KCK: Halk gerillayla bütünleşerek bu saldırılara tarihi cevap vermelidir!

Medya Savunma Alanlarına yönelik işgal saldırısının soykırım amaçlı olduğunu belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Saldırının püskürtülmesi için halk, gerillayla bütünleşerek bu saldırılara tarihi bir cevap vermelidir" dedi

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklaması şöyle:

“Türk devleti 23 Nisan’ı 24 Nisan’a bağlayan gece gerillanın hakim olduğu Medya Savunma Alanlarına kapsamlı bir saldırı başlatmıştır. 10 Şubat’ta yaşadığı Garê bozgunundan sonra bir saldırı yapacağı bekleniyordu. Zaten 2014 yazında hazırlanan Çöktürme Planı, Kürt halkının özgürlük mücadelesini tasfiye ederek Kürt soykırımını tamamlamayı hedeflemekteydi. Bu saldırı da Kürt soykırımını tamamlamak için yapılmış kapsamlı bir saldırıdır. Gerillanın hakim olduğu Medya Savunma Alanlarının büyük bir bölümüne yapılmakta olan bu saldırı böyle bir amaç için gerçekleştirilmektedir.

BU SALDIRI BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE ERMENİ SOYKIRIMININ YILDÖNÜNÜME DENK GETİRİLDİ

Bu saldırı bilinçli ve planlı bir şekilde Ermeni soykırımının gerçekleştirildiği güne denk getirilmiştir. Açıkça Ermenileri nasıl soykırıma uğrattıysak, sizlerin de kaderi soykırımdır, mesajı verilmektedir. Ermeni soykırımı nasıl ki Almanya’nın desteği, Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin sessizliği ortamında gerçekleşmişse, Kürt soykırımı da ABD ve başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinin desteği ve sessizliği ortamında gerçekleştirilmek istenmektedir. Soykırım amaçlı bu saldırıdan önce Türk devlet yetkililerinin ABD ve Avrupa ülkeleriyle görüşmeler yapması bu saldırısı konusunda bu ülkelerin onayı ve desteği olduğunu ifade etmektedir. Yine Başûrê Kurdistan başbakanı ile de bu saldırı konuşulmuş ve onay alınmıştır. 1999 yılında Rêber Apo şahsında Kürt Özgürlük Hareketine yönelik uluslararası komplo bugün de bu biçimde yürütülmektedir. ABD ve Avrupa ülkeleri bencil çıkarları ve Türk devletini kullanmak için Kürt soykırımına onay vermekte ve destekçisi olmaktadırlar. Öte yandan Türk devletiyle yaşadıkları bazı sorunları Kürt soykırımına destek vererek gidermeyi amaçlamaktadırlar. Türk devleti de Kürtleri soykırıma uğratmak için birçok uluslararası güce Türkiye’yi pazarlamakta ve taviz vermektedir.

ULUSLARARASI GÜÇLERİN VE KDP’NİN ONAYI ALINDI

Türk devleti uluslararası güçlerin onayı ve desteğini alırken, başta KDP olmak üzere Kürt siyasi güçlerinin sessizliği de bu saldırıları meşrulaştırmak ve onaylamak anlamına gelmektedir. Nerede Kürtlere bir saldırı olursa tüm Kürt siyasi güçlerinin ve halkın tepkisinin gelişmesi gerekir. Ulusal sorumluluk gereği Kürt siyasi güçlerinin sessiz kalması kabul edilemez. Başûrê Kurdistan ya da başka bir yerdeki saldırıya PKK, gerilla ve tüm Kürt halkı anında tutum ortaya koyup tepki gösterirken, böyle bir kapsamlı saldırıya KDP’nin açıkça karşı çıkmaması manidardır. Zaten KDP bir yıldır birçok gerilla alanını kuşatarak, Xakurkê alanında olduğu gibi Türk ordusuna açık destek vererek Türk devletinin işgal harekatı karşısında tutumunun ne olacağını ortaya koymuştur. Halbuki tüm Kürt halkı KDP’nin bu tür işgal saldırılarına karşı açık tutum koymasını beklemektedir. Çünkü Türk devleti işgal saldırılarını bu temelde meşrulaştırmakta ve uluslararası güçlerin desteğini almaktadır. KDP, Türk ordusuyla birlikte bu saldırılara katılmasa da tutumu ve saldırılar karşısındaki sessizliğiyle bu işgal harekatının onaylayanı ve destekçisi konumuna düşmektedir. KDP ve tüm Kürt siyasi güçleri bu saldırılara karşı çıkarsa Türk devleti uluslararası destek alamayacağı gibi; saldırılara bu düzeyde cesaret de edemeyecektir.

Türk devletinin yaptığı bu saldırı aynı zamanda Irak’ın siyasi iradesini hiçe sayan ve bütünlüğünü tehdit eden bir saldırı olmaktadır. Bu açıdan Irak’ın bu saldırılara karşı tutum koyması bu saldırıların gayri meşruluğunu ortaya koyacak ve zayıflatacaktır. Eğer bu saldırılara karşı Irak tutum koymazsa Türk devletinin bu saldırıları normalleşecek, ilerde Irak’ın bütünlüğüne yönelik saldırılar haline gelecektir. Irak, bu saldırıları kendi bütünlüğüne yönelik bir saldırı olarak görüyorsa derhal açıklama yaparak bu işgal saldırılarına son verilmesini isteyerek sorumluluğunu yerine getirmelidir. Yoksa Irak’taki mevcut iktidarı da bu saldırıların ortağı olacak biçimde töhmet altında tutacak ve Irak açısından Türk devletinin saldırılarının önünü açacak bir tutum olarak tarihteki yerini alacaktır.

