Kürdistan'da abluka ve saldırılara rağmen 1 Mayıs kutlandı

Kürdistan kentlerinde 1 Mayıs açıklamaları yapıldı, tüm yasaklara rağmen alanlarda olunacağı mesajı verildi.

1 Mayıs Amed, Batman, Urfa, Adıyaman, Van, Hakkari ve Dersim'de kutlandı. Türk polisi pek çok yerde kutlamaları engellemeye çalıştı, HDP'lilere saldırdı. Geri adım atmayan kurumlar ve halk, 1 Mayıs'ı selamladı, AKP-MHP iktidarını protesto etti.

AMED

Amed Emek ve Demokrasi Platformu'nun, 1 Mayıs dolayısıyla Dağkapı Meydanı’nda düzenlenmek istediği etkinlik, polislerce engellendi. Sabahın erken saatlerinde etkinliğin yapılacağı alan polis bariyerleriyle kapatıldı. Alana giriş yapmak isteyen DİSK, KESK, TMMOB, DTO, HDP, EMEP ve SGDF bileşenleri polis engeline takıldı. Polis etkinliğe katılmak isteyen platform üyelerini 4 grubu ayırarak, çembere aldı.

Engelleme üzerine bileşenler bir araya gelerek basın açıklaması yapmak istedi. Ancak platform üyeleri, bu defa iki ayrı grup olarak çembere alındı. Polis basın açıklaması için grupların birleşmesini engelledi. Bu durum etkinlik boyunca atılan, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Direne direne kazanacağız”, “Biji Yek Gulan” sloganları eşliğinde protesto edildi.

Uzun süren tartışmaların ardından basın açıklaması yapıldı. Açıklamanın Kürtçesini Tabip Odası Başkanı Elif Turan, Türkçesini ise DİSK Amed Bölge Temsilcisi Hasan Hayri Eroğlu okudu.

Eroğlu, "Dünya kapitalist sisteminin yarattığı eşitsizliklerin ağır sonuçlarını her gün yaşıyoruz. Sağlık hizmetlerinin ve güncel olarak da COVID-19 aşısının bir ticari meta haline gelmesinin bedelini insanlık ağır biçimde ödüyor. Bizler, bu topraklarda yaşayanlar, aklı, bilimi, emeği ve insan yaşamını öncelemeyen bir anlayışla yönetilenler, daha ağır bedeller ödüyoruz. COVID-19 salgınıyla mücadelede dünyanın en başarısız ülkelerinden birinde hayatta kalmaya çalışıyoruz. Sermayenin ve patronların çıkarları için, akıl, bilim ve milyonların sağlığı yok sayılıyor. Buradan bir kere daha haykırıyoruz: Çarklar dursun, ölümler bitsin!” dedi.

İktidar tarafından alınan “tam kapanma” kararını eleştiren Eroğlu, “Önlem paketinde işçi sınıfının ve halkın sağlığını ve gelirini değil sermayenin çıkarlarını korumaya çalışıyorlar. Çarklar dönmeye, çalışanların çoğunluğunun işe gitmeye, insanlarımız ölmeye, sağlık emekçilerimiz tükenmeye devam ediyor. Tam kapanma dedikleri önlemlerde biz yokuz: Çalışanlar hastalanmaya, çalışmayanlar da açlığa mahkum ediliyor. Açık alanlarda nefes almamız yasaklanıp kapalı ortamlarda çalışmaya zorlanıyoruz. Ne pahasına olursa olsun ‘çarklar dönecek’ inadıyla, insan yaşamı piyasaya kurban ediliyor. Yeterli aşı tedarik edilemiyor. Göz göre göre hastalanıyoruz, ölüyoruz ve tükeniyoruz! “Böyle salgın mücadelesi olmaz” diyor ve yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz” diye konuştu.

