasını işgal etmek amacıyla girişilen soykırıma karşı See Rıza önderliğinde az sayıda aşiret ve şahsiyet direniş içinde olmuştur.

Vahşi, barbar, çağdışı ve şaki denilerek üzerine gittikleri Dersim’de sadece kaba fiziki soykırım yaşatılmadı. Fiziki soykırım eşliğinde, dilsel, kimliksel, inançsal, kültürel, ekolojik ve kadın kırımı da yaşatıldı Dersim’de.

Türkçü ulus devlet Dersim’i çağdaşlaştırıyoruz, feodalizmle mücadele ediyoruz yalanını dillendirerek Dersim’i ve Dersim’de yaşanan insan toplumsallığını topyekûn ortadan kaldırmak istedi. Soykırımdan kurtulanlara ise hızla Türkleştirmeyi ve İslamlaştırmayı dayattılar.

Kürt Raya (Rêya) Heqî-Alevi inanç sahiplerine dönük vahşi ve insanlık dışı bu soykırımı inanç sahipleri ağıtlarıyla, klam ve stranlarıyla vahşi soykırımın sözlü tarihini bugünlere taşımışlardır.

See Rıza, ‘Ben sizin yalanlarınız ve hilelerinizle baş edemedim bu bana dert olsun. Ben de size diz çökmedim bu da size dert olsun’ diyerek soykırımı yalın ifade ile teşhir etmiştir.

Bu söylem aynı zamanda katliamcı ve soykırımcı zihniyete karşı nasıl hareket edilmesi gerektiğini ifade etmesi açısından da tarihi öneme sahiptir.

Bugün için bize düşen ortadan kaldırmak istedikleri dilimizi, kimliğimizi, inancımızı ve kültürümüzü sevmek ve sahiplenmektir. Soykırımcı zihniyete hesap sormak adına inancımızın ve kimliğimizin statüsüne dönük çalışmalar içinde olmak, devletin soykırımla yüzleşmesini sağlamak faaliyetlerimizin esasını oluşturmalıdır.”