KDP Maxmurluları DAİŞ’lilerle aynı koğuşunda tutuyor

KDP Asayişi tarafından cezaevine atılan ve yaklaşık 45 gün sonra serbest bırakılan Maxmurlu işçiler her türlü kötü muameleyle karşılaştılar, DAİŞ çete üyelerle aynı koğuşlarda tutuldular.

İki yıldır Şehit Rüstem Cudi Mülteci Kampı (Maxmur)’na ambargo uygulayan KDP, son dönemde de birçok kamp sakini tutuklayarak cezaevlerine atmıştı. Çalışma veya eğitim amacıyla Hewlêr’e gittikten sonra tutuklanan 16 Maxmurludan haber alınamazken, geçtiğimiz günlerde 4 Maxmurlu serbest bırakılmıştı.

Yaklaşık 45 gün KDP’nin talimatıyla Güney Kürdistan’ın Hewlêr kentindeki cezaevinde tutuklu kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Maxmurlulardan Mahîr Sêrtî ve Eşref Korhan başlarından geçenleri ANF’ye anlattılar.

‘EMNİYET’TE HAKERETLERLE UĞRADIK’

25 Eylül günü çalışmak amacıyla Hewlêr’e gitmek üzere yola çıktıkları sırada Hewlêr Emniyet Müdürlüğü’nün istihbarat birimleri tarafından durdurulduklarını ve ardından gözaltına alındıklarını belirten Sêrtî devamla şunları söyledi: “Kimliklerimize el koyup bizi Hewlêr Emniyet’ine götürdüler ve bizi yaklaşık 25 gün orada tuttular. Orada kötü muameleyle karşılaştık, bize oldukça kötü davrandılar, baskı uyguladılar, hakaretlerde bulundular.”

Yaklaşık 55 tutuklunun bulunduğu bir koğuşa atıldıklarını belirten Mahîr Sêrtî, orada bulananların bir bölümünün DAİŞ çete üyesi olduğu, geri kalanının da uyuşturucu tacirliği gibi adli suçlar işleyen olduğunu aktardı. Birçok kez küçük hücrelere atıldıklarını, toplamda üç kez saatlerce el ve ayakları bağlı şekilde tutulduklarını bildiren Sêrtî “İfadeye götürürken de ellerimiz bağlıydı, ellerinden geldiğince bize kötü davranıyorlardı” dedi.

‘PARA KARŞILIĞINDA BİZİ BIRAKTILAR’

Hewlêr Emniyet’inde 25 gün tutulduktan sonra cezaevine götürüldüklerini ve orada da 15 gün kaldıklarını aktaran Mahîr Sêrtî nasıl serbest bırakılma sürecini ise şöyle anlattı: “Cezaevinde olmamıza rağmen ailelerimizle görüşmemize ve onlarla telefonla konuşmamıza izin vermediler. Bırakılmamız için de bizden 1 milyon Dinar (yaklaşık 700 Euro) talep ettiler. Bizler işçiyiz, verecek o kadar paramız yok dedik. Bunun üzerin ‘tamam 200 Dolar’ da olur’ dediler. Bu parayı verdikten sonra Koyê Emniyet’ine bizi teslim ettiler.”

YNK’ye bağlı olan Koyê Emniyeti’nde bir hafta sonra kaldıktan sonra serbest bırakıldıklarını belirten Mahîr Sêrtî “Orada bir hafta tutulduktan sonra çağrıldıklarında mahkemeye gitme şartıyla bizi serbest bıraktılar. Henüz mahkeme tarihimiz belli değil, ama bu şekilde bizi boşu boşuna 45 gün alı koydular” diye konuştu.

‘BİZİ NİÇİN GÖZALTINA ALDIKLARINI BİLMİYORUZ’

Mahîr Sêrtî ile serbest bırakılan Eşref Korhan ise gözaltına alındıkları sırada çıplak uygulamaya tabi tutulduklarını ve el ile ayaklarının bağlandığını söyledi. İlk gözaltını alındıkları sırada küfür ve hakaretlerle karşılaştıklarını belirten Korhan devamla şu bilgileri verdi: “Bizi 25 gün Emniyet’te tutmaları başlı başına bir işkenceydi zaten. Dar bir koğuşta 55 kişi kalıyordu ve üzerinde yatacak hiçbir şey yoktu. Tutukluların çoğu zaten DAİŞ çete üyeleriydi ve onlar da sürekli yüksek sesle Arapça müzik dinleyerek rahatsız ediyorlardı.”

Eşref Korhan da Mahîr Sêrtî gibi Emniyet’teki 25 günün ardından 15 gün cezaevinde tutulduktan sonra Koyê Emniyet’ine teslim edilmiş ve orada bir hafta tutulduktan sonra serbest bırakılmış. Yaklaşık 1,5 yıldır Hewlêr’e çalışma amaçlı gittiklerini ve sivil insanlar olduklarını altını çizen Korhan son olarak Güney Kürdistan yönetimine ve özellikle de KDP’ye şu çağrıyı yaptı: “Bizi niçin gözaltına aldıklarını bilmiyoruz. Bize artık düşman gibi bakmalarını ve Türk devleti gibi muamele etmelerini istemiyoruz.”