Zehrê Şemo: Kimseye boyun eğmeyeceğiz

TAJÊ üyesi Zehrê Şemo, Êzidî halkının onayı olmadan Şengal'e ilişkin imzalanan hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini belirterek, "Bundan sonra kimseye boyun eğmeyeceğiz" dedi.

Irak Merkezi Hükümeti, KDP ve Türk devletinin Şengal'e yönelik saldırıları ve tehditleri devam ediyor. Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) üyesi Zehrê Şemo, tüm tehditlere ve saldırılara rağmen boyun eğmeyeceklerini belirtti. Şengal'de 2014 yılında gerçekleşen DAİŞ saldırılarını hatırlatan Şemo, o dönem KDP'nin Şengal'de olduğunu ama DAİŞ çetelerinin saldırısından önce Şengal'den kaçarak kendilerini katliamla yüz yüze bıraktıklarını hatırlattı.

KDP, Türk devleti ve Irak güçlerinin 4 aydır her türlü saldırı ve tehditlerde bulunduğunu söyleyen Şemo, "4 ay önce asayiş önünde direniş çadırı kuruldu. Türkiye, Irak güçleri ve KDP her gün 'sizi vuracağız' diyerek tehdit ediyorlar bizi. Türk devleti Barzani ailesinin desteği ile Şengal'e ne kadar tankla, topla saldırsa da onlardan korkmuyoruz. Erdoğan, Barzani ailesi, hatta Papa dahil, ki 2014 yılında Papa'nın silahları ile katledildik, her gün bize silah bıraksınlar çağrısı yapıyorlar.

Neden silah bırakalım? Silah bırakırsak bizi yine katledecek, Müslümanlaştıracak veya evimizi mi yakacaksınız? Her şey sizin istediğiniz gibi olsun, biz de köle olalım istiyorsunuz. Böyle bir şeyi asla kabul etmeyeceğiz. 2014 yılında Irak ve KDP güçleri buradaydı. Fakat çeteler saldırdığında bu güçler bizi sattı. Irak güçleri, KDP ve o dönem Haşdî Şabî de vardı, hepsi bizi bırakıp kaçtılar. 2014 yılındaki fermanda Êzidî kadınlarının başına neler geldiğini herkes gördü" diye konuştu.

ÊZİDÎ KADINLAR HER ALANDA MÜCADELE EDİYOR

9 Ekim 2020’de Türk devleti, Irak ve KDP güçleri arasında imzalanan anlaşmaya değinen Şemo konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "4 aydır Irak hükümeti ile bir görüşme ayarlamaya çalışıyoruz. Fakat Iraklı yetkililer taleplerimizi boşa düşürmek istiyorlar. Bunlara asla boyun eğmeyeceğiz. Düşmanın ferman ve saldırı tehditlerinden korkmuyoruz. Şengal halkının ve kadınlarının onayı olmadan Şengal'e ilişkin imzalanan hiçbir anlaşmayı kabul etmiyoruz. Papa, Erdoğan ve Mesut Barzani, Êzidî kadınlardan özür dilemelidir. Êzidî kadınlar bir fermanın daha yaşanmasına izin vermeyecek. Bugün kurumlarımız var, savunma güçlerimiz var, YBŞ var. Êzidî kadınlar artık her alanda mücadele ediyor."

TEK DİN, TEK DİL VE TEK BAYRAK OLSUN DİYECEKLER

Êzidîxan Asayişi önünde devam eden direniş çadırına dikkat çeken Şemo, Irak hükümetinin 1 Nisan gününe kadar kendilerine süre verdiğini belirterek, "1 Nisan son gün diyerek bizi korkutmak istediler. Silahlarımızı bırakmamızı ve asayişin dağılmasını istediler. Fakat 1 Nisan'da halk ve asayiş birlikte ayaklanarak dağa çıktı. Halkın ve kadınların direnişi karşısında bir şey yapamadılar. Şu an başka planları hayata geçirmeye çalışıyorlar. Geçen gün yine Neçirvan ve Mustafa Kazimi bir görüşme yapmış. Her gün bir yerlerde görüşüp Şengal'e ilişkin planlar yapıyorlar.

Şu an Şengal'de huzur var. Öz savunmamızı yapıyoruz, kendi kendimizi yönetiyoruz. Êzidî kadınlar fermandan önce silahlardan korkuyorlardı ama şu an savaşacak, direnecek ve kendimizi savunacak gücümüz var. Eğer asayişimiz silah bırakmayı kabul etseydi, bu güçler daha sonra bize dininizden de vazgeçin, tek din, tek dil ve tek bayrak olsun diyeceklerdi. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz ve dinimizi savunacağız.

Güney yolunu bize kapattılar, kimse doktora bile gidemiyor. Bu şekilde baskı yaparak her yeri ele geçirmek ve asayişi ortadan kaldırmak istiyorlar. Fakat biz asayişe destek veriyoruz ve Şengal halkının hepsi bugün asayişin ve kurumlarının yanında. Biz değil onlar silah bıraksın. Onlar da asker, asayişimiz de asker, biz neden silah bırakıp misafir olalım. Zor günümüzde kim yanımızda olduysa biz de onların yanında olacağız. Eğer fermanda yanımızda olsalardı onları da kabul ederdik" ifadelerini kullandı.

ŞENGAL'DE ÇOCUKLARIMIZIN KURDUĞU YBŞ VE YJŞ VAR

Türk devletinin PKK'yi gerekçe yaparak Şengal'e saldırmak istediğini belirten Şemo, "Şengal'de PKK yok. Asayiş, YBŞ ve YJŞ var. Onlar da bizim çocuklarımız. Kızlarımız ve oğullarımız saldırılara karşı halkını ve topraklarını koruyorlar. Şengal'i savunan güçler var zaten, dışarıdan gelecek bir güce ihtiyacımız yok. Bir kez daha DAİŞ çetelerinin eline düşmememiz için bize destek olmaları lazım. Destek olmak yerine bir olup Şengal'i tehlikeye atıyorlar. Fakat bir kez daha söylüyorum; onlardan korkmuyoruz.

4 parça Kürdistan'da bulunan Êzidîlere çağrım var; inançlarını ve onurlarını korusunlar. Hala kamplarda ve pazarlarda satılan Êzidî kadınların acılarına sahip çıksınlar. Şengal'de şu an varlık ve yokluk savaşı yaşanıyor. Her türlü zorluğa karşı direneceğiz ve düşmanı boşa çıkaracağız. Bizler ölene kadar Rêber Apo'ya borçlu olacağız. Rêber Apo bizi bilinçlendirdi, eğitti ve bugünlere gelmemizi sağladı. Şu an fiziki olarak Şengal'de değil ama bizler Rêber Apo ve PKK'nin felsefesi ve ideolojisi ile kendimizi savunuyoruz" dedi.