Özerk Yönetim: DAİŞ yargılanmalı, Türk devleti çekilmeli

Özerk Yönetim, uluslararası güçler ve topluma daha fazla sorumluluk alma çağrısı yaptı, "DAİŞ çeteleri hemen yargılanmalı. Türk devleti teröristleri kullanıyor, sivilleri hedef alıyor" dedi.

DAİŞ’in Heseke’deki Sinaa Cezaevi’ne yönelik 20 Ocak’ta gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin, basına ve kamuoyuna açıklama yapan Özerk Yönetim eşbaşkanları, QSD, İç Güvenlik Güçleri ve halkın direnişini selamladı.
Eşbaşkanlar, ilgili devletleri, kendi vatandaşları olan tutuklu DAİŞ çetelerinin uluslararası bir mahkemede yargılanabilmeleri için daha fazla sorumluluk almaya çağırdı.
Açıklama Özerk Yönetim eşbaşkanları Berivan Xalid ile Ebid Hamid El-Mihbaş tarafından Hesekê’de yapıldı.

DİRENİŞ SELAMLANDI

Açıklama şöyle:
“Bu başarı kahramanlarımızın teröre karşı fedakarca geliştirdikleri efsanevi direnişin devamı olmaktadır. Şehitlerimizi saygıyla anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Başta şehit aileleri olmak üzere tüm halkımıza başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz.
Mart 2019’da Baxoz’da Uluslararası Koalisyon ile birlikte DAİŞ’e karşı fedakarca yürütülen mücadele zafer elde edildi. Kobanê’den, Baxoz’a ve Sinaa Cezaevi’ne kadar yaşanan savaşta QSD, YPJ ve İç Güvenlik Güçleri insanlığı korumak için 12 bin şehit verdi, 25 binden fazla da kişi yaralandı.

'ELİMİZDE 12 BİNE YAKIN DAİŞ'Lİ VAR'

Bunlarla birlikte, terör sorunu DAİŞ’in gizli hücreleri ile daha önce yıllarca işgal altında tuttuğu bölgelerde ideolojik açıdan da devam etmektedir. Bunun yükünü taşımaya devam ediyoruz. Özerk Yönetim’in elinde 12 bine yakın DAİŞ üyesi bulunuyor. Bunun 2 bini Irak, 2 bini 50 farklı ülkeden gelenler, 5 bini ise Suriyeli olmakla birlikte on binlerce kişiden oluşan aileleri de Hol ve Roj kamplarında kalıyorlar. Özerk Yönetim ve QSD güvenliğini sağladı. Bu durum Özerk Yönetim’in yükünü arttırdı. Buna rağmen QSD, DAİŞ çetelerine karşı operasyonlar gerçekleştirmiş ve birçok üyesini tutuklamıştır.

'DEVLETLER VATANDAŞI OLAN ÇETELERİ ALMALI'

Birçok kez açıklamalarımızda bu tehlikeli dosyanın kördüğüm olduğunu ve tüm uluslararası toplumu ilgilendirdiğini beyan ettik. Özerk Yönetim ve uluslararası güçlerin koordinesinde çözülmeli. Ya uluslararası bağımsız bir mahkeme kurulmalı ya da uluslararası toplumun da resmi olarak tanıdığı, Özerk Yönetim alanında kurulacak bir mahkemeyle bunlar yargılanmalı ve adalet yerini bulmalı. Vatandaşları DAİŞ içinde bulunan devletler buna karşı sorumluluklarını yerine getirmeli, özellikle çocuklar ve kadınlar olmak üzere vatandaşları geri götürmeli, yargılamalı ve topluma yeniden katarak eğitmelidir. Çocukların bu olumsuz koşullardan kurtulması için Özerk Yönetim’e destek vermeliler. Yeniden eğitilmeleri için, kamplar ve cezaevleri güvenlik ve insani açıdan daha da iyileştirilmeli, gerekli destek verilmeli. Bu, durum sorununun çözümüne kadar sürdürülmelidir.

'HOL KAMPI'NDA HER GÜN KATLİAM YAŞANIYOR'

Uluslararası toplum sorumluluklarını yerine getirmediği için bu sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz. Hol Kampı’nda her gün katliam yaşanıyor. Kafa kesme, kampı yakma gibi olaylar yaşanıyor. 20 Ocak’ta Hesekê’deki Sinaa Cezaevi hedef alındı. 200’e yakın DAİŞ üyesi büyük bir plan sonucu Türkiye’nin işgali altındaki bölgelerden ve Irak sınırından gelen bir grup çete cezaevini hedef aldı. Amaç DAİŞ’i yeniden canlandırmaktı. Böylece bölge halkı arasında sorun çıkarılarak Özerk Yönetim projesi tasfiye etmek hedeflendi.

