Önder Apo’nun 27 Şubat’ta kamuoyuyla paylaştığı, “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın üzerinden yaklaşık 3 ay geçti. PKK’nin silah bırakma ve fesih kararını açıkladığı 12'nci Kongresi sonrası tartışmalar devam ediyor. 

PKK, bugüne kadar gerekli adımları atsa da, çağrının bir diğer muhatabı olan devlet ve iktidar kanadı ise halen somut bir adım atmış değil. Kurdistan'da gençler genel anlamda Kürt sorununun barışçıl çözümünü savunurken yeni sürecin daha samimi ve sağlam bir şekilde ilerleme için devletin adım atmasını istiyor.

ANF'ye konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Gençlik Meclisi Üyesi Mustafa Yaşodun, PKK’nin aldığı kararın Türkiye demokrasisinin önünü açacak bir hamle olduğunu belirterek “Fakat bu hamle, aynı zamanda Başkan Apo’nun bahsettiği şekilde aslında kendisi değiştiren, dönüştüren bir tarafta yer alıyor. Başkan Apo’nun 27 Şubat’ta paylaştığı çağrısı Türkiye'de demokratik siyasetin önünü açacaktır. Gençlik bu çağırıyı çok güçlü sahiplendi. Gençlik üstüne düşen görev ve sorumluluklarını yerine yetirecektir" dedi.

GENÇLİK SÜRECİ CİDDİ BİR ŞEKİLDE SAHİPLENİYOR

Onurlu bir barış isteyen gençlerin Önder Apo’nun başlattığı süreci ciddi bir şekilde sahiplendiğini ifade eden Yaşodun, "İster istemez Kürt halkı duyguyla bir süreç yaşadı. Çünkü bu halk 50 yıldır PKK'yle var olmuş bir halk. Kürt halkı sürece çok ciddi bir şekilde sahip çıktı. Başkan Apo, bu sürecin yol haritasını 2012'de çizmişti. 2012 kaleme aldığı 'Yol Haritası' adlı değerlendirmesi aslında bizim şu anki süreci önümüze koyan bir tarafta. Gençlik bu süreci topluma anlatmak ve yansıtmak adına kendini öncü hissediyor. Bunun için çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Bu süreci daha çok topluma yaymaya çalışıyor. Son süreçte çeşitli kampanyalar başlattık" şeklinde konuştu.

KÜRT HALKI HEP BARIŞTAN YANA OLDU

Kürt halkının barış talebine devletin ciddi yaklaşması gerektiğini belirten Mustafa Yaşodun, "Kürt halkının artık kazanımları kesinleşmeli. Hem anayasa hem de sözleşmeler tarafından Kürtlerin hakları kanunlaşmalı. Aynı zaman bir insani ihtiyaç olan anadilde eğitim hakkı tanınmalı ve belediyelere kayyum atanmaması gibi antidemokratik uygulamalara son verilmeli. Kürt halkının elli yıldır sürdürdüğü mücadelenin temel istekleri vardı, bu istekler hemen karşılanmalı. Eğer devlet gerçekten barışta ısrarcıysa barışa ciddiyetle yaklaşıp somut adım atmalı. Kürt halkı hiç bir zaman savaş isteyen bir taraf olmadı. Kürtler her zaman barış isteyen taraf oldu" diye kaydetti.