GÖRÜNTÜLÜ

Evîndar Ararat: Demokratik siyaset öz savunmasız olmaz

PAJK Koordinasyonu Üyesi Evîndar Ararat, demokratik siyasetin savunmayı çok kapsamlı bir şekilde içerdiğine işaret ederek, kalıcı anlaşma ve yasal-hukuki garanti sağlanana kadar savunma gücünün silah bırakmaması gerektiğini söyledi.

PKK’nin 12. Kongresi, 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde Medya Savunma Alanları’nda düzenlendi. 9 Mayıs’ta bir açıklama ile kongrenin gerçekleştirildiğini duyuran PKK, kongrede alınan kararlar ve sonuç bildirgesini, 12 Mayıs 2025’te kamuoyuyla paylaştı.

PKK’nin kurucularından Ali Haydar Kaytan, Rıza Altun ve Sakine Cansız şahsında tüm devrim şehitlerini anan PAJK Koordinasyonu Üyesi Evindar Ararat, kongre delegesi olarak görüşlerini paylaştı.

Ararat’ın konuşması şöyle:

KONGRE ÖNDERLİĞİN KARARINI PRATİĞE DÖKME ESASIYLA TOPLANDI

Kongrede yapacağımız tartışmalar ve alacağımız kararlar stratejiktir. Mücadelenin stratejik dönüşümüne dair kararları değerlendiriyoruz. Bu kongre bu amaçla toplandı.14 yıldır PKK kongresi gerçekleşmemişti. Önder Apo da tanımladı, bundan sonraki süreç çok derin bir eleştiri ve özeleştiri sürecidir. Bu kongre, Önderlik’in stratejik perspektif ve kararına uygun, kadro gücü, Önder Apo’nun militanları olarak, partinin resmiyet mekanizmasında bu kararı alacağız. Bu kongre, Önderliğin kararını pratiğe dökme esasıyla toplandı. Bunu tartışıyoruz. Kongre tarihidir. Alacağı kararlar ve içerik tarihidir, sergilediğimiz duruş tarihidir.

DEMOKRATİK SİYASET MÜCADELESİ ÖZ SAVUNMASIZ OLMAZ

Önderlik bir süreç başlattı; uzun süreli devrimci halk savaşı mücadelesinin stratejisini değiştiriyor. Mücadele stratejimizi, demokratik mücadele stratejisine, demokratik siyasete dönüştürüyor. Ancak demokratik siyaset mücadelesi öz savunmasız olmaz. Demokratik strateji mücadelesi, demokratik siyaset, öz savunmayı çok kapsamlı bir şekilde içerir. Yani tek taraflı değildir. Öz savunmayı yalnızca silahlı mücadele olarak sınırlandırmak da doğru değildir. Yeni paradigmamızda da Önderlik, öz savunmayı çok geniş bir şekilde değerlendiriyor. Bunun ittifak, diplomasi, demokrasi mücadelesi, toplumsal örgütlenme ayağı var; toplumu bütünüyle savunmaya dahil etmek, temel savunma gücü olarak tanımlanıyor. Bu kapsamlıdır; felsefi yönü, manevi yönü, kültürel ve dil yönü; her açıdan…

SAVUNMA GÜCÜNÜN ÖRGÜTLENMESİ KENDİNİ SÜRDÜRMELİ

Savunma gücü olarak, kalıcı bir anlaşma sağlanana kadar silah bırakma, silah teslim etme gerçekleşmemelidir. Yani, yasal ve hukuki zeminin garantisi sağlanana kadar bu olmamalıdır. Zaten stratejik bir tarz olarak silahlı mücadeleyi durduruyoruz. Ancak savunma gücünün örgütlenmesi kendini sürdürmelidir. Bu temel bir şarttır. Zaten yalnızca bu temelde savunma dardır. Eğer halkı savunmaya dahil etseydik, belki bu kadar zorluk çekmez, Önderlik üzerindeki tecrit de bu kadar uzun sürmemiş olur ve daha erken, elverişli koşullarda Türk devletini çözüm yoluna çekmiş olurduk. Önderlik, ideolojik yönü, felsefi yönü, mücadele yöntemi, kadın ve gençlerin öncülüğünde yeni bir alternatif sunuyor. Bu bağlamda kazanımlarımız, avantajlarımız çoktur. Bu doğrultuda çok güçlüyüz. Paradigmasal ve ideolojik olarak çok güçlüyüz. Büyük devrim kazanımlarımız var. Kürt halkının politikleşmesi gibi çokça sıralayabileceğimiz hususta avantajlıyız ve herkes bunu itiraf ediyor. Birçok eksikliğimize rağmen Orta Doğu’da ve dünyada en örgütlü ve politik halk Kürt halkıdır.”