PKK: AKP-MHP diktatörlüğü ve KDP ilişkisi sorunlu ve zararlıdır

PKK: AKP-MHP diktatörlüğü ile mevcut KDP yönetiminin içine girdiği ekonomik, siyasi ve askeri ilişkiler de Kürtler açısından olduğu kadar, herkes açısından da sorunlu ve zararlıdır.

Yazılı bir açıklama yapan PKK Yürütme Komitesi (YK), son yaşananların da sömürgeci-soykırımcı zihniyet ve siyasete karşı mücadelenin, işbirlikçiliğe ve ihanete karşı mücadeleden ayrılmayacağını gösterdiğini belirtti. PKK YK, tutarlı tüm Kürt yurtseverlerini böyle bir ulusal, demokratik çizgide birlik olmaya ve tutum geliştirerek, mücadeleye çağırdı.

PKK YK açıklamasında şunları belirtti: “Kürdistan Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı olarak yeni bir Kasım ayına, partimiz PKK’nin kuruluş ayına girdik. Halkımızın özgürlük öncüsü PKK’nin 42’nci kuruluş yıldönümünü yaşıyoruz. 42’nci PKK yılını geride bırakıp 43’üncü PKK yılına giriyoruz. Başta Önder Apo olmak üzere tüm yoldaşların, yurtsever halkımızın ve demokratik dostlarımızın 27 Kasım Parti Bayramını, Ulusal Diriliş ve Direniş Gününü şimdiden kutluyor, 43’üncü PKK yılında özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten herkese üstün başarılar diliyoruz.

Bu temelde, başta gençler ve kadınlar olmak üzere dört parça Kürdistan ve yurt dışındaki tüm halkımızı ve dostlarımızı, bulundukları her yerde PKK’nin 42’nci kuruluş yıldönümünü büyük coşku ve heyecan içinde ve tam bir bayram havasında günlerce ve haftalarca kutlamaya ve her yeri bir özgürlük mücadelesi alanı haline getirmeye çağırıyoruz. Bu çerçevede Hareketimizin başlattığı ‘Tecride Faşizme İşgale Son, Özgürlüğü Sağlama Zamanı’ hamlesini daha da büyütmeye ve yaymaya çağırıyoruz.

KASIM AYI ŞEHİTLERİNİ ANIYORUZ…

Kasım ayının büyük şehidi, PKK Yürütme Komitesi Üyesi, HPG ve YJA-Star Merkez Karargahı ve Botan Sahası Komutanı Delal Amed Yoldaş ile Partimizin öncü militanı ve YJA-Star Komutanı Azê Malazgirt yoldaşı şehadetlerinin üçüncü yıldönümünde saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Amaçlarını başarma ve anılarını yaşatma sözümüzü yineliyoruz. Komutan Agit Civyan yoldaşın direnişi de gösterdi ki Botan gerillası Delal ve Azê yoldaşların izinde yürüyor ve özgürlük direnişini sürekli büyütüyor.

Yine Kasım ayının büyük şehidi, partimizin öncü militanı, HPG Komuta Konseyi üyesi ve 2012 Şemdinli direnişinin ölümsüz komutanı Reşit Serdar yoldaşı, şehadetinin 8’inci yıldönümünde saygı ve minnetle anıyoruz. Savaşan Xakurkê ve Zagros gerillası açıkça gösteriyor ki, Komutan Reşit Serdar’ın izinde yürünüyor ve taşıdığı özgürlük bayrağı daha da yükseltiliyor.

Yine gerilladan propagandaya kadar her çalışma alanında görev yürüten, partimizin öncü militanı ve değerli gerilla komutanı Dozdar Hamo yoldaşı, şehadetinin birinci yıldönümünde saygı ve minnetle anıyoruz. Anısına geçen bir yıllık süre içerisinde propaganda ve ajitasyon çalışmalarımızı çok daha güçlü ve etkili hale getirmeye çalıştığımızı ve önemli sonuçlara ulaştığımızı belirtiyoruz.

Bunlar temelinde Delal Amed, Azê Malazgirt, Reşit Serdar ve Dozdar Hamo yoldaşlar şahsında tüm Kasım ayı şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyor, amaçlarını başarma ve anılarını Özgür Kürdistan mücadelesinde yaşatma sözümüzü yineliyoruz. Tüm yurtsever halkımızı kahraman şehitlerimize daha güçlü sahip çıkmaya ve bir Önderlik ve şehitler partisi olan PKK’nin 42’nci kuruluş yıldönümünü daha güçlü kutlamaya çağırıyoruz.

HER ALANDA ÇOK YOĞUN ASKERİ VE SİYASİ MÜCADELE YÜRÜTÜLÜYOR

Hareket ve halk olarak yeni bir parti ayını yaşarken her alanda çok yoğun bir siyasi ve askeri mücadele yürütülüyor ve tarihi gelişmeler yaşanıyor. Her şeyden önce, yurtsever halkımız ve devrimci-demokratik dostlarımız İmralı işkence ve tecrit sisteminin daha fazla sürmesini reddediyor ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne hemen kavuşmasını istiyor. İmralı işkence ve tecrit sistemini artık sahipleri de kaldıramıyor ve CPT raporunda ve AKPM kararında görüldüğü gibi, bu işkence ve tecrit sistemine son verilmesi isteniyor. Bu vesileyle söz konusu güçleri kararlarına sahip çıkıp uygulanmasını sağlatmaya ve tüm özgürlükçü-demokratik güçleri de Önder Apo’ya özgürlük mücadelesini her alanda daha da geliştirmeye çağırıyoruz.

