Kendimi dağlarda tanıdım

“Kürdistan tarihini, dünya tarihini, parti tarihini, dağların yoldaşlığını, kısaca kendimi dağlarda tanıdım. Dağların yaşamı ezbere değil, hiçbir günü bir diğerine benzemiyor.”

Büyük direnişlere tanıklık eden Zap’ın en yüksek dağlarından olan Şikefta Birîndara’ya doğru giderken bir ses beni farklı bir patikaya doğru yöneltti. Az ilerde iki kadın gerillayı, öğlenin sıcaklığını çeşme başındaki suyu yudumlarken gördüm. Büyük bir heyecanla gerilla Jiyan ve Avesta ile selamlaştım. Kısa bir sohbetten sonra ikinci kuryelerimizin onlar olduğunu öğrendim. Demin duyduğum stranı hanginiz söylüyordunuz, diye sorduğumda gerilla Jiyan’ı bir heyecan sardı, daha kim olduğunu söylemeden kendisini ele vermişti. Başta biraz utangaç yaklaşsalar da gerilla Jiyan, o stranı söylemeyi kabul etti.

We dîbînîn Diyarbekir

Rabûn cotkar û karker

Min û de tevhev bandikir

Yan mirin yan Diyarbekir

Her bîjî Diyarbekir

Samimi duruşu ve utangaç bakışlarıyla sorularıma cevap veren gerilla, şunları paylaştı: “Botan’da koçer bir ailede büyüdüm. Gerillaları bazen görürdüm. Birbirlerine yaklaşımları, sohbetleri çok ilgimi çekerdi. Botan dağlarının hikayelerini bize anlatırlardı. Özgürlük saflarına 2014’te katıldım. PKK yoldaşlığını, Kürdistan tarihini, dünya tarihini, parti tarihini, dağların yoldaşlığını, kısaca kendimi dağlarda tanıdım. Dağların yaşamı ezbere değil, hiçbir günü bir diğerine benzemiyor. Yoldaşlarım, okuma ve yazmayı öğretti. Rêber Apo’nun ideolojisini okudukça yaşamı ve mücadele etmeyi daha çok sevdim. Dağlara bağlılığım güçlendikçe korkularımı yendim. Bir kadın olarak kendi gücümü gördüm.”