GÖRÜNTÜLÜ

Roboski'de 34 'cansız' yaşam! DOSYA - 3

Servet Encü, 4'üncü yıldönümünün geldiği katliamdan şans eseri kurtulması üzerine AKP ve devletin "Neden sende ölmedin" diyerek üzerinde geliştirdiği her türlü baskı ve zulüm ve yönelimlere maruz kaldığını anlattı.

Türk savaş uçaklarının sınırda 28 Aralık 2011'de yaptığı bombardımanda katledilen 19'u çocuk 34 Roboskili sivilin arasında yer alan Servet Encü, 4'üncü yıldönümünün geldiği katliamdan şans eseri kurtulması üzerine AKP ve devletin "Neden sende ölmedin" diyerek üzerinde geliştirdiği her türlü baskı ve zulüm ve yönelimlere maruz kaldığını anlattı.

Kürt halkının haklı mücadelesi için canı pahasına sergilediği bir direnişin yaşandığı Kürdistan'da, Roboski katliamının 4'üncü yılını da faillerin yargılanmadığı ve cezalandırılmadığı 4 yıllık bir zaman dilimini geride bırakarak giriyoruz. Ankara'dan gelen emirle Amed’den havalanan Türk savaş uçaklarının Kuzey ile Güney Kürdistan arasında bulunan 15 nolu sınır hattına varması en fazla bir kaç dakika sürdü. "Katlet" emriydi bu Ankara'dan gelen. İçerisinde 38 sivil insanın 50'yi aşkın katırın bulunduğu kervanın üzerine kazan bombaları bırakarak aldıkları katliam görevini yerine getirmek, Türk savaş uçakları için bir oyun misali uçak kokpitindeki jostiğe basmak kadar basitti. Ve katletme emrini 28 Aralık 2011'de Şırnak Uludere'ye bağlı Roboski köyünde yerine getiren Türk savaş uçakları, 19'u çocuk 34 sivil insanın üzerine yüzlerce kiloluk kazan bombalarını bırakarak katletti. İnsanların yanında kervanı oluşturan katırların da katledildiği sınırda parçalanarak birbirine karışan et parçaları, Türkiye'nin emir-komuta zincirinde bulunanların nasıl bir vahşete imza attıklarını gözler önüne seriyordu.

'CESET PARÇALARI HAVADA UÇUŞUYORDU'

Feci katliamda 19'u daha reşit bile olmayan çocukla beraber 34 kişi Roboski halkının arasından koparıldı. Katliamdan sağ kurtulanlarda vardı. Bunlardan biri Servet Encü'ydü. Encü, katliamda 11 akrabası dahil 34 yol arkadaşını kaybetti. Kendisi şanslıydı, çünkü Encü, bombardıman sırasında ayağının takılması ve düşmesiyle yamaçtan baş aşağı yuvarlaması sonucu kurtulmuştu. En az 50 metre yuvarlandığını ve kayalıkların arasına düştüğünü söyleyen Encü, "Kimin aklına gelirdi ki F-16'lar gelip bizi bombalayacak, katledecek" diyerek, "Ben ve iki arkadaşım diğer arkadaşların yanında katırlarımızın bulunduğu yere doğru yönelir yönelmez, bir an anda atılan bombalar ile gece karanlığı aydınlandı. Uçakları görmedik bile. Yere düşen bombaların yaratmış olduğu sarsıntıyla ben de tökezledim ve yere düştüm. Üst üste bombardıman oldu. Kalkar kalkmaz arkadaşların olduğu grubun yanına doğru ilerledim. Kervandakilerin et parçaları havada uçuşuyordu. Gökyüzünden ateş yağıyordu sanki. Yanımdaki 2 arkadaşla bizi bombalıyorlar. Sınırı geçelim dedim. Bir iki adım atar atmaz ayağım takıldı ve bu sefer yamaç aşağı yuvarlandım. 50 metre aşağı doğru yuvarlandım. Karların üzerine düştüm. Düştüğüm yerde kaldım. Kalkarsam, hareket edersem beni de öldüreceklerini düşündüm ve karların üzerinde ölü gibi yattım. Sesler azalınca kendimi bir taşın arkasına sakladım. Bir saat sonra eğer böyle burada kalmaya devam edersem burada soğuktan öleceğim dedim. Kalktım ve telefon ile köylüleri aradım" diyerek bombardımanın yapıldığı anları anlattı.