AKP-MHP FAŞİST İKTİDARI DÜNYANIN DÖRT BİR YANINA FAŞİST TERÖR İHRAÇ ETMEYE ÇALIŞIYOR

Biz PKK olarak her zaman şunu söyledik: Mevcut AKP-MHP faşist iktidarının DAİŞ, ÖSO ve El Kaide’den farkı yoktur. Onları besleyen ve yönlendiren AKP-MHP ittifakıdır. Bu ittifak, İdlib’den Derik’e, Şengal’den Haftanin’e ve Xakurkê’ye kadar Kürdistan’ın ortasında faşist-soykırımcı bir çete alanı oluşturmaya ve dünyanın dört bir yanından topladığı faşist çeteleri burada eğitip örgütleyerek bir yandan Kürt soykırımını yürütürken, bir yandan da başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanına faşist terör ihraç etmeye çalışmaktadır. Şimdi Dağlık Karabağ’dan Avusturya’ya, Libya’dan Fransa’ya, Afganistan’dan Avrupa’ya ve Kanada’ya kadar yaşananlar bu gerçeğin doğrulanması olmaktadır. Bu nedenle, kendine antifaşist ve demokratik diyen herkesi, tüm örgüt, devlet ve partileri, son yaşananlar temelinde AKP-MHP iktidar gerçeğini doğru anlamaya ve faşist terörü bir siyaset yöntemi olarak kullanan bu işgalci ve soykırımcı güce karşı daha açık ve net tavır almaya çağırıyoruz.

TC-KDP İLİŞKİSİ SORUNLU VE ZARARLIDIR

Sadece Kürdistan’da yürüttüğü soykırımla da yetinmeyen, onunla birlikte tüm insanlığı faşist terörle tehdit eden AKP-MHP diktatörlüğü ile mevcut KDP yönetiminin içine girdiği ekonomik, siyasi ve askeri ilişkiler de Kürtler açısından olduğu kadar, herkes açısından da sorunlu ve zararlıdır. Bu ilişki TC’nin işgalci, soykırımcı ve katliamcı yüzünü maskelediği gibi, herkesi faşist terörle tehdit eden yüzünü de maskelemektedir. Partimizin böyle bir ilişkiye son verilerek Kürt ulusal-demokratik varlığı temelinde ilişkilerin düzeltilmesi yönündeki çağrıları mevcut KDP yönetimi tarafından olumsuz karşılanmakta ve söz konusu ilişki daha da derinleştirilerek sürdürülmektedir. Dahası bahar sürecindeki Zînî Wertê olayında görüldüğü gibi, KDP’nin gerilla bölgelerine askeri güç sevk etme ve gerillaya karşı Türk ordusu ile işbirliği yapma tutumu devam etmektedir. Xakurkê ve Haftanin’den sonra Garê çevresindeki askeri hareketlilik de bunu açıkça göstermektedir. Öyle ki, bu durum Kürt ve demokrasi düşmanlarına hizmet eden bir provokasyona dönüşmüş durumdadır.

KDP’NİN VERDİĞİ İSTİHBARATLA YÜZLERCE ÖZGÜRLÜK GERİLLASI ŞEHİT DÜŞTÜ

KDP Yönetiminin söz konusu provokatif davranışına ilişkin gereken siyasi tutumu KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığımız kapsamlı bir biçimde ortaya koymuştur. Askeri hareketliliğe ilişkin de HPG Merkez Karargah Komutanlığımız halkımızı ve demokratik kamuoyunu sürekli bilgilendirmektedir. Bunlar Özgürlük Hareketimizin görüş ve tutumlarını yeterince ifade etmektedir. Söz konusu provokasyon karşısında Kürt halkının ve demokratik kamuoyunun, başta KNK olmak üzere ulusal-demokratik Kürt parti, örgüt ve şahsiyetlerinin ortaya koyduğu tepki önemlidir ve Hareketimiz tarafından dikkate alınıp saygıyla karşılanmaktadır. Bu temelde üzerine düşenleri yapacağına dair verdiği sözün de her zaman arkasındadır.

Ancak şu da çok iyi bilinmelidir ki, doğrudan veya dolaylı olarak KDP tarafından verilen istihbarat sonucunda TC devletinin yaptığı saldırılarda yüzlerce özgürlük fedaisi şehit düşmüştür. Bu durumu vicdan sahibi hiçbir Kürdün kabul etmesi mümkün değildir. Hiç kimse PKK’nin gücünü sınamaya kalkmamalı ve ‘PKK’nin zayıf düştüğü’ gibi yanılgılı bir hesap yapmamalıdır. PKK’nin Kürdistan’ın neresinde olup neresinde olmayacağını saraylarda oturanlar değil, Kürt halkının iradesi ve desteği belirlemektedir. PKK sevgi ve saygıya önem veren bir harekettir; ancak muhataplarından saygı gördüğü oranda onlara saygı duyduğu da bilinmek durumundadır. Son yaşadıklarımız bize bir kez daha göstermiştir ki, sömürgeci-soykırımcı zihniyet ve siyasete karşı mücadele, işbirlikçiliğe ve ihanete karşı mücadeleden ayrılmamaktadır. Partimiz, tutarlı tüm Kürt yurtseverlerini böyle bir ulusal-demokratik çizgide birlik olmaya ve tutum geliştirip mücadele etmeye çağırmaktadır.”