Rojava destek verenler ‘DAİŞ’ten daha tehlikeli’-Aziz Köylüoğlu

Kobanê‘nin yeniden inşası için aylar öncesinden SGDF tarafından başlatılan kampanya için Pirsus’a gelen gençler Kobanê’ye geçmek istediklerini açıkladıkları bir anda AKP/RTE devletinin tetikçisi faşist DAİŞ çetelerinin vahşi saldırısına uğradı...

Kobanê‘nin yeniden inşası için aylar öncesinden SGDF tarafından başlatılan kampanya için Pirsus’a gelen SGDF‘li gençler Kobanê’ye geçmek istediklerini açıkladıkları bir anda AKP/RTE devletinin tetikçisi faşist DAİŞ çetelerinin vahşi saldırısına uğradı. Bu insanlık dışı, iğrenç saldırıyı herkes gibi bende kınıyorum. Saldırının bir intihar saldırısı olduğu açık. Saldırganın veya saldırganların uzun bir süre buna hazırlandıklarını DAİŞ’i yakından takip edenler çok iyi bilecektir. Bu kadar uzun bir hazırlık ve istihbarat gerektiren bir saldırıdan AKP/RTE devletinin haberdar olmaması imkansızdır.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ın birçok yerinden Pirsus’a gelen gençlerin tamamen denetim altında tutulduğu ve anlık izlendiği bir yerde ve anda böyle bir saldırı organizasyonu yapılıyorsa bu saldırı AKP/RTE devleti ve MİT ‘ten bağımsız düşünülemez.

Faşist DAİŞ çetelerinin Türkiye’deki bilinen adıyla IŞİD’in her türlü desteğini AKP/RTE devleti olarak tanımladığım son 13 yıllık Türkiye Cumhuriyeti iktidarından aldığı su götürmez bir gerçek. Eğer bugün DAİŞ Irak’ta bu hale gelmişse, Suriye ve Rojava Kürdistan’ında vahşi katliamlar cinayetler, tecavüzler işliyorsa, bunun en büyük destekçisinin AKP/RTE devleti olduğu açık. AKP/RTE devleti Suriye merkezli krizin başından beri izlediği Türk İslamcı-Milliyetçi-Osmanlıcı dış politika nedeniyle krize ve iç savaşa en fazla müdahil olan devlet oldu. İzlediği Türk İslamcı-Milliyetçi-Osmanlıcı dış politikaya paralel olarak Suriye’yi kendisinin bir parçası yapma ya da en azından kendisine bağlı bir iktidarın oluşması amacıyla, 4 yıldan bu yana ciddi bir saldırı içinde. Esas saldırıyı da Rojava Kürdistan’ına karşı yaptı, yapıyor.

AKP/RTE devleti Rojava Kürdistan’ında Kürt halkının elde ettiği tarihsel kazanımların yok edilmesi için elinden gelen her şeyi yaptığı ve yapacağıdır. Hatırlanacağı üzere AKP/RTE devleti Rojava ‘ya ilk olarak Özgür Suriye Ordusuna bağlı çeteleri saldırtmıştı. Onlar yenilgiden yenilgiye koşunca El Kaide’nin Suriye kolu olan Ahrar El Şam ve Cephet El Nusra’yı saldırttı. Bu vahşi çete grupları da 2013 ‘te Serêkaniye ve Tel Koçer’de yenilgiye uğratıldılar.  Bütün bunlar yetmeyince devreye DAİŞ’ı soktular. DAİŞ uzun bir süredir AKP/RTE devletinin her türlü desteğiyle Rojava Kürdistan’ına saldırıyor. DAİŞ bu saldırılarda hiçbir ahlakı sınırı tanımıyor ve bütün insanlık dışı yöntemleri kullanmayı kendisine mubah görüyor.

