'Zafere inancımız Güneş kadar belirgin ve yakıcı'

"Her şey çok kötü değil. Bizler sonuna kadar kararlıyız ve ucuz bir şehadeti asla yaşamayacağız. Zafere olan inancımız güneş kadar belirgin ve yakıcıdır."

Tarih ne kadar da canlıdır, ne kadar hayatımızın içindedir. Sürekli bir akış halinde tarih. Bir türlü aynı zamanda yaşayamıyorsunuz. Beyniniz ve yüreğiniz hep bir yolculuk halinde oluyor. Bir ceng meydanında yüzlerce savaşçının bir çok şeyine şahitlik etmek, gelecekle geçmiş arasında sürekli gidip duran ya da savaşçıyı gelecekle geçmiş arasında onu taşıyan bir köprü rolü oynamak çok tuhaf. Bu rolü ne başkası size veriyor ne de siz. Bir bakıyorsunuz kendiliğinden sürüklenmişsiniz içine. Hayat sizi onun içine alır ve yürütür. Burada ki savaşçıların son sözleri hep halkı için özgürlük istemi, ülkesi için kurtuluş özlemi oluyor. Bazı an’lar size hep şunu dedirtir; “ hiç değişmemiş savaşçıların istemleri, özlemleri ve hayalleri.”

Gerilla Akif Botan, Heftanîn de Xantur’da şehit olmadan önce yaptığımız bir röportaj da; “Koşullar zor, hem de çok zor. Ama bu mücadelenin gerekliliği budur ve bizi ayakta tutanda bu kavgadır. Moralliyiz, herkesin gözü üzerimizde çünkü bir halkın kaderi belirleniyor” demişti. Ve bu röportaj dan sonra bir saldırı eylemine giderken şehit oldu. Ve o sözler kaldı onun ardından.

Bu hafta elime bir mektup geldi düştü bir savaşçının günlük defterinin içerisinden. Savaşı kaleme aldığı günlüğünden, şehit yoldaşlarını kalem aldığı günlüğünden başka bir şehide ait bir yazı çıktı. Yırtılmış bir mektuptu ve paramparça olmuştu, ıslaktı, topraklıydı yine de defterinin en ön sayfasına yazmıştı mektupta geçenleri. Gerillada buluşma zaman ve mekan tanımıyor. O mektupta yazılanlar gerilla Akif Botan’nın söyledikleriyle aynıydı. O mektup 2016 yılında, Gever Direnişinde toprağa serpilen Amedli Viyan Amed’in kaleme aldığı ve yoldaşlarına gönderdiği mektuptu. Birbirini hiç tanımayan iki gerillayı buluşturan ve Gever Direnişinden esinlenip şimdi Cenga Heftanîn’de işgalcilere kaşı savaşan gerillayı buluşturan mektup şunları diyordu:

“Zorlandık hem de çok zorlandık. Fakat bu özgürlük mücadelesinin bir zorunluluğudur. Bu bilinçle ve inançla daha da bağlandık bu partiye. Bu arkadaşlar için asla ama asla şehadetlerine ya da parti emeklerine zarar getirecek en ufak bir sözün gelmemesi gerekiyor. Sizlere sürekli olumsuz şeylerden bahsetmek için yazmıyoruz bu notu. Fakat durumlarımızın anlaşılması gerekiyor. Her şey çok kötü değil. Bizler sonuna kadar kararlıyız ve ucuz bir şehadeti asla yaşamayacağız. Zafere olan inancımız güneş kadar belirgin ve yakıcıdır. Biz gençlikte, tüm arkadaşlarımızda kararlılık hat safhadadır. Bu durum diğer tüm arkadaşlarda da mevcut. Biraz tedirginlik yok değil sonuç itibariyle tüm gözler üzerimizde(...)

Bizler çok moralliyiz, halk her gün gelip bizimle vedalaşıyor ama biz asla ama asla o havada değiliz. Daha yeni merhabalaşan, yeni şervan aşkıyla, moraliyle savaşmaya ve başarmaya hazırız. Şunu çok iyi biliyoruz, imkânlardan önce insanın niteliği önemli. Felat Alişer son şehadetlerden sonra biraz kötü olmuştu moral olarak, fakat o da her şeye hazır şu anda. Rojvan arkadaşın durumu da; çok iyi, yoğunlaşması sağlam, duruşu gençlere cesaret veren bir duruş. Ben de iyiyim, sonuna kadar sorumluluğumun ve silahımın arkasındayım. Buralara gelmeyi biz dayattık ve verdiğimiz sözleri yerine getirme zamanıdır. Tarih bize o zaman ve mekanı çok iyi bir şekilde sundu. Şimdi militanlığı yüceltme zamanı ve biz hazırız. Arkadaşa özlem ve sevgilerimizi gönderiyoruz. Bizleri unutmasınlar, buluşmamız yakındır.”

Her şeyi çok açık yazmış Şehit Viyan. Zorlanmayı, onu var edeni, savaştıran gerçekliği ve zafere olan inancını çok açık ve net yazmış.

Amedli Viyan Amed tek isteği her savaşçının ardından söylediği o hala gerillayı yürüten sözdür;

“Bizi unutmasınlar!”