‘Kobanê davasıyla yargılanması gereken AKP-MHP rejimidir’

DAİŞ’in Kobanê’de kaybetmesiyle büyük bir sendrom yaşayan Türk devletinin, yenilginin intikamını almak için HDP'lilere saldırdığını söyleyen Kobanê direniçisi Çiyazan, "Yargılanması gereken HDP değil, terörü destekleyen faşist AKP-MHP rejimidir" dedi.

DAİŞ’in Kobanê kentine saldırmasıyla yönünü Kobanê’deki mücadele cephelerine çeviren YPJ savaşçısı Viyan Çiyazan, Kobanê’yle başlattığı mücadelesini Rojava’da DAİŞ’e dönük verilen direnişle sürdürüyor. Viyan Çiyazan 2017 yılında Reqa’da yaralanarak felç kalıyor.

Savaş gazisi Viyan Çiyazan ile Kobanê direnişini, direnişin yarattığı serhildan etkisini ve Kobanê zaferinin ardından DAİŞ’in yenilgisinden rahatsız olanların yapmak istediklerini konuştuk. ANF’nin sorularını yanıtlayan Viyan Çiyazan ile söyleşimiz şöyle:

Kobanê direnişini nasıl duydunuz? Direnişe katıldığınız süreci anlatabilir misiniz?

Eylül 2014’te TC'nin desteği ile DAİŞ gibi vahşet saçan çeteler Kobanê kentine saldırdı. Bu saldırılarda hiçbir insan hakkı göz önünde bulundurulmadı. Sözde kendilerince yarattıkları İslam ile ‘İslam Devleti’ kurup Ortadoğu’da denetimlerini oluşturacaklar. Destansı Kobanê direnişi başladığında direniş tüm dünyaya yayıldı ve herkes Kobanê’yle dayanışma içinde olduğunu duyurdu.

Bende bir Kürt kızı olarak Kobanê direnişine katılmak ve vicdan sahibi her insan gibi bu kutsal görevi yerine getirmek istedim. Bu doğrultuda Kobanê’deki mücadele cephelerine gelerek direnişe katıldım. Kobanê direnişine dahil olduğumda ilk işimiz Bijî Serok Apo ve Bijî Berxwedana Kobanê sloganlarını haykırmak oldu. Ardından çatışmaların şiddetlenmesiyle silahımı alarak savaşa katıldım. Çok heyecanlıydık ve Kobanê’nin özgürleştirilmesinin sözünü vermiştik.

Direnişin halk serhildanlarına evrilmesi ve binlerce Kuzey Kürdistanlının kendini sınırlara vurup direnişe katılması nasıl gelişti? Direnişi zafere taşıyan ne oldu?

Kobanê’ye dönük vahşi saldırıların başlamasıyla Kuzey Kürdistan’daki halkımız, Kürt pınarı Kobanê kentini özgürleştirmek için serhildan ruhuyla ayağa kalkarak sınıra akın etti. Çocuktan, gencine, ihtiyarına kadar herkes tek bir gönülle serhildana kalktı. Kuzey Kürdistanlılar zafer elde edilene kadar Kobanê direnişine desteğini sürdürdü. Düzenlenen Kobanê’ye destek eylemlerinde Türk devleti tarafından hedef alınan 37 yurttaşımız şehit edildi.

Özellikle Kobanê için seferberlik çağrısı yapıldığında Kuzey Kürdistanlı yüzlerce genç kendilerini kalkan yaparak yönlerini Kobanê’ye çevirdi. Halkımızın sınırdaki görkemli desteğini gördüğümüzde biz savaşçılar olarak daha çok heyecanlandık. Kuzey Kürdistan halkının direnişi sayesinde moral ve motivasyonumuz daha da yükseldi. Günlerce uyumayan, yemek yiyemeyen 24 saat cephede direnen arkadaşlarımız tüm bu zorluklara rağmen sınırdaki halkımızdan manevi güç alıyordu. Bu güç Kobanê direnişinin destan yaratmasını sağladı.

‘ZAFERİN GÜCÜNÜ VE İRADESİNİ ÖNDER APO’DAN ALIYORDUK’

Yanımızda bir yoldaşımız şehit düştüğünde Kobanê’yi özgürleştireceğimizin sözünü veriyorduk. Milyonların kalbi Kobanê için atıyordu. Kahraman şehitlerimizin emekleri ve fedakârlıkları sayesinde Kobanê’de zafer sağlandı. Elbette ki Kobanê zaferini ayakta tutan ve kalıcılaştıran gücü ve iradeyi Önder Apo’dan alıyorduk. Elbette ki direniş cephelerinde yer alan dünyadaki kadınların, sosyalistlerin ve enternasyonal gençlerin desteği bu direnişin sonuç almasını sağladı. Özellikle Kuzey Kürdistan halkı olmak üzere tüm Kürdistan halkının desteği bunu sağladı.

DAİŞ’in yenilgi sürecinin başladığı Kobanê zaferinden kısa bir süre sonra neden direnişe destek verenlere saldırı oldu. Türk devleti neden tutuklama furyalarıyla yüzlerce kişiyi gözaltına alıp cezaevine attı?