BU SALDIRILAR SOYKIRIM AMAÇLIDIR, KÜRT HALKI HER YERDE AYAĞA KALKMALIDIR

Tüm Kürt halkı, dostları ve demokrasi güçleri bilmelidir ki, bu saldırılar soykırım amaçlıdır. Sadece gerilla değil, gerilla şahsında tüm Kürt halkı hedef alınmaktadır. Gerilla tasfiye edilerek Kürtler üzerindeki soykırım tamamlanmak istenmektedir. Sadece Bakurê Kurdistan’da değil, Kürdistan’ın tüm parçalarındaki özgürlük güçleri ezilip Kürtler soykırıma tabi tutulmak hedeflenmektedir. Bu açıdan bu saldırı aynı zamanda Başûrê Kurdistan ve Rojava’daki kazanımlara ve özgürlük alanlarına yöneliktir.

Bu işgallere sadece gerilla direnişiyle son verilmesi beklenmemelidir. Kürtlerin tümüne yönelik bir saldırıdır. Kürtlerin varlığını ortadan kaldırma amaçlı saldırılardır. Bu açıdan tüm Kürt halkı her yerde ayağa kalkarak gerillayla bütünleşmelidir. Bir halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesi sadece gerilla mücadelesiyle zafere kavuşturulamaz. Gerillayla halk bütünleşmeli, soykırımcı sömürgeciliğe karşı topyekun bir mücadele içine girmelidir. Newroz’da Kürt halkının ayağa kalkışı ve tutumu bugün her yerde ayağa kalkış biçiminde gerilla mücadelesiyle bütünleşmelidir. Gerilla, Cenga Haftanin ve Garê ruhuyla fedaice direnmektedir. Bu kapsamlı saldırının püskürtülmesi için halk, gerillayla bütünleşerek bu saldırılara tarihi bir cevap vermelidir. Zaman ‘Özgürlük Zamanı’ hamlesi ruhuyla her yerde ayağa kalkma ve direnme zamanıdır.

DİRENİŞ RUHU TÜM BAŞÛRÊ KURDİSTAN’A YAYILMALIDIR

Türk devletinin Medya Savunma Alanlarına kapsamlı işgal saldırısı aynı zamanda Başûrê Kurdistan’ı ilhak ve işgal etme saldırısıdır. Gerillayı tasfiye ederek Başûrê Kurdistan’ın en büyük direnç merkezi ve kaynağı etkisizleştirilerek Başûrê Kurdistan siyasi güçlerinin iradesi kırılmak ve Başûrê Kurdistan da soykırım sistemi içine alınmak istenmektedir. Bu açıdan Başûrê Kurdistan halkının bilinci, onuru olan aydınlar ve sanatçılar derhal bu saldırıya tutum koyarak Başûrê Kurdistan halkıyla birlikte işgale karşı bir direniş hamlesi geliştirmelidir. Her şehir, her kasaba, her kaza işgale karşı direniş haline getirilmelidir. Başûrê Kurdistan halkı büyük yurtseverlik bilincini bir daha ortaya koymalıdır. Amediye, Deralok ve Şeladize halkının işgalcilere karşı gösterdiği direniş ruhu tüm Başûrê Kurdistan’a yayılmalıdır. Gençler de gerilla saflarına koşarak işgalcilere karşı direnmelidir.

ORTADOĞU HALKLARININ DEMOKRASİ GÜÇLERİ KÜRTLERİN YANINDA YER ALMALI

Tüm Ortadoğu halkları ve demokrasi güçleri de bilmelidir ki, bu saldırı tüm Ortadoğu halklarının özgürlük ve demokrasi iradesine yönelik bir saldırıdır. Türk devleti Ortadoğu’daki tüm özgürlük ve demokrasi güçlerine düşmandır. Çünkü soykırımcı sömürgeci sistemini ancak demokrasi ve özgürlük güçlerinin tasfiye olduğu ortamda sürdürebilir. Bu açıdan başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu halklarının demokrasi ve özgürlük güçleri de Kürt halkının ve gerillanın direnişi yanında yer almalıdır. Bu direniş aynı zamanda sizlerin özgürlük ve demokrasi direnişidir.

TÜM DÜNYANIN DEMOKRASİ GÜÇLERİ AYAĞA KALKMALIDIR

Tüm dünyanın demokrasi güçleri de Türk devletinin ABD ve Avrupa’dan aldığı destekle Kürt soykırımını hedefleyen bu saldırısına karşı ayağa kalkarak Kürt halkı ve gerilla direnişinin yanında yer almalıdır. Türk devleti bugün özgürlük ve demokrasi düşmanlığının merkezi haline geldiği gibi Kürdistan da özgürlük ve demokrasi mücadelesinin ocağı haline gelmiştir. Kürt halkının ve gerillanın direnişinin başarısı tüm özgürlük ve demokrasi güçlerinin ve dünya halklarının başarısı olacaktır.

Başta ABD ve Avrupa olmak üzere Türkiye’nin saldırılarını onaylayan ve destek veren tüm ülkelere de çağrımız şudur; AKP-MHP faşist iktidarının Kürt soykırımını ve demokrasi güçlerini tümden ezmeyi hedefleyen bu saldırıdan desteğinizi çekin. Kürt soykırımına ortak olmayın! 1915’te gerçekleşen soykırıma sessiz kalmanız ve Almanya’nın destek vermesi şimdi de Kürt soykırımı biçiminde somutlaşmaktadır. Bu açıdan ABD ve Avrupa halkları adına yönetim olan tüm iktidarlar Türk devletinin bu saldırısına tutum alarak Kürt soykırımına ortak olmayacaklarını, karşı çıkacaklarını göstermelidirler.”