Gazetecilerin rehin alınması kınandı: Gazetecilik suç değildir!

DGF, MKGP ve TGS, Van'da 4 gazetecinin rehin alınmasına tepki göstererek, gazeteciliğin suç olmadığını ve derhal serbest bırakılmalarını istedi.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DGF), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilciliği, Van’da Mezopotamya Ajansı muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur ile Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve gazeteci Nazan Sala’nın rehin alınmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. DFG binasında yapılan toplantısına katılan gazeteciler ve meslek örgütleri temsilcileri, Kürtçe, Türkçe ve İngilizce "Gazetecilik suç değildir" yazılı dövizler taşıdı.

DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, gerçekler tersyüz edilmeye çalışıldığında, ilk olarak gazetecilerin hedef alındığını belirtti.

Mezopotamya Ajansı’nın, Servet Turgut ve Osman Şiban’ın helikopterden atıldıklarını belgeleriyle ortaya çıkardığının altını çizen Altan, devamla şunları belirtti:

 “Aslında yapılan haberin ardından Mezopotamya Ajansı çalışanlarına yönelik baskı, gözaltı olayı öncesinden başlamıştı. Yaşamını yitiren Servet Turgut'un Van’daki taziyesini basan polisler Mezopotamya Ajansı'nı hedef göstermiş, orada bulunan muhabirlerin haber takibi engellenmişti. Ardından da ajansın internet sitesine erişim, mahkeme kararıyla engellenmişti. Bu baskılar ve engelleme çabası yetmemiş olacak ki, 4 gazeteci arkadaşımız önce gözaltına alındı, ardından mesnetsiz suçlamalarla tutuklandı” dedi.

Gazetecilere yönelik suçlamaların gerçek dışı ve dayanaksız olduğunu vurgulayan Altan, şunları söyledi: “Gerek emniyetteki sorgularında, gerekse savcılık ve hâkimlik sorgularında açığa çıktı ki, tutuklanan 4 kişi tam anlamıyla yaptıkları haberler nedeniyle suçlanıyorlardı. Gazetecilere yaptıkları haberler, dijital medya paylaşımları, haber kaynaklarıyla yaptıkları görüşmeler sorulmuş, bunların suç sayılabilmesi için bir kılıf aranmıştır. İktidar sahipleri, bir kez daha yargı eliyle insan haklarına yönelik böylesi büyük bir saldırıyı soruşturmak yerine, gerçeği açığa çıkaran gazetecileri hedef almıştır. Lakin mızrak çuvala sığmamıştır. Çünkü tutuklanan arkadaşlarımızın gazetecilik dışında herhangi bir faaliyetlerinin olmadığına hepimiz tanığız. Artık tüm kamuoyu da bilmektedir ki, tutuklanan gazeteciler susturulmak, sesleri kısılmak amacıyla tutuklanmıştır. 

Bizler bir kez daha hakikati açığa çıkarıp tüm dünyaya duyurmaya çalışan meslektaşlarımıza yönelik bu uygulamayı en sert biçimde kınıyoruz. Türkiye’de basın ve medya kuruluşların, gazetecilere yönelik baskıların bu kadar ayyuka çıktığı ve halen onlarca gazeteci arkadaşımızın cezaevinde bulunduğu bir dönemde, bunlara yenilerinin eklenmesini ve baskıların arttırılmasını kabul etmiyoruz. Bu nedenle dün Van’da gözaltına alınan 4 arkadaşımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz ve diyoruz ki; gazetecilik suç değildir, #GazetecilikYargılanamaz.”

İNTİKAM OPERASYONU 

tutuklamaların intikam operasyonu olduğunu söyleyen TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral da, "İktidar, kendisine yakın olmayan gazetecileri sahadan silmek için sarı basın kartı yönetmeliğinde bir dizi değişikliğe gitmiş, kendisinden olmayan medya mensuplarının bu kartı almasını imkansız hale getirmiştir. Hal böyleyken, mahkeme, gazetecilik faaliyetini sanki sadece sarı basın kartı sahiplerinin yapabileceğinden bahisle, aynen şu ifadeyi kullanmıştır: 'Mevcut şartları taşımadıklarından söz konusu şüphelilerin basın mensubu olmadıklarının anlaşıldığı, şüphelilerin geçerli basın kartları olmamasına rağmen…' Gazetecinin gazeteci olduğuna ancak ve ancak meslek örgütleri karar verebiliyor ve bunu tescil ediyor" dedi.

Gazeteci Roza Metina da tutuklamaları kınayarak, 2 kişi helikopterden atanların yerine, bunu kamuoyuna duyuran gazetecilerin tutuklandığını vurguladı.