DAİŞ ve AKP/RTE devleti şuan gerek Rojava Kürdistan’ında gerekse de Bakuré Kürdistan ‘da Kürtlere yönelik saldırı içinde. Kerkük’ten Kobanê’ye kadar yüzlerce kilometrelik alanda bu saldırılarını sürdürüyor. Bu saldırılarda kimyasal gazlar dahil her türlü intihar saldırılarını yapıyor.

Kuzey Kürdistan ‘daki AKP/RTE devleti-Hizbullah-DAİŞ işbirliği hatırlanacağı üzere seçim sürecinde başlamıştı.  Adana, Mardin ve Amed’teki bombalı saldırılar bu işbirliğinin en somut haliydi. Aslında Kuzey Kürdistan’daki Kürtlere ve Türkiyeli Devrimci- demokratlara yapılan bu saldırılar artık sadece Başur, Rojava Kürdistan’ında değil, Bakure Kürdistan’ında içine almış durumda. AKP/RTE devleti-DAİŞ-Hizbullah işbirliği artık üç parça Kürdistan’da özgürlükçü Kürdü ve dostlarına karşı savaş başlatmış durumdadır.

Rojava ‘daki demokratik ulus projesine karşı  “PYD DAİŞ’tan daha tehlikelidir” diyen AKP/RTE devleti ve onun emrindeki basın Rojava ‘ya destekleyenleri de “en büyük teröristler” olarak görüyordur. Pirsus’ta bir araya gelen ve Rojava‘ya destek vermek isteyenler her halde bu zihniyete sahip AKP/RTE  devletinin yetkileri için “DAİŞ’ten daha tehlikeli” olarak görülüyor. Onun için Pirsus’ta 32 gencin katledilmesi olanlar için, “DAİŞ’ten daha tehlikeli” olanların katledilmesidir.

Şimdi ne olacak?

Girê Spî’de YPG güçleri tarafından sıkıştırılan insanlık dışı DAİŞ çeteleri Türkiye kaçarak AKP/RTE devletinin ordu birliklerinin şefkatli kollarına sığınmıştı. O tecavüzcü, insanlık dışı çetelerin gülen fotoları hatırlanacağı üzere basına yansımıştı. Peki sayıları 50’nin üzerinde olduğu söylenen DAİŞ çeteleri nerede? Bunlar yakalandıktan sonra ne yapıldı? Bırakıldılar mı?

Serêkaniye’nin batısında bulunan TİGEM tesislerinde ne kadar DAİŞ çetesi var? Bunların eğitimlerini ve üstlenmelerine neden izin veriliyor?

Türkiye ve Suriye siyasi sınırları içinde bulunan Atme kampında neler oluyor? Buradan ne kadar kişi DAİŞ ve El Kaide’ye katıldı? Bu çete gruplarının buradaki üstlenmelerine kim, neden izin veriyor?

Pirsus’taki katliamı yapanlar Girê Spi’den Türkiye’ye gülerek gelen caniler midir? Yoksa TİGEM tesislerinde hazırda bekletilenlerden midir veya Atme kampında oturanlar mıdır?

Tabi bu soruların cevaplarını AKP devletinden beklemiyorum. Bu soruların cevaplarını bu DAİŞ hücrelerine sessiz kalan ruhsuz basın açıklamaları yapmakla yetinen çevrelere soruyorum. AKP/RTE‘nin DAİŞ ile olan ittifakına halen yeteri kadar tepki gösterilmiyor ve bu durum bazı çevreler tarafından kabul görmüş görünüyor.

Artık ne Rojava  ne Başur ne de Bakurê Kürdistan ve Türkiye demokratik çevreler ve Kürt halkı için güvenli değil. AKP/RTE devletinden halklarımızın güvenliğini sağlamasını beklemek en hafif tabir ile gaflettir. Çünkü AKP/RTE devleti ve onun tetikçisi DAİŞ ve diğer çete gruplarının namluları şakağımıza uzun bir süreden beri dayanmıştır. Onun için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın belirttiği gibi herkes öz savunmasını yapmalıdır.