Pınar Aydınlar: Sanatçılar direnişe katılsın

Girêmîra'da Botan için direniş nöbetinde olan sanatçı Pınar Aydınlar, tüm sanatçıları soykırım saldırılarına karşı direnişe destek vermeye çağırdı.

Cizre başta olmak üzere Botan üzerinde uygulanan soykırım saldırılarına karşı Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı Girêmîra Mahallesi’nde, Botan yürüyüşçülerinin başlattığı direniş nöbeti eylemi devam ediyor. Türkiye ve Kürdistan kentlerinden gelen, toplumun bir çok kesiminden halkın katılımıyla devam eden direniş nöbetine önceki gün katılan  sanatçı Pınar Aydınlar, tüm sanatçıları sıkıyönetim saldırılarına karşı halkın direnişinin yanında olmaya çağırdı.

Kürtlerin bugün soykırım saldırılarına karşı mücadelesinin haklı bir mücadele olduğunu belirten Aydınlar, "Bir yandan Şengalli kadınları köle pazarlarında  satan, Ankara, Suruç ve Diyarbakır'da bombalar patlatan DAIŞ'in arkasında Türkiye'nin olduğu açıkça ortadayken, aynı hükümet  Cizre'de, Surda, Nusaybin'de katliam politikalarını sürdürüyor. Faşizmin tüm ağır politikalarına karşı, anne karnında anlından vurulan bebek için tüm dünyanın ayağa kalkması gerek. Kürtlere dönük katliam politikalarına karşı Türk, Kürt, Ermeni, Arap, Süryani hiç fark etmeksizin ayağa kalkmayacaksak yazıklar olsun bin defa bizlere" vurgusunu yaptı.

"Hep derler ya yoldaşlar; 'Kanla yazılan tarih silinmez' diye. Işte bu gün Kader, Arîn ve Sibel'in yolunda mücadele tarihi yazma zamanı. Bu gün Cizre'de direnemezsek tarih bizleri asla affetmeyecek" diyen Aydınlar,  “Bu suça ortak olmayacağız” imza kampanyasına destek veren aydın ve akademisyenlere karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemlerine tepki gösterdi. Aydınlar, “Tayyip Erdoğan aydınlıktan halkın yaşadığı zulmü göremez olmus. O kadar korkuları büyük ki bu gün mazlumun yanında duran aydınlara, sanatçılara dönük hakaret dili korkularının göstergesidir.  Onların kullandığı dil, düzenle işbirliği yapan kirli bir dildir. Bizim dilimiz mücadele dilidir. Burada bir aylık bebekten doksan yaşındaki anne ve babalara kadar  direnmek için saflardayız" dedi.

Hükümetin savaş politikalarını ve katliamlarına karşı sanatçıların cesur bir irade ortaya koyması gerektiğini vurgulayan Aydınlar, "Kendine 'sanatçıyım' diyen asla korku içine kapılmaması gerekiyor. Kelepçelere duvarlara asla yer yoktur sanatçının korkusu içinde.  Fiilen tutuklanabiliriz ama bizim hayallerimiz  vardır, bizi güzel kılan budur aslında. Bu gün ağzında bir özgürlük kelimesi çıkanlar tutuklanırken, sanatçılar daha ilkeli durması gerekiyor. Bizim en büyük deryamız halktır. Bizim dert ortağımız halktan beslenmemiz gerekiyor. Biz sanatçılar devrimci kişiliğe sahip insanlarız, bu anlamada halkın içinde olmamız gerekiyor.  Benim bir sanatçı olarak halkın içinde olmam zaten asli görevimdir, bir artı değildir. Zaten herkes de sanatçı değildir, sahnede tükü okumakla sanatçı olunmaz.  Bizler Frida'nın, Victorya'nın, Yılmaz Güney'in ardılıyız. Halkın acılarını dinleyerek, yaşayarak, onu hissederek  söylenen bir türküdür sanatçı olmak"  dedi.