Yangın ve kıyıma karşı Cudi Dağı'na yürüdüler

Yüzlerce ekolojist, sanatçı, aydın, siyasetçi ve halk, orman yangını ve ağaç kıyımına karşı Cudi Dağı’na yürüdü.

Cudi Dağı’nda bir haftadır süren orman yangını, sınırdaki doğa tahribatı ve 23 Nisan’dan bu yana devam eden işgalci operasyonlarına karşı siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgütleri Şırnak’ın Balveren beldesinde bir araya geldi. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eş genel başkanları Keskin Bayındır ve Saliha Aydeniz ile HDP’li milletvekilleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, KESK Şırnak Şubeler Platformu üyeleri, ekolojistler ile yüzlerce kişi, beldede "Xweza hebûna mirovahiyêye werin em bi hevre li xwezaya xwe  xwedî derkevin" pankartı, "Cudi yanıyor", "Cudi tarihtir tarihi yakma" dövizleriyle karşılandı.
Beldeden Cudi Dağı’nın eteklerine gerçekleştirilen yürüyüşün ardından konuşan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, ciddi ekonomik kriz yaşandığını ve bunun sebebinin de doğa talanı olduğunu dile getirdi.
AKP-MHP iktidarının kurduğu sistemin ranta ve talana dayandığını vurgulayan Hatimoğulları, “Taşı, dağı, toprağı sömürmek için her türlü yol ve yönteme başvurdular. Ege’de, Karadeniz’de, Amanoslar’da maden için patır patır ruhsatlar veriliyor. Doğanın her şeyini talan ediyorlar. Cudi’de kesilen bir ağacın karşılığını Ege'de görüyoruz. Karadeniz’de kesilen ağacın karşılığını da Cudi’de görüyoruz” dedi.

'SAHİP ÇIKMAZSAK NEFES BİLE ALAMAYIZ'

Doğaya sahip çıkılmadığı takdirde nefes bile alamayacaklarına dikkati çeken Hatimoğulları, “Kürdistan’da yakılan ve kesilen ağaçların kesilme sebepleri bambaşka. Cudi Dağı’nın eteklerine kabaca baktığımızda Kalekol ve kuleleri görüyoruz. 360 derece görüş için doğanın nasıl tahrip edildiğini görüyoruz. Bu nedenle bölgede ağaç kıyımı ve yangınların sonu gelmiyor. Bu kesilen ağaçlarla Kürt halkından intikam alınıyor. Bütün bu olanları sadece bu bölgenin sorunu olarak göremeyiz. Bu dünyanın sorunudur" diye konuştu.

 'CUDİ DAĞI BİZİMDİR'

Cudi’de yangında ağaçların yanı sıra doğadaki canlıların da öldürüldüğünü belirten Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşanmaz bir coğrafya yaratıyorsunuz ve bu ısrarı sürdürüyorsunuz. Cudi Dağı bizimdir. Ege gibi, Karadeniz gibi, buralar da bizlerin toprağıdır. Hepsine tepki vermeye devam edeceğiz. Asıl sorun barıştır. Bizler ölümlerden, akan kanlardan yorulduk. Ölen de öldüren de yoruldu. Bu coğrafya bu şiddetten yoruldu. Bu talan devam ederse artık su için savaşlar çıkacak. Barış için mücadele etmeye devam edeceğiz.”

 'KİRLİ BİR SAVAŞ YÜRÜTÜLÜYOR'

Ardından konuşan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, kirli bir savaşın yürütüldüğünü vurgulayarak, “Doğamızı talan ediyorlar. Bu savaşta en büyük zararı gören de doğadır. Doğaya dönük bu saldırılarla rant alanları açıyorlar. Sadece Kürdistan doğası değil, aynı zamanda Türkiye doğası da ciddi bir talanla karşı karşıya” diye belirtti.
Kürdistan’ın dört bir tarafını talan eden ve kırımdan geçirenin devlet olduğunu sözlerine ekleyen Öztürk, “Bu doğa sadece Kürtlerin değil. Yakarak, talan ederek, sadece insanlık mirasını yok etmiyorsunuz, aynı zamanda doğada bulunan bütün canlıları yok ediyorsunuz. Bu doğa katliamı insanlık geleceği için bir tehdittir. Bizler bunu kabul etmiyoruz. Bu doğa katliamına karşı sadece Kürtler değil, bütün Türkiye halkları ses çıkartmalıdır” diye konuştu.

'KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN TALAN DA KIRIM DA BİTMEZ'

Konuşmasında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride de dikkat çeken Öztürk, şöyle devam etti: “Kürt sorunu çözülmeden talan da kırım da son bulmayacaktır. Buradan şu çağrımızı yapıyoruz; Türkiye’de yaşayan her bireyin Kürt sorununun çözümü için ses çıkartması gerekir.  Artık, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulması ve Kürt sorununun çözülmesi gerekiyor. Özgürlük alanları açılmalı ve bu kaos ortamı bir an önce son bulmalıdır. Bu tekçi ve sömürgeci zihniyete karşı en güçlü cevap mücadeledir. Bizim mücadelemiz sadece Kürdistan’da yaşanan kırıma değil, Türkiye’de yaşanan bütün haksızlıklara karşıdır. Gelin bu kırım, talan zihniyetine karşı ortak mücadele edelim.”
Konuşmaların ardından oturma eylemi yapıldı. Etkinlik, seslendirilen yöresel ezgi ve sloganlarla sonlandırılırken, heyet, esnaf ziyareti için Şırnak kent merkezine hareket etti.