Eroğlu devamında, “Sadece sağlığımız değil; işimiz, aşımız ve geçimimiz de tehdit altında. Pandemide yurttaşlarına en az nakdi destek veren iki ülkeden biri Türkiye oldu. İşsizlik her gün yeni rekorlar kırıyor. Kod 29 ile tazminat bile alamadan işimizi kaybediyoruz. Milyonlarca çalışan ve ailesi ücretsiz izin dayatmasıyla günde 50 liraya yaşamaya mahkum ediliyor. Gıda enflasyonu ile milyonlar açlık sınırının altına itiliyor. Evimize gelen faturalar kabarıyor, çarşı pazar alışverişi her gün bir öncekinden daha pahalı oluyor. Uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimleriyle güvencesizlik yaygınlaşıyor” diye belirtti.

Salgın koşullarında ülkenin tüm kaynaklarının bir avuç şirkete peşkeş çekildiğini söyleyen Eroğlu, “Halk yaşam mücadelesi verirken, şirketler pandemide kârlarını artırıyor. ‘Geçinemiyoruz’ çığlıkları yükselen ülkemizde 26 dolar milyarderinin serveti son bir yılda 38 milyar dolardan 53 milyar dolara yükseliyor. Bir yanda açlık, yoksulluk ve işsizlik; diğer yanda servetler birikiyor. Ekonomik kriz ve pandemi koşullarında, adaletsizliğin en çirkin yüzü karşımıza çıkıyor” ifadesinde bulundu.

Pandemi sürecinde sınıfsal eşitsizliklerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de derinleştiğini vurgulayan Eroğlu, “Salgında kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor. Kadınlar bir yandan işsizliğin, bir yandan pandemide yaygınlaşan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline geliyor. Pandemi koşullarında kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi oluyor” dedi.

Öfkeli olduklarını, sağlıklı, güvenceli ve insanca bir yaşam hakkı için yan yana geleceklerini ve umudu büyüteceklerini söyleyen Eroğlu, işçilerin talep ve hedeflerini de şöyle sıraladı:

"* Herkese aşı, herkese gelir desteği sağlansın, acil ve zorunlu işler dışında 4 hafta çarklar durdurulsun!

* Çalışırken hastalanan emekçiler için COVID-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin!
 
* Kod 29 ve ücretsiz izin zulmüne son verilsin!
 
* İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları patronlara değil işçilere ve işsizlere destek için kullanılsın!
 
* Asgari ücret üzerindeki tüm vergi ve kesintiler sıfırlansın!
 
* İşsizliğe karşı kamu istihdamı artırılsın, hukuksuz biçimde işten çıkarılan kamu emekçileri işlerine iade edilsin, çalışma süreleri azaltılsın.
 
* Doğa katili projelere, Kanal İstanbul’a, betona, savaşa, silahlanmaya, sermayeye değil aşıya ve sosyal desteklere ayrılsın.
 
* Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın! Zorunlu mallarda ve elektrik, su, doğalgaz, iletişim faturalarında dolaylı vergiler sıfırlansın, pandemi süresince fatura borçları hazine tarafından karşılansın, borçlar faizsiz ertelensin.
 
* Örgütlenme, özgür toplu sözleşme ve grev hakkı önündeki tüm engeller kaldırılsın!
 
* İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin şekilde uygulansın, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün İşyerinde Şiddete Karşı 190 sayılı sözleşmesi onaylansın!
 
* 2020 1 Mayıs’ında ifade ettiğimiz gerçek, 2021’de çok daha net bir biçimde ortadadır. Bu düzen yaşamı ve gezegeni tehdit eden büyük bir felakete dönüşmüştür. Felakete dönen bu düzen, baskılarla, yasaklarla, yalanlarla, sansürle, kışkırtılan ırkçılık ve ayrımcılıkla, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle, kısacası zulümle ayakta tutulmak istenmektedir.
 
* Bu felakete son vermek, insanlık için yeni bir başlangıç yapmak, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, demokrasinin egemen olduğu, kardeşçe, barış içerisinde yaşayacağımız yeni bir toplumsal düzen kurmak ellerimizdedir.
Umudumuz birliğimizde, mücadelemizde ve dayanışmamızdadır!”