'SEN NEDEN KURTULDUN'

Köylülerin katliam yerine ulaşması ile yaşanan vahşetin atılan çığlık ve bağırma sesleriyle vahşetin tüm boyutlarıyla ağırlığının kaldırılamayacak bir durumda olduğunu söyleyen Encü, seslere ses ile karşılık vermesi ile köylülerin kendilerine ulaştığını kaydetti. Köylülerin cenazeler ve parçalarını toplamaya başladığını dile getiren Encü, katliamdan sonra battaniyelere sarılı cenazelerin katır sırtında ve traktör römorklarında köye taşınmaya başladığını dile getirdi. Olayın tarifinin çok acı olduğunu sözlerine ekleyen Encü, tüm yaşananlara rağmen daha sonra ifadeye çağrıldığı savcılıkça ifadesinin kayıtlara işlemediğini söyledi. Savcının tabutların üzerine konulan bayrakları kendisinin mi koyduğunu ve neden Türk bayraklarını tabutların üzerine konulmadığı sorusunu sorduğunu aktaran Encü, "Ben de nasıl sizin bayrağınızı tabutlarımızın üzerine koyalım. Hem bizi katledin hem de sizin bayrağınızı tabutlarımızın üzerine koyalım. Katliamı siz yapacaksınız biz de cenazelerimizi sizin bayrağınıza saracağız. Bunları söylediğimde alınan ifadem kayıtlara geçmedi. Ben gönderdiler. Bu olaydan sonra onların zulüm, tehdit ve baskılarına karşı Güney Kürdistan'a gittim. Bir yıl kaldım. Ardından geri döndüm. Bana 2 bin TL para cezası verdiler. O da yetmedi evime gelerek gece taradılar. Yine beni öldüremediler, kurtuldum. Bu olayın ardından da beni 3-4 kez gözaltına aldılar. Nerede bir olay yaşansa hemen gelip beni alıyorlar. Bana 'Sen neden katliamdan kurtuldun' diyorlar" dedi.

'ROBOSKİLER SINIRDAYDI DİYE PEKİ BU KENTLERDEKİLER NİYE KATLEDİLİYOR'

Yaşanan bu olayların ardından ticaret için Roboski halkının kullandığı sınırların şimdi tamamıyla kapalı olduğunu söyleyen Encü şöyle devam etti: "Bizi köşeye sıkıştırmak istiyorlar. Bizi göçertmek için bu uygulamaları yapıyorlar. İnsanları zor duruma düşürerek, buralardan ayrılması için yapıyorlar bunu. Katliamın da üzerinden 4 yıl geçti. Ama halen failler yargılanmadı, cezalandırılmadı. Biz 5 yılının da böyle geçmesini istemiyoruz. Kim yapmışsa bunun cezasını vermeli. Roboskili annelerin bu 4 yıldır uykuları gelmiyor. Düğün dernek kuramıyorlar. Siyahtan başka renk giymiyorlar. Kim bunu yapmışsa hesabını verecek. Silopi, Cizre, Sur, Dargeçit, Gever ve Nusaybin'de daha büyük katliamlar yapmaya çalışıyorlar. Biz dedik bizim çocuklarımızı, kardeşlerimizi sınır üzerinde katlettiler, peki şehirlerde yaşayan insanları neden katlediyorlar. Bu da doğuda herkesi öldürmeye niyet etmişler anlamında. Katlettikleri herkesi 'terörist' diye gösteriyorlar. Bize katliamdan sonra korucu olmamız dayatıldı. 'Katliam ilişkin televizyon ve gazetelere konuşmayın' dendi. 'Kaza olmuştur, bir kere oldu geçti' diyorlar. Acımıza acı katıyorlar."

'ROBOSKİ KATLİAMI AYDINLATILSAYDI DİĞER KATLİAMLAR YAŞANMAZDI'

Roboskililer 4 yıldır sürdürdükleri adalet mücadelelerine daha etkin bir temsiliyet boyutu kazandırmak için katliamda kardeşini kaybeden Ferhat Encü'yü bu vesileyle HDP'den milletvekili olarak seçerek meclise gönderdi. Katliamın geride kalan 3 yıl dönümünde gerçekleştirilen anmalarda ön saflarda gördüğümüz Ferhat Encü, 4'üncü yılını geride bırakacak olan anmaya AKP ve çetelerinin Kürt halkına karşı başlatmış olduğu topyekün inkar ve imha konsepti nedeniyle direnişte ola Silopi halkının yanında yer almak için gittiği kentin ablukaya alınması nedeniyle bu yılki anmaya da katılamayabilir. 4'üncü yıl anması ve Roboski katliamına dair düşüncelerini dile getiren Encü, ilk olarak her ne pahasına olursa olsun, yeni Roboskiler yaşatmak isteyenlere karşı halk olmaktan gelen haklarının mücadelesini vermekten asla geri durmayacaklarını dile getirdi. Roboski katliamının faillerinin aradan geçen 4 yıla rağmen adalet karşısında yargılanmamak için iç hukukta tüm yargı mekanizmalarını işlettiklerini belirten Encü, "Bu kadar açık ve alenen işlenen Roboski katliamının faillerinin yargılanarak ve cezalandırılmış olsaydılar, Roboski'den sonra yaşanan Reyhanlı, Soma, Amed, Suruç, Ankara, Sur, Silopi, Cizire, Nusaybin, Dargeçit ve daha bir sürü katliam yaşanmayacaktı. Yargı mekanizmalarının hiç biri Roboski katliamı için işletilmedi. Gelinen aşamada 1 yıl 5 aydır bireysel olarak bini aşkın avukatla Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurudan haber bekliyoruz. Prosedür kapsamında iç hukuk yolları tamamen kapandığı vakit dış hukuk yollarına başvuracağız" dedi.

