Karıncalar diyarına misafir gerilla

"Bir taşla, bir suyla, bir ağaçla da düşman tekniğini boşa çıkarabiliyorsun. Beni önce karıncalar tedavi etti. Doğayla nasıl yaşanabileceğini öğreniyor insan."

YJA-STAR Gerillası Bêrîtan Erzurum, Geliyê Tiyarê’de Valto alanında, 2018’de yer aldığı eylemi, üzerinde bıraktığı etkileri ve eylem amaçlarını anlattı...

Erzurum, "Cilo anılarımdan söz etmek istiyorum, hem yaşadıklarımızın anılar olarak kalması hem yaşadığımız yoldaşlıkların çok derin ve farklı olması, paylaşılmaya değer olması açısından dile getirmek istiyorum" diyerek, şunları söyledi:

"Gerçekten yoldaşlık anıları çok farklı. Bir eylemde olsun, bir yaralanma durumunda olsun, yaşadığımız yoldaşlık çok farklı. Yoldaşlarının senin için harcadığı emek hem insanı büyütüyor hem de kazandırıyor. Bu da insanda çok güzel duygular uyandırıyor, yücelik hissettiriyor. Birbirine emek harcandığında, güzel yaklaşımlarla karşılaştığında etkileniyorsun, büyüyorsun. İnsan hareket içinde hep kalmak istiyor, ne olursa olsun insan kalmak istiyor, bu da Önderliğin yaratmış olduğu yoldaşlık duygusu ve bilinciyle gelişti ve bugün biz bununla gelişiyor, geliştiriyoruz.”

VALTO'DA DÖRT KAHRAMAN

Erzurum, anısına şu sözlerle başladı:

"2016’da Cilo alanına geçtim, 2018’de bir tim arkadaş, Geliyê Tiyarê’ye Valto alanına geçtik. Heval Besê, heval Welat, heval Eriş beraber geçtik. Bir tim olarak yerimizi bu alanda aldık. Bu dönemde düşmanın hareketimiz ve Önderliğimiz üzerindeki baskıları çok yoğundu. Bu yoğun saldırıları biz gerilla olarak kabul etmiyorduk, bu temelde eylem arayışlarımız vardı. Düşmana darbe vurmamız gerekiyordu.

Öncelikle tim olarak eylem hazırlıklarımızı yaptık, önce keşfimizi yaptık, nerde konumlanacağımızı, hangi arkadaş nerde hangi silahla konumlanacak, olası durumlar için konumlanmanın nasıl yapılacağı, düşman mevzilerinin nasıl konumlandığı, düşmanın nasıl hareket ettiği, nöbetçilerini nasıl değiştirdiği, hangi konularda zayıflık yaşandığı vb. durumların keşfini yaptık. Daha sonra cephane, lojistik vb. hazırlıklarımızı tamamladık ve yola çıktık. Bu süre zarfında düşman da operasyon hazırlığı içindeydi ve hareket halindeydi. 5-6 saatlik bir yolu yürüdük daha sonra biraz bekledik, akşam olunca eylem yerimize geçmek için. Yerimizi aldık ve bekledik. Bir ihbar sonucu düşman bulunduğumuz noktaya saldırdı, önce drone geldi üstümüze, görüntümüzü almadı önce, daha sonra bir roket bulunduğumuz yere isabet etti, görüntümüzü öyle aldılar. Yaklaşık 1200 asker bulunduğumuz yere geldi, biz 4 kişiydik. Çatışma başladı, yarım saat çatışma sürdü. Heval Besê benim yanımdaydı, yaralandı, daha sonraki bomba atar atışıyla Heval Besê şehit düştü. Kurtarmak istiyordum ancak olmadı. Daha sonra heval Welat’ın yanına gitmek istedim ancak heval Besê’den önce heval Welat şehit düşmüştü, 6-7 kurşun almıştı bedeni. Ben de kolumdan yaralanmıştım, 2 mermi kolumdan yedim, bomba atar parçası ayağıma isabet etti, karın bölgesine parça isabet etti fakat fark etmemiştim, arkadaşların savaşma gücü beni ayakta tutuyordu. Artık düşmanla aramızda 4 metrelik bir mesafe kalmıştı, ben arkadaşları oradan çıkarmak istiyordum, ancak ne yapsam da gücüm yetmiyordu. Düşman C harfi bir çember oluşturmuştu, benim yanımda da cephane az kalmıştı, yavaş yavaş kullanıyordum cephaneyi, çemberden çıkmak için kullanıyordum. Bir yere kadar çemberden çıkmayı başardım. Çemberden çıktıktan sonra düşmanın bulunduğu alanda yaklaşık bir hafta kaldım.”

KAYA DİBİNDEN GELEN DERMAN

Gerilla Bêrîtan Erzurum, hayatta kalmanın mücadelesini nasıl verdiğini de şöyle anlattı:

“İnsanın tek başına düşmanın içinde kalması farklı bir duygu, güçlü bir irade istiyor. Bu irade tohumunu atan ve geliştiren Önder Apo’ydu, Önderlik ideolojisiyle iradeni güçlü kılabiliyorsun, kendini güç haline getiriyorsun, gücünü nasıl kullanman gerektiğini öğreniyorsun, düşmanı düşmanın içinde nasıl tanıman gerektiğini öğreniyorsun. Karşımızdaki düşman normal bir düşman değil, gerillaya karşı her türlü savaş dışılığı uygulamada sınır tanımıyordu. Bir kadın olarak kendi gücümü bu düşman gerçekliği içinde tanıdım. Önderlik ideolojisinin yarattığı yoldaşlık bağlarının gücünü burada daha iyi gördüm ve tanıdım.