DERSİM

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu da Seyit Rıza Meydanı'nda açıklama gerçekleştirdi. Açıklamada, Kurmacî, Dimilkî, Ermenice ve Türkçe yazılı “Yaşasın 1 Mayıs” yazılı pankart açıldı. "İş ve aşımıza sahip çıkıyoruz", "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz" dövizlerinin taşındığı açıklamada, "Birlik, mücadele, zafer", "Emek iktidara" sloganları atıldı. Açıklamaya, HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Baro Başkanı Kenan Çetin, platform üyeleri ve yöneticileri katıldı. Saygı duruşuyla başlayan açıklamada, 1 Mayıs 1977’de katledilen 34 kişi anıldı.

Açıklama yapan Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Dersim Şube Başkanı Mazlum Doğan, eşitliğin, özgürlüğün, barışın ve laikliğin hakim olduğu bir ülke istediklerini belirtti. Doğan, gündüzlerinde işsiz kalınmayan gecelerinde aç yatılmayan bir yaşam istediklerini dile getirdi.

Genel-İş Dersim Temsilcisi Umut Balıkçı, iş ve emek mücadelesine dönük tüm baskılara rağmen demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı. "Sermayeye dur diyeceğiz, geçit vermeyeceğiz” diyen Balıkçı, Covid-19 salgınının eşitsizliği tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdiğini söyledi.

HDP Milletvekili Alican Önlü ise iktidarın halka, kadına, doğaya ve yaşama karşı kesintisiz saldırı içinde olduğunu vurguladı. Tüm kesimin eşitsizliğe karşı mücadeleyi büyütme çağrısında bulunan Önlü, şöyle konuştu: " Saray iktidarı sadece emeğimiz sömürmüyor. Emeğimizle birlikte kadının sadece emeğini değil yaşamını da gasp ediyor. Celal, Evren, Talat’ın soykırımını bugün de yine aynı üçlü, Kürt, kadın, emek, Alevi soykırımı olarak hayata geçirmek istiyor. Nasıl ki Newroz, 8 Mart ruhu ile alanlardaydık. Şimdi de 1 Mayıs ruhu ile, ortak bir ruhu ile, ortak bir mücadele zemini yaratmak zorundayız.”

Açıklamalarının ardından Seyit Rıza heykelinin önüne konulan "1 Mayıs 1977 yitirdiklerimizi anıyoruz" pankartına karanfiller bırakıldı. Açıklama, sloganlar ve şarkılar eşliğinde çekilen halayla son buldu.

BATMAN

Batman Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Mayıs’a ilişkin Petrol-İş sendikası binasının bahçesinde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, KESK, Petrol-İş, DİSK, Tabip Odası, TMMOB, İHD, TJA temsilcileri ve üyeleri ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ve görevden alınarak yerine kayyum atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanı Songül Korkmaz katıldı.  “Yaşasın 1 Mayıs, Bîjî Yek Gulan”, “Eşitsizliğin, özgürlüğün, adaletin, demokrasinin egemen olduğu barış içinde toplumsal bir düzen için yaşasın 1 Mayıs, Bîjî Yek Gulan” pankartın açıldığı açıklama saygı duruşu ile başladı.

Genel-İş Batman Şubesi Eşbaşkanı Narin Erol, salgın koşullarında bile sömürü çarklarının milyonlarca işçinin, emekçinin canıyla, kanıyla döndürülmeye çalışıldığını belirterek, “İşçiler, emekçiler durduğunda ekonominin duracağını, hayatın duracağını çok iyi biliyorlar. Bunun için salgın koşullarında işe gitmek zorunda bıraktığı işçilere, emekçilere ‘vazgeçilmezler’ diyorlar. Ancak kendi varlığını sürdürebilmek için milyonlarca işçiden, emekçiden sağlığından, canından vazgeçmesini istiyorlar. Bizler; adaletin, demokrasinin, barışın, sendikal hakların yok sayıldığı, emeğin hak arama yollarının kapatıldığı bir ülkenin emekçileriyiz. Yıllardır emeğimizle, alın terimizle insanca çalışma, insanca yaşama mücadelesi veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Krizle birleşen pandemide, işçilerin sorunlarının katlanarak artığını kaydeden Erol, ekmeğin her geçen gün küçüldüğü, hak ve özgürlüklerinin kaldırıldığı, her seferinde emekçilerin değil, patronların yüzünü güldüren, bu bozuk düzenin, kendi düzenleri olmadığını söyledi.