DAİŞ çeteleri AKP-MHP faşist hükümeti ortaklığıyla Kobanê’ye saldırdı. Bu saldırıyla Kürt halkını soykırımdan geçirmek istediler. Kobanê kentinde siyah bayraklarını dalgalandırmak istediler. Ancak YPG-YPJ savaşçılarının direnişi ve Kuzey Kürdistan halkının desteği amaçlarına ulaşmalarına izin vermedi. Yani insan diyebilir ki Kobanê ile insanlığın onuru korundu. Faşist çete şefi Erdoğan, ‘Kobanê düştü düşecek’ dediğinde sınırdaki Kürt annelerinin zılgıtları, sınır tellerini keserek Kobanê’ye koşan gençler gereken cevabı verdi. Erdoğan’ın faşist hayalleri yıkıldı.

Türk devleti DAİŞ’in saldırılarıyla Kürt halkını bitirmeyi hesapladı. Kürt halkı üzerindeki planları tutmadı ve Türk devletinin DAİŞ projesi de elinde patladı. Türk devleti tüm dünyanın gözü önünde DAİŞ’e destek veriyordu. Kaybettiğinde büyük bir sendrom yaşayan TC, Kürt halkına ve siyasetçilerine vahşice saldırmaya başladı. Kobanê yenilgilerinin intikamını HDP ve Kürt siyasetçilerinden almak istediler. ‘Kobanê Davası’ adıyla demokrasiyi savunan 108 siyasetçi ve milletvekilini tutuklayarak cezaevlerine attılar.

Sizce ‘Kobanê Davasıyla’ yapılmak istenen nedir ve yargılanması gerekenler kimler?

Bu davayla HDP’yi eritip tasfiye etmek istiyorlar. Yargılanması gereken faşist AKP-MHP rejimidir. Çünkü onlar DAİŞ’i destekleyerek insanlık üzerinde kara bulutlar oluşturmak istediler. Bu zihniyet Avrupa Birliği’nde (AB) yargılanmalıdır. HDP, Kobanê direnişinde üzerine düşen görevi yerine getirdi. Kendi yarattıkları İslam zihniyetiyle insanlık değerlerini yok etmeye çalışan DAİŞ zihniyetine karşı durdu. Yargılanması gereken AKP-MHP siyasetidir. Halkların birliği, özgürlük ve eşitlik için mücadele eden HDP’den ne istiyorlar?

Aslında bu davayla HDP’li ve Kürt siyasetçiler şahsında demokratlar, özgürlükçüler ve mücadeleci kadınlar yargılanmak isteniyor. Kobanê davasını açarak HDP’yi teröre destek veriyor gibi gösterip tasfiye komplolarına kurban etmek istiyorlar. Çünkü HDP’nin onların kirli siyasetini gözler önüne serdiğini biliyorlar. Tüm özgürlük ve demokrasi savunucuları, sınırda kendini kalkan yapan halkımız HDP’yle dayanışma içerisinde olup destek vermelidir. Özgür oylarıyla seçilen milletvekillerini bu komplodan kurtarmak için sürekli eylem içerisinde olmalılar ve bu kararı kınamalılar.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Türk devleti ve NATO ülkeleri yıllardır Özgürlük Hareketini tasfiye edip amaçlarına ulaşmayı hayal ediyor. 2021’e gelindi ve halen hayallerine ulaşamadılar. Özgürlük Hareketi mücadelesini bugün daha da güçlü bir şekilde sürdürüyor. MİT ve ihanetçi kişiliklerle Kürt halkını ve Özgürlük Hareketini tasfiye etmeye çalışıyorlar. Heftanin ve Garê başarılarıyla faşist devletin ırkçı hayalleri yıkıldı. Siyasi, askeri ve ekonomik olarak büyük kayıp yaşadı. Ellerindeki tekniği öve öve bitiremeyen AKP-MHP iktidarının, tekniği de Garê Direnişi’nde boşa çıkartıldı.

3 Nisan 2021’de Metina, Zap ve Avaşin’e saldırmaya başladılar. Ne tesadüftür ki bu saldırı Ermeni Soykırımı’nın yıldönümünde yapıldı. Sizi de Ermeni halkı gibi katlederiz mesajı vermek istediler. Gerilla alanlarına dönük saldırılar Kürdistan’ın diğer bölgelerine dönük saldırılardan ayrı ele alınmamalı. Çünkü saldırılar çok planlı ve tüm Kürdistan üzerinde yürütülüyor. Tabi bu saldırılar KDP ve ABD ortaklığıyla yürütülüyor. Bu güçler PKK hareketinin, onların ırkçı ve iktidarcı zihniyetleri önünde engel olduğunu gördükleri için bu saldırıları gerçekleştiriyor.

Ortadoğu halkları bunu unutmamalıdır ki onların kurtuluşu devletler değil PKK’nin fikirleridir. Önder Apo ideolojisi ve modern gerilla taktikleriyle eğitim gören gerillalar, bu hesap ve planları boşa çıkartacaktır. Özellikle Arap halkı olmak üzere tüm halklar bu saldırıları kabul etmeyerek Türk devletini kınayıp gerilla direnişini desteklemelidir.