PKK Şehit Çalışmaları Komitesi, Mayıs ayı şehitlerini andı

PKK Şehit Çalışmaları Komitesi, 2 Mayıs 1982’de şehit düşen Mehmet Karasungur ve İbrahim Bilgin şahsında Mayıs ayı şehitlerini andı.

Yazılı bir mesaj yayınlayan PKK Şehit Çalışmaları Komitesi, “Öncelikle 2 Mayıs 1982 yılında sömürgeciliğin Kürdistan toplumunda sürekli kanayan bir yara olarak geliştirdiği ihanetçi ve komplocu çizginin ihaneti sonucu şehit düşen Mehmet Karasungur ve İbrahim Bilgin şahsında şehitler ayı olan Mayıs ayının büyük şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz, anılarına kesin zafer temelinde cevap olarak sömürgecilik ve onun işbirlikçiliğini yapanlardan hesap sorulacağını belirtiyoruz” dedi.

Mesajda devamla şu ifadeler yer aldı:

“Kürdistan özgürlük mücadelesi kırk yıllık bir geçmişin emek ve çabalarıyla bugüne geldi. Özgürlük hareketi kırk bini aşkın şehidin kanıyla elde ettiği kazanımların sonucu olarak şuan dünyada en uzun süreli gerilla hareketi olarak mücadelesini yürütmektedir. Bu yüzden “PKK Şehitler Partisidir.” Şehitlerimizin dökülen her damla kanı hesapsız kalmamıştır ve intikamları mutlaka alınmıştır. Kürdistan’ın dört parçasında amansız bir mücadele yürütülmektedir. Her karış toprağımızda değerli yoldaşlarımızın kanı vardır ve kanlarıyla özgür mekânlarımızı sulamaya devam etmektedirler. Önemli olan dökülen her damla kanın hangi amaç doğrultusunda döküldüğünü iyi bilmektir. Çünkü şehitler nasıl yaşamamız gerektiğine ilişkin ölçüdürler. Şehitlerin anılarına doğru temelde verilecek her cevap özgür yaşama giden yolumuzu aydınlatacaktır. Önder Apo ve PKK tüm mücadelesini bu gerçekliğe uygun verme savaşının adıdır. Bundandır “PKK hareketini PKK yapan yaşanılan şahadetler gerçeğidir”.

AKP-MHP faşist hükümeti şuan iktidar dönemlerinin son süreçlerini yaşamaktadırlar. Düşmanlıkta sınır tanımayan AKP-MHP faşist rejimi insanlığa sığmayacak ve ahlak ölçüleri dışında hareket etmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde Türk faşist devletinin içine girdiği insanlık dışı durumun örneği yoktur. Savaş kanunlarını göz önünde bulunduracak olursak bu dünyadan göç etmiş insanlara yönelik düşman bile olsa cenaze ve mezarlıklara saygısızca bir yaklaşım sergilenmemekte, kabul görmemektedir. Ancak durum Kürdistan özgürlük mücadelesi ve onun karşısında AKP-MHP faşist rejimi olduğunda maalesef her türden ahlaksız, insanlık dışı uygulama geliştirilebilmektedir. Özgürlük Hareketinin şehitlerinin yer aldığı Batman, Bingöl, Van, Gever şehitliklerine yönelik tahrip etme ve isimleri tümden silerek ailelerimizin yaşamış olduğu derin acıyı daha fazla derinleştirmeye çalışmaları bunu açıkça ortaya koymaktadır. Yurtsever halkımız ve değerli şehit ailelerimiz şunu çok iyi görmelidirler ki AKP-MHP faşist rejimi kahraman şehitlerimizin canlarıyla yarattıkları özgürlük mücadelesinden büyük korkuyorlar, bu yüzden de ahlaksızca saldırmaktadırlar. Düşman kahraman şehitlerimizin toplumu özgürlük saflarında buluşturma gücünün farkındadır, bizler de bunu bilerek her türden saldırıya karşı şehitlerimizi daha güçlü sahiplenmeliyiz. Şehitliklere ve şehitlerimizin kutsal naaşlarına yapılanlar düşmanın ne kadar zavallı ve zayıf olduğunu bir kez daha bizlere ispatlamıştır.

