'Rojava Devrimi, Kürdistan sınırlarını aşan bir devrimdir'
"Rojava Devrimi halkların özgürlük özlemine, hayal ettiği barışa cevap oldu; tüm halklar kendi geleceklerini bu devrimde gördükleri için sahip çıktılar" diyen Mahmurlular, Rojava Devrimi'ni sahiplenmeye çağırdı.
DELİL ZİLAN
MAXMUR
Salı, 21 Temmuz 2015, 10:57
"Rojava Devrimi halkların özgürlük özlemine, hayal ettiği barışa cevap oldu; tüm halklar kendi geleceklerini bu devrimde gördükleri için sahip çıktılar" diyen Mahmurlular, Rojava Devrimi'ni sahiplenmeye çağırdı.
Rojava Devrimi'nin üçüncü yıl dönümü vesilesiyle ANF’ye konuşan Maxmurlular, "Rojava halkların ortak iradesi ve ortak mücadelesinin zaferidir, Kobanê şahsında kırılan sadece DAİŞ barbarlığı değil, tüm Ortadoğu gericiliğidir. Bundan sonra devrimi inşa etme göreviyle karşı karşıyayız. Onun için nasıl devrim gerçekleştirildiyse kurumsallaşmasında da güç birliğimizi sürdürmek durumundayız" dedi.
'ROJAVA DEVRİMİ KAOSTAN ÇIKIŞTIR'
"Arap baharı denilen süreç kendisiyle aslında önemli gelişmeler yarattı. Ancak aynı şekilde bölge bir kaotik ortama da girdi" diyen, Maxmur Belediyesi Eş Başkanı Kendal Kara, şöyle devam etti: "Ortadoğu'da ulus devlet sistemi iflas etti. Ancak yeni kurulamadı. Durum kaotik bir hal alırken Kürt Özgürlük Mücadelesi yeni bir paradigma ve sistemle Rojava'da önemli bir çıkış yaptı. Rojava'da gerçekleşen devrim işte bu mücadele perspektifiyle gelişti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uzun yıllar Suriye ve Rojava'da yürüttüğü mücadeleyle bu mücadelenin, devrimin zemini önemli oranda hazırlanmıştı. Rojava Devrimi bu zemin üzerinden gelişti, şekillendi."
'HALKLARIN ÖZLEMLERİNE CEVAP OLDU'
19 Temmuz’da Kobanê ile başlayan devrim sürecinin halkların özlem ve hayallerine cevap vermesinden kaynaklı her kesimce sahiplendiğini söyleyen Kara, şöyle konuştu: "Küçük bir yerde başlayan devrim giderek bütün Rojava'ya yayıldı. El-Nusra, ÖSP, DAİŞ gibi yapılar halk tarafından rağbet görmedi. Çünkü halklar adına hareket eden, rejime karşı özgürlük mücadelesi yürüten güçler olmadıkları çok netti. Özelikle DAİŞ ve El-Nusra gibi örgütlerin yaptıkları katliamlar ve diğer tüm insanlık dışı uygulamaları ne tür çete örgütleri olduklarını açıkça gösterdi. Dolayısıyla halk gittikçe devrim cephesinde birleşti ve mücadeleyi daha görkemli geliştirmeye başladı."
'DÜNYA SAYGI DUYDU'
Rojava Devrimi'nin aynı zamanda dünyanın Kürtlere bakış açısını değiştirdiğini belirten Kara, "Amerika ve Avrupa gibi ülkeler, yıllardır Kürt Özgürlük Hareketini terörize ediyorlardı. Özgürlük hareketini halkın gözünde karalamak için gerek siyasi gerekse askeri bütün olanakları devreye koyup kulandılar. DAİŞ örgütünün bütün haklar için bir tehdit olduğu açığa çıkınca bu batılı devletler kendileri için de bir tehdit olarak görmeye başladılar. Bu örgütün daha fazla yol almaması için Kürt halkının yürüttüğü meşru ve özgürlük savaşını kabul etmek zorunda kaldı. Aslında Kürt Özgürlük Hareketinin gerçeğini de böyle görmüş oldular.
Fakat Türk devleti aksine devimi boğmak için bütün olanaklarını devreye koydu. Rojava Devrimi'ne karşı savaşan DAİŞ gibi barbar bir örgüte destek verdi. Biz Türk devletinin Kürtlere soykırım ve asimilasyon politikasına karşı çıktığımızdan dolayı kendi şehirlerimizden, köylerimizden sürgün edildik ama yine de amacımızdan vazgeçmedik. Türk devleti bilmeli ki, Rojava Kürtleri de sonuna kadar kendi özgürlüklerine sahip çıkacaklardır. Onun için bir an önce bu yanlış politikasından vazgeçip Kürtlerle barışık bir siyaset izlemelidir" şeklinde konuştu.
'ÖCALAN'DAN DEVRİMCİ DİRENİŞİ ÖĞRENDİK'
Şehit Aile Kurumu adına konuşan Zülfê Sperti ise "Rojava Devrimi her türlü baskı ve soykırım girişimine rağmen bugünlere geldi. Bu bir halkın özgürlük çığlığıdır" diyerek, "Öyle bir devrim ki Rojava Devrimi, bütün halkları birleştirdi. Haksızlığa uğrayan, kendi haklarını alamayan her kim varsa bu devrim safında bir araya geldi. Genç kızlarımız, oğullarımız hata 60-70 yaşlarında anneler dahi silahlanıp bu devrimde yer aldılar. Bu halk iradesi karşısında barbar DAİŞ örgütü çöktü" diye konuştu.
