Mehmetoğlu: Ekonomik krizin nedeni siyasi istikrarsızlık

Siyasi istikrarsızlıktan kaynaklı ekonomik krizin olduğunu söyleyen Amed Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Mehmetoğlu, bunun çözümünün de gerçekçi politikaların izlenmesinden geçtiğini söyledi.

Türk devletinin savaş politikalarından dolayı ekonomik göstergeler gittikçe düşüyor. Bir yandan döviz yükselirken, diğer yandan da işsizlik ve yoksulluk giderek derinleşiyor. Asgari ücret ile çalışan bir birey bile geçimini sağlamakta zorlanırken, ailelerin aynı ücret ile geçinmeleri imkansız hale gelmiş durumda. Emekçilerin yoksulluktan kırıldığı bir ortamda AKP-MHP rejiminden ekonomiye dair açıklamalar her şeyin çok iyi gittiği yönünde.

Ancak sokaktaki duruma ve işverenlerin aktardıklarına bakıldığında, hükümetin batmaya yakın olan bir ekonomiye sahip olduğu çok açık anlaşıyor. Özellikle son bir hafta içerisinde dört kişilik iki ailenin yoksulluktan kaynaklı intihar etmeleri, hükümet tarafından manipüle edilerek söz konusu intiharların gerekçeleri başka taraflara çekiliyor. Yıllardır Amed'de ticaret yapan ve kentin Ticaret Sanayi Odası yönetim kurulu üyesi olan Özgür Mehmetoğlu, var olan ekonomik sorunları ve sorunların doğurduğu sonuçları ANF'ye değerlendirdi.

'EKONOMİDE TIKANMA VAR'

Ekonomi alanını baz alarak bölgenin ve Türkiye'nin nabzına bakıldığında nahoş bir durumla karşı karşıya olduklarını belirten Mehmetoğlu, özellikle son 8 yılda Suriye ve Rojava bölgesinde devam eden savaştan dolayı var olan sorunların daha da katlandığı kaydetti. Mehmetoğlu, Türkiye'deki mevcut siyasi iktidarın var olan sorunlara bir çözüm üretmemesinden kaynaklı ekonomide ciddi bir tıkanmanın olduğuna dikkat çekti.

Kendisinin de Amed'de bir işletme sahibi ve Ortadoğu ülkeleriyle ticari ilişkilerinin olduğunu söyleyen Mehmetoğlu, konuşmasını şu sürdürdü: "Örneğin daha önceleri Federal Kürdistan Bölgesi ile yapılan ticarette başta bölge olmak üzere Türkiye'nin tamamına olumlu etkileri oluyordu. Bölgede üretilen tüm ürünler oraya ihraç edilir, oradan hem bölgeye hem de Türkiye'ye petrol sevkiyatı yapılırdı. Bu da hem bölgeye hem de Türkiye'ye kaynak ve veri akışı sağlıyordu. Ama bu son siyasi kırılmalardan sonra ciddi anlamda bir tıkanma var.

Yine son bir yıldır Rojava bölgesinde cereyan eden ve yaklaşık bir aydır da aynı bölgeye askeri bir operasyon düzenlendi. Bu her ne kadar fiziksel olarak orada yaşayan halklar üzerinde bir baskı oluşturmuş ise bir o kadarda hayatın şah damarı olan ekonomiyi de kesmiştir. Çünkü bir coğrafyada savaş gerçekliği ve ona bağlı olarak tedirginlikler varsa, zaten ekonomi ve yatırıma dair hiçbir emare kalmış olmuyor. Bugün bölgedeki tüm müteşebbisler hem Rojava hem de Federal Kürdistan Bölgesi'ne dair tüm yatırım planlarını askıya almış durumdalar."

'SAVAŞ POLİTİKALARI GELİŞİMİ ENGELLİYOR'

40 yıldır bölgede devam eden savaş gerçekliğinin bugünün yarası olmadığının altını çizen Mehmetoğlu, "Savaş gerçekliği olan bir coğrafyada haliyle yaşama ve ekonomiye dair ciddi bir iyileşmeden bahsedilemez. Ekonomiye ve üretime dair elle tutulur gelişmeler söz konusu olmadığından dolayı da bugün insanlar hayatlarına son veriyorlar. Son bir hafta içerisinde 8 kişi yoksulluktan kaynaklı intihar etti. Temennimiz odur ki bu intiharların devamı gelmez. Fakat maalesef halkın büyük bir çoğunluğu şu an bu acı gerçek ile yüz yüzedir.

Kimse evini geçindiremiyor ve alım gücü düşmüştür. Küçük işletmelerden büyük fabrikalara kadar işverenler konkordato ilan ediyorlar. Bunun nedeni siyasi istikrarsızlıktan dolayı ortaya güven problemidir. Bizim gibi işverenler normalde bir yıllık planlama yaparlar ama bugün bırakın bir yılı, bir haftalık bir planlama bile yapamıyoruz. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde insanlar iflas ettiklerinden, çocuklarına bir süt alamadıklarından dolayı psikolojik travmalar geçirip intihar ediyorlar" diye konuştu.

'TÜRKİYE, HASTALIĞININ ADINI KOYMALI'

Türkiye'nin Suriye halklarına karşı savaş politikalarıyla değil de barışçıl ve ticari ilişkileri esas alan politikalarıyla irtibat halinde olduğu taktirde hem siyasi hem de ekonomik bir iyileşmenin söz konusu olabileceğini savunan Mehmetoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Suriye iç savaşı ilelebet sürecek değil. Belki bir takvim veremeyiz ama oradaki barış ve huzur ortamı mutlaka hakim kılınacaktır.

Oradaki tekrardan bir hayat inşa edilmeye başlandığında Türkiye çemberin dışında değil de içinde olmalıydı. Orada yok olan büyük bir ülke yeniden inşa edilecektir. Bu inşanın temelleri inşaattan geçer. Türkiye bu durumda aktif olabilseydi ülkenin ilerideki 20 yılını kurtarabilirdi. Orası ile yapılacak karşılıklı ticari ilişkiler, Türkiye'yi güçlendirebilirdi. Türkiye bunu tüm alanlarda hayata geçirebilirdi.

Bugün baktığımızda gelişme aşamasında olan küçük ülkeler bile Türkiye'yi aşmış durumdalar. Yunanistan bile her gün yangın yeri iken, yurttaşlarının sesine kulak vererek ekonomiyi birlikte düzenlemeye karar verdi. Türkiye de bu konuda geç kalmış sayılmaz. Yeter ki hastalığının adını koysun emin olun ki her şey kendiliğinden çözülecektir."