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran da işten çıkarmanın yasak olduğu bir dönemde kod 29 ile binlerce kişinin işten çıkarıldığını belirterek, iktidarın her zaman ki gibi sermayeden yana tavır aldığını söyledi.

VAN

Van’da KESK, DİSK, TTB ve TMMOB tarafından 1 Mayıs İşçi Bayramı’na ilişkin Musa Anter Parkı'nda yapılmak istenen basın açıklaması polis engeline takıldı. Açıklama öncesinde DİSK binasında bir araya gelen emekçiler, buradan yürüyerek Musa Antep Parkı’na gitmeye hazırlanırken polisler bina önünde barikat kurarak kimsenin çıkmasına engel oldu. Uzun süren tartışmaların ardından emekçiler Cumhuriyet Caddesi’nde açıklama yaptı.

Emekçilere destek vermek amacıyla HDP İl Örgütü binasından Cumhuriyet Caddesi’ne yürüyen HDP’lilere ise polis saldırdı. HDP milletvekilleri Murat Sarısaç, Nuran İmir ve Habip Eksik’in de bulunduğu grubun yürümesine "izin vermeyen" polis, çıkan tartışma sırasında gruba saldırdı. Çevredeki halk polislere tepki gösterirken, HDP’liler 1 Mayıs açıklamasının yapıldığı Cumhuriyet Caddesi’ne geçti.

Emek Platformu adına açıklamayı Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç okudu. Baskılara rağmen umudu büyüttüklerini söyleyen Yaviç, “Çürümüş düzene karşı yeni bir düzen için, yeni bir başlangıç için yan yanayız” dedi.

İktidarın "tam kapanma" ile birlikte işçi sınıfı, halk sağlığı ve gelirini değil sermayenin çıkarlarını korumaya çalıştığını ifade eden Yaviç, çalışanların hastalanmaya, işsizleri ise açlığa mahkum edildiğini vurguladı.

HAKKARİ

Hakkari’de de DİSK, TMMOB ve KESK şubeleri, 1 Mayıs’a dair ortak açıklama yaptı. Sendika binaları önünde yapılan açıklamada konuşan DİSK Hakkari Şube Başkanı Haluk Duran, “İktidar, demokrasi taleplerinin sesini kısarak emeğin de sesini kısmaya çalışıyor. İşçilerin, öğrencilerin ve kadınların hak arama mücadeleleri iktidarın orantısız şiddetiyle bastırılmaya çalışılıyor” dedi.

Açıklamada sık sık “ Yaşasın 1 Mayıs”, “Direne direne kazanacağız”, “Jin Jiyan Azadî”, "Bijî berxwedana kedkaran” sloganları atıldı.

URFA

Urfa Emek ve Demokrasi Platformu, Haliliye ilçesinde bulunan Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde bir araya gelerek, 1 Mayıs’ı kutladı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Urfa Barosu’nun destek verdiği açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. “Hangisini yazsam bilemedim ki” dövizinin açıldığını açıklamada sık sık, “Bijî yek gulan” sloganı atıldı. Eğitim Sen Urfa Şube Eşbaşkanı Mahmut Binici, “Eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, demokrasinin egemen olduğu, kardeşçe, barış içerisinde yaşayacağımız yeni bir toplumsal düzen kurmak ellerimizdedir” diye konuştu. Açıklama alkış ve zılgıtlarla son buldu.

ADIYAMAN

Adıyaman Emek ve Demokrasi Platformu, Demokrasi Parkı’nda bir araya gelerek 1 Mayıs’ı kutlamak için basın açıklaması yaptı. Açıklama 1 Mayıs 1977’de yaşamını yitirenler için saygı duruşuyla başladı. “Söz yetki karar emekçilere” sloganının atıldığı açıklamaya çok sayıda emekçi katıldı. Tarım ve Orman Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) İl Temsilcisi Yusuf Demirci, “Felakete dönen bu düzen, baskılarla, yasaklarla, yalanlarla, sansürle, kışkırtılan ırkçılık ve ayrımcılıkla, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle, kısacası zulümle ayakta tutulmak istenmektedir” diye konuştu.