"Özgürlük büyük bedeller ister" diyen Sperti, şöyle konuştu: "Bugün bizler bu bedeli veriyoruz, çünkü bir devrim gerçekleştiriyoruz ve hiçbir devrim bedelsiz olmaz. Biz kadınlarıyla, erkeğiyle, genç kız ve erkekleriyle Kürt Halk Önderi Öcalan’dan devrimci direnişi öğrenmiş bir halkız. Bu iradeyle ayağa kalkan bir halkın iradesini kırmak mümkün değildir. Ve bu mutlaka zaferi getirecektir."
"Rojava Devrimi 30 yıldır Kürdistan'da yürütülen özgürlük mücadelesinden kopuk değerlendirilemez" diyen, İştar Kadın Meclisi Üyesi Raperin Nurhak da, "Bu sadece üç yıllık bir geçmişle değil, otuz yılı aşkın süredir yürütülen mücadeleyle gelişen bir devrimdir. İdeolojik, örgütsel alt yapısı bu sürede hazırlandı. Bu uğurda büyük bedeller verildi" dedi.
'SINIRLARI AŞTI...'
Nurhak, şöyle devam etti: "Halk uzun süre mücadele seyri içinde eğitildi, örgütlendirildi. Baas rejiminin her türlü saldırısına göğüs gerdi. Özellikle gençlere dönük özel politikalar geliştirilip, amaçsız, ufuksuz bir gençlik yaratılmak isteniyordu. Bunu sadece Suriye Baas rejimi de tek başına yapmıyordu. Türk devletiyle, bölge devletleriyle ortaklaşa bunu yaptılar. Ama Rojava Kürtleri bütün baskılara rağmen örgütlendiler. Kendilerini eğitip, bilinçlendiler ve dolayısıyla bugün rojava devrimi ortaya çıktı.
Dikkat edin, Kobanê’ye yönelim çok geniş kapsamlı oldu. Çünkü Kobanê Kürt Halk Çnderliğinin ilk çalışma başlattığı, örgütleme yürüttüğü yerlerinde başında geliyordu. Ancak Kürt halkının büyük direniş kültürü orada tüm saldırıları kırdı. Eğer Rojava Devrimi'ni değerlendireceksek bütün bu geçmişiyle değerlendirmek lazım. Geçmişiyle ele alındığında yine bugün Kürt Özgürlük Mücadelesi açısından ortaya çıkardığı değerler itibarıyla değerlendirildiğinde hakkı verilecek bir devrimdir. Bir de Rojava Devrimi Rojava sınırlarını hatta Kürdistan sınırlarını aşan bir devrimdir. Küresel ölçekte etki yaratan bir devrimdir. Çünkü ulusal olduğu kadar ideolojik bir devrimdir. Hem bölgesel gericiliğe hem uluslar arası kapitalist gericiliğe karşı bir zihinsel, sistemsel devrimdir."
'KADIN DEVRİMİDİR'
Kadının devrimdeki rolüne de dikkat çeken Nurhak, "Arin Mirkan eylemiyle bir tarih yazdı, Rojava Devrimi'nin bir kadın devrimi olduğunu gösterdi. Kadın hem ideolojik hem askeri açıdan bu devrimin öncü gücüdür. Kadın Rojava’da hem sistem yapılanmasında hem askeri alanda çok etkin bir şekilde yer alıyor. Örneğin bir Arin Mirkan fedai örneği var. Arin Mirkan bir özgürlük ruhudur. Kadının özgürlük mücadelesinde geldiği düzeyi gösteriyor. Bu da Kürt Halk Önderi Öcalan’ın verdiği ideolojik mücadeleyle bağlantılıdır. Bu anlaşılmadan Rojava’daki kadın devrim öncülüğü de anlaşılamaz.”
'14 TEMMUZ RUHUYLA GERÇEKLEŞTİ'
Mahmur Gençlik Hareketi adına konuşan Zınarin Kobanê ise, Rojava Devrimi'nin 14 Temmuz Amed zindan direniş ruhuyla gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Rojava Devrimi bu tarihsel direnişlerin bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Bu bir özgürleşme sürecidir. Amed zindanlarında başlayan, Kobanê direnişiyle zirveleşen şey, bugün Rojava'da Kürtlerin ve diğer tüm halkların ortak yaşam mücadelesidir. Rojava'da halkların birlikte gerçekleştirdiği devrim bu tarihsel miras üzerine gerçekleşiyor. Bunu böyle okumak, böyle değerlendirmek gerekir. Bu direniş bugün Kobanê'yi bir dünya şehri haline getirdi. Daha döne kadar kimse Kobanê'yi duymamıştı, bilmiyordu. Ama bugün, dünya Kobanê günü ilan ediliyorsa işte bu, Kürt gençlerinin, kadınlarının diğer halklarla ortaklaşa geliştirdiği görkemli direnişiyle olmuştur."