Bulunduğum yerde erzak ihtiyacımı karşılayacak bir şey yoktu; su, yiyecek vb. yoktu, bir hafta öyle kalmak zorunda kaldım. Bir yer vardı su çok yüksekti, orayı geçmek istiyordum, ayağımdaki ayakkabı çok kaygandı, ben de ayakkabımı çıkarıp elime aldım suyu geçmek için, geçerken birden su yükseldi, suyun basıncıyla elli metre kadar su beni götürdü, daha sonra bir ağaca tutunarak sudan çıktım, o arada ayakkabılarım elimden gitti, iki gün kadar ayakkabısız kaldım, öyle hareket etmek zorunda kaldım. Başka bir yerden tedarik edecek imkânım da yoktu. Çatışmaya girdiğimiz zaman yaz ortasıydı, 14 Temmuz’da çatışmaya girmiştik. Sıcaklıklardan kaynaklı yaramda kurtlanma oluşmaya başlamıştı, sürekli temizlemeye çalışıyordum yaramı ancak yanımda temizleyebileceğim bir şey de yoktu, tedaviyi kendim yapabileceğim bir şey yoktu, yanımda sadece gömleğim ve şalım kalmıştı. Bulunduğum yerden biraz uzaklaşınca kaya dibinde bir boşluk vardı, içerisinde yuva yapmış karıncalar vardı. Ben de doğal tedavi yöntemiyle ayağımı karınca yuvasının içine koydum biraz temizlesinler diye, o arada yarım saat kadar uykuya daldım, uyandığımda ayağıma baktım, o kadar kurtlanmasına rağmen bir şey kalmamıştı. Toprağı, küçük taş parçalarını, kiri temizlemişlerdi. Doğanın bize nasıl yardımcı olduğunu, tek başına da olsa doğayla nasıl beraber yaşanabileceğini öğreniyor insan.”

'GERİLLA BİR TAŞLA, SUYLA, AĞAÇLA DÜŞMANI BERTARAF EDİYOR'

YJA STAR gerillası, en zor koşullarda bile düşman tekniğinin boşa çıkarılabileceğine dikkat çekerek, şunları da ifade etti:

"Bu arada yoğun hava saldırılarından kaynaklı basınç kulağımda hasar oluşturmuştu, iyi ses alamıyordu kulaklarım, keşif üstümde geziyor, ben de hareket ediyordum, suyun üstüne gidip su içmeye çalıştığımda keşif görüntümü alıyor. Sonra iki kobra geldi, bulunduğum yere yoğun obüs, havan atışları yaptı. Ben bir süre hava saldırısı altında koştum, en iyisi kendimi ağaçların arasına atayım dedim, o zaman drone görüntümü kaybetti. Kobraların atışları bir süreliğine durdu, ağaçların arasından sürünmeyle suya vardım, suyun kenarında bir göl oluşmuştu, altında da bir taş vardı, ben de kendimi suyun içindeki taşın altına koydum. O durumda en güvenli yer orasıydı, başka türlü dronedan, kobralardan kendimi koruyamazdım. Drone, bir süre daha alanda gezdi, bir görüntü alamadığı için gitti, kobra da bir kırk dakika kadar etrafımı tarayıp öyle gitti. İnsan böyle şeyler yaşadığında düşmanın tekniğini çok rahat boşa çıkarabiliyor. Bir taşla, bir suyla, bir ağaçla da düşman tekniğini boşa çıkarabiliyorsun.”

'BİR DİĞER TEDAVİ YÖNTEMİ YOLDAŞLIKTI'

YJA-STAR Gerillası Bêrîtan Erzurum, yoldaşlarıyla karşılaştığında yaşadığı duyguları şu sözlerle anlattı:

“Bir hafta düşmanın içinde kaldıktan sonra arkadaşlar geldi. Arkadaşları görünce dünya tekrar benim olmuştu, gördüğüm ilk arkadaşa sarıldım, çok farklı bir duyguydu, onlar da oraya gelene kadar birçok yolu aşmıştı, gösterdikleri ilgi beni duygulandırdı. Arkadaşlar tedavimi yapmak istediklerinde, 'zaten karıncalar beni tedavi etti' dedim. Arkadaşlar etkilenmişlerdi, o kadar zaman düşmanı içinde kalmam, var olan irade onları etkilemişti, bunlar karşılıklı olarak bir etki yaratıyordu. Yine düşman gerçekliği karşısında, yaşanan şehadetler karşısında düşmana karşı daha fazla kin, öfke gelişiyor. İntikam duygusu gelişiyor arkadaşlarda.

İlk tedavimi karıncalar yapmıştı, ikinci tedavimi de arkadaşların sıcaklığı sağlamıştı. Verilen, gösterilen emek karşısında insan duygulanıyor. Daha sonra Cilo alanına geçtik, bir ay kadar kaldık, tam bir tedavi görene kadar orada tedavimi oldum. Bir ay sonra uygun alana geçtim tedavi için. Bu eylemde dördü rütbeli ve bizim tespit edemediklerimiz ölü ve yaralısı vardı düşmanın.

Besê, Welat, Eriş arkadaşlarda olan cesaret düşmanın operasyonunu belli bir düzeyde kırdı, düşmana rahat rahat bir geçiş verilmedi, operasyon geri çekilmek zorunda kaldı. Düşman bir süre arkadaşların cenazelerine yaklaşamadı. Şehit düşen arkadaşların duruşları, fedakârlıkları, yaralı bir vaziyette düşmanla savaşmaları insanı derinden etkiliyor, parti çizgisine daha fazla bağlıyor. Bir kadın olarak sözüm odur ki yoldaşlarımızın intikamını alacağız. Bu anı benim için çok farklı bir anıdır, benim için çok değerli ve anlamlıdır.”