'KÜRDİSTAN'DAKİ KUŞATMALARLA ROBOSKİ'DEN KATBEKAT BÜYÜK KATLİAMLAR YAPILIYOR'

"Cezasızlık politikalarının bu denli olduğu bir ülkede adalet aramak çok zor. Türkiye'deki iç hukuktan adalet çıkması ise mümkün değil" diyen Encü, "Roboski katliamını gerçekleştirenler bu devleti yönetenlerdir. Birinci sorumlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır, ardından Genelkurmay eski Başkanı Necdet Özel'dir. Bunların yargılanması ve bunların emir komuta zincirinde bu katliama bulaşmış, sorumluların yargılanması bu şartlarda çok zor. Bunun farkındayız. Ama bu mücadeleyi veren biz aileler söz konusu olduğumuzda yargı söz konusu olduğunda hiçbir şekilde taviz vermeden, kaygı gidermeden karar verebiliyorlar. Hak mücadelesi ailelere bu denli ikiyüzlü olan bir hukukun Roboski konusunda hiçbir şey yapmaması kabul edilemez. Bunun karşısında biz ailelere soruşturmalar açarak, cezalar ve  davalar açabilen bir yargı konumundadır. O yüzden biz bu yargı sisteminin, insanları koruyan, insanların hak ve hukukunu koruyan değil tamamen devleti ve devleti yönetenleri koruyan bir yargı mekanizması var. Devletin ve başındakilerin gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için bizzat mücadele ediyor ve etmeye de devam edeceğim. Ama geldiğimiz noktada katliamın 4'üncü yıl dönümüne saatler kala Kürdistan halkı ve kentleri üzerindeki kuşatma nedeniyle bende bulunduğu Silopi'de bu yeni katliamlar dönük yapılan kuşatmanın altındayım. Katliamın yıldönümü anmasına katılıp katılamayacağım da kuşatmanın kaldırılıp kaldırılmayacağına bağlı şimdi. Kürdistan şu anda yeni Roboskiler yaşatılıyor. Silopi, Cizire, Sur, Nusaybin ve Dargeçit'teki katliam girişimleri Roboski'nin katbekat üzerine çıkmış durumda" diye ifade etti.

'DAHA FAZLA NE KADAR KATLEDEBİLİRİM POLİTİKASI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ'

Encü, AKP'nin izlediği politikalardan kaynaklı katliamda biri kardeşi 10'u akrabası ve 23'ü eşi dostu olan katledilenlerin her yıl, hiçbir şekilde kaçırmadığı katliam anması için şunları söyledi: "Daha önce Roboski katliamının yıl dönümü öncesi kamuoyu oluşturuyorduk. Maalesef Kürdistan'daki katliama dönük uygulanan sıkıyönetim ve kuşatma nedeniyle bu yıl Roboski'yi dillendiremiyoruz bile. Şu anda da öyle görünüyor ki şimdiye kadar hiç kaçırmadığım anmaya Silopi'de altında bulunduğumuz kuşatmadan dolayı ben bile katılamayacak durumdayım. Bundan büyük bir üzüntü ve utanç duyuyorum. Ülkenin gelmiş olduğu durum maalesef içler acıdır. Ülkeden insan hakları kalmış ne de ahlaki değerleri taşıyan bir politika izlenmektedir. Tümüyle inkar, imha ve katliama yönelik bir 'daha fazla ne kadar katledebilirim'in politikası izlenmektedir. Eğer geçmişte Roboski ve geriye dönük yaşanan katliamların hesabı sorulsaydı bunlar olmazdı." Encü son olarak katliamın 4'üncü yıl dönümünde gidebilecek, ulaşabilecek duyarlı herkesin Roboski katliamın unutmadığının gösterilmesi ve Kürdistan'da yapılmaya devam edilen katliamlara dur demek için anmaya katılmasını istedi.

YARIN: Roboski'de 34 'cansız' yaşam! DOSYA - 4