Yurtsever halkımızın ve değerli yoldaşlarımızın cenazelerine bile tahammül etmemektedirler. Halkımızın kendi emek ve çabalarıyla yapmış oldukları şehitliklerin düşman tarafından tahrip edilmesi kabul edilecek bir durum değildir. Şehitliklere ve şehit cenazelerine yapılan her saygısızlık insanlığımıza yapılan bir saygısızlıktır. Şehitliklerde gerçekleştirilen her tahribat insan olmada ısrar eden ve kanlarının son damlasına kadar faşist düşmana direnmeyi esas alan kahraman şehitlerimizin anısına yapılan tahribattır. Bir bütün olarak toplumun insan olma duygusu ve inancının hedeflenmesidir. Bu yüzden de diyoruz ki, şehitliklere sahip çıkma insanlığa sahip çıkmadır, şehitliklerin tahrip edilmesini engelleme insan olma onurunu kurtarmadır. Eğer tarih karşısında onurla şehitlerimizin bıraktığı özgür yaşam bayrağını dalgalandıracaksak muhakkak bu soysuz düşmandan hesap sormalı ve kutsallarımız olan şehitliklerimize el sürmesine müsaade etmemeliyiz. Mevcut durumda tüm dünyayı etkisine alan salgın hastalıkla da mücadele ederek gerekirse şehitliklerin başında nöbet tutulmalı, yapılan her saldırıya karşı çıkılmalıdır. AKP- MHP faşist rejiminin ahlaksız uygulamaları tüm dünyanın vicdanında mahkûm edilmelidir. PKK Şehit Çalışmaları Komitesi olarak şehitliklerin, şehit arkadaşlarımızın mezarlıklarının tahrip edilmesini kabul etmediğimizi, bunun hesabının kesinlikle sorulacağını belirtiyoruz. Yurtsever halkımızın değerli evlatlarına ve yoldaşlarımıza sahip çıkmaları esas görevlerimiz içerisinde yer almaktadır. Tahrip edilen ve bir parçası bile kopartılan ya da kırılan mezarlıkların etrafında değerli ailelerimizin kenetlenmesi ve birbirlerine böylesi bir süreçte sahip çıkmaları insanlık düşmanı faşist AKP -MHP rejimine verilecek en büyük cevap olacaktır. Bu aynı zamanda yaşam ve mücadeleleriyle bize güç veren şehitlerimizin sonsuz yolculuklarında huzurlu olmalarını sağlayacaktır. Çünkü bizim onlara faşizmi yıkma ve özgür yaşamı inşa sözümüz var. Düşmanın saldırıları hiçbir şekilde yılgınlığa sebep olmamalı, aksine yapılanlar düşmanımızın ne kadar zayıf ve çözümsüz olduğunu bir kez daha bize göstermiştir. AKP ve MHP faşist hükümeti şehit arkadaşların cenazelerine bile tahammül edemiyor ve cenazelerimizden bile korkar bir durumu yaşamaktadırlar. Halk olarak ancak şehitlerimizin anıları etrafında güçlü bir kenetleme ve dayanışmayı yaşarsak düşmanın bu hoyratlığını durdurabilir, özgür bir ülkede yaşayabiliriz.

Son süreçte AGİT İpek arkadaşın cenazesinin posta yoluyla ailesine gönderilmesi karşısında gerek değerli ailemizin direngen ve inançlı tutumu, toplumun vicdanında dile gelen öfke, gerekse Sevda Serinyel arkadaşın mezarının tahrip edilmesine karşılık değerli annemizin kızının mezarının başında nöbet tutması çok değerlidir. Hakife Serinyel ananın böylesi bir eylemde yalnız bırakmaması şehitliklerin, dolayısıyla şehitlerin sahiplenilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Tüm faşist rejimlerin en çok korktukları dayanışan halk gücüdür. Bu yüzden de böylesi bir süreçte her zamandan daha fazla dayanışma içerisinde olmalı, şehitlerimizin canlarıyla yarattıkları mücadeleyi büyütmeliyiz. Değerli şehit ailelerimizin her zamankinden daha çok evlatlarına sahip çıkmaları gerekiyor.

PKK Şehit Çalışmaları Komitesi olarak Özgürlük Hareketinin yaratmış olduğu değerlere sahip çıkmak ve mücadelelerini yürütmek esas görevimizdir. Bir kez daha Mayıs ayı şehitleri şahsında tüm Özgürlük mücadelesi şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, mücadelelerini daha güçlü yürütme sözümüzü yineliyoruz.”