'Kürt kazanımları korunmalıdır'

CNK ve Azadî Hareketi sözcüleri Jiyan Timurtaş ile Metin Pîranî, Türk devletinin Güney'e yönelik saldırılarına ilişkin konuşarak, "Kürt kazanımları korunmalı ve Kürdistanî oluşumlar seslerini çıkarmalı" dedi.

Türk devletinin Güney Kürdistan'daki işgali devam ediyor. Yapılan saldırılarda sivilller başta olmak üzere onlarca insan yaşamını yitiriyor. 1980'li yıllardan beri Güney Kürdistan topraklarına dönem dönem işgal saldırıları başlatan Türk devleti, NATO ülkesi olmasından kaynaklı uluslararası arenada hiçbir zaman kınama almadı.

Ciwanên Netewî yên Kurdistanê-Kürdistan Ulusal Gençliği (CNK) sözcüsü Jiyan Timurtaş ile Azadî Harekati sözcüsü Metin Pîranî, Türk devletinin bölgedeki işgal saldırılarına ilişkin ANF'ye konuştu. Türk devletinin 40 yıla yakındır Güney Kürdistan'a saldırılar düzenlediğini hatırlatan CNK sözcüsü Jiyan Timurtaş, söz konusu saldırıların sadece Güney'e değil aynı zamanda Rojava'ya da düzenlendiğini söyledi.

KÜRDİSTANİ PARTİLER DEMEÇ VERMEKTEN ZİYADE MESELEYE DAHA CİDDİ YAKLAŞMALI

Türk devletinin kendi kendini yönetmekte olan Kürtlerin bölgelerinde istikrarsızlık yaratmak için bu saldırıları yaptığına dikkat çeken Timurtaş, şunları ekledi: "Tabi bu saldırıları gerçekleştiren Türk devleti, Kürt siyasetleri arasındaki çelişkileri de görmeyi ihmal etmiyor. Kürdistan'ın her parçasının kendine özgü koşulları var. Ama sonuç itibariyle bu saldırılar tüm Kürt ulusunun sorunudur.

O yüzden de var olan Kürt siyasetleri anti sömürgeci bir çizgide mücadele etmeliler. Çünkü hükümette olan partiler değil, Türk devletinin kendisi saldırıyor Kürdistan'a. Dolayısıyla mevcut Kürdistanî partiler artık demeç vermekten ziyade meseleye daha ciddi yaklaşmalılar. Halktan kopuk siyaset yaparak Kürdistan savunulamaz."

SALDIRILARIN ARKASINDA IRAK MERKEZİ HÜKÜMETİ VAR

Türk devletinin saldırılarının altında Irak merkezi hükümetinin olduğunu belirten Azadi Hareketi sözcüsü Metin Pîranî ise, şu değerlendirmelerde bulundu: "Irak merkezi hükümetinin onayı ve desturu ile bu saldırılar yapılıyor. Bu saldırılar her ne kadar son yıllarda artmış olsa da 80'li yılların başına kadar uzanan bir süreçtir. O yüzden de o yıllardan beridir rahatlıkla saldırabiliyor.

Kürt siyasiler de bu konuda birçok şey yapabilmeliydiler. Özellikle Kuzey Kürdistan'da kendini parti, sivil toplum kurumu ve dernek olarak adlandıran onlarca oluşum var. Ama tüm bunlara rağmen büyük bir sessizlik hakim. Halkımızın kaygıları olabilir ama öncülerde bir edilgenlik durumu var. Genel anlamda Kürt ulusal çıkarlarını esas alan bir rol ve misyon ortaya konmalıdır. Kürt kazanımları korunmalıdır."