TÜRK DEVLETİNİN ROLÜ

Teröristler cezaevi etrafından karışıklık çıkararak, güçlerimizi şaşırtıp kaçmak istediler. Faşist Türk devleti ve kendisine bağlı çeteler de Eyn Îsa’da sivillere saldırdılar. Şam hükümeti, Erdoğan ve ortakları bu durumdan faydalanmaya çalıştılar. QSD ve Koalisyon Güçlerini suçlamaya başladı. Savaş suçu işlendiğini ve demografik değişim yapıldığını söylediler. Amaçları Özerk Yönetim’i yok edip teröristlere destek vermekti. Aynı zamanda bölgede etnik temelli karışıklık çıkarmayı amaçladırlar. İki tarafta kirli siyasetlerini göz önünde geçirmelidirler ki, bu sadece terörü yeniden canlandırmaya hizmet etmektedir. Ancak halkımızın fedakarlığı, çabası ve askeri güçlerimiz etrafında toplanması sonucu bu planlar boşa çıktı. Kobanê’nin kurtarılmasının yıl dönümünde tarih bir daha tekerrür etti. Terör ve destekçileri kaybetti.

'DAHA FAZLA DESTEK VERİLMELİ'

Bunun için terörizmin geriletilmesi için uluslararası toplumun ve Uluslararası Koalisyon’un beraber büyük çalışmalar yapması gerekiyor:
DAİŞ terör saldırılarına karşı QSD ve İç Güvenlik Güçleri’ne daha fazla destek verilmesi gerekiyor.
Uluslararası mahkeme kurulmalı ya da Kuzey ve Doğu Suriye’de resmi olarak tanınan uluslararası mahkeme kurulmalıdır. Suçlular yargılanıp adalet yerini bulsun.
Vatandaşları Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan devletler sorumluluklarını yerine getirerek, silahlı vatandaşlarını, kadın ve çocuklarını geri götürmeli. Ya da Özerk Yönetim’e destek vermeli ki cezaevi ve kampların durumunu düzeltebilsin. Eğitim alıp kendi toplumlarına katılabilsinler. Suça karışmış kadınlarda yargılanmalı.
Eğitim, sağlık ve hizmet çalışmalarını iyileştirilmesi için Kuzey ve Doğu Suriye’ye ekonomik destek sağlanmalı, DAİŞ’in ekonomik durumu kötü olanlardan faydalanmaması için de bölgenin ‘Sezar Yasası’ndan çıkarılması gerekiyor. DAİŞ’in bunu gizli hücreler ve ideolojik amaçları için bir araç olarak kullanmasının önüne geçilmeli.
İnsanı yardımlar artırılmalı, kapalı olan Til Koçer Sınır Kapısı gözden geçirilmeli. Uluslararası toplumun Şam üzerinden yaptığı yardımlar yetersiz kalıyor.  Birleşmiş Milletler (BM), Hesekê’de yaşanan olaylar nedeniyle 36 tır yardım gönderdiğini söylüyor. Gelenler yardımlar Qamişlo denetim merkezine gidiyor. Burası Şam’ın denetimde bu nedenle yardımlar gelmiyor.

'TÜRK DEVLETİNE BASKI YAPILMALI'

Özerk Yönetim’in siyasi olarak tanınması için destek verilmeli, bölgenin güvenliği için çalışmalar yapılmalı. Faşist Türk devleti işgal ettiği bölgelerde teröristlere güvenli bölgeler yaratmış durumda. Faşist Türk devletinin işgal ettiği bölgelerden çekilmesi için baskı yapılmalı. Türk devleti bölgenin güvenliğini yok etmek için teröristleri kullanıyor, sivilleri hedef alıyor.
Çocuk eğitim merkezi kurulması, cezaevi ve kamplardaki insanların koşullarını iyileştirmek için Özerk Yönetim desteklenmeli.
DAİŞ çeteleri ve onları destekleyenlerin Hesekê’deki planları büyük ve tehlikeliydi. Bunun sonucunda 121 askeri, güvenlik, cezaevi çalışanı ve sivil şehit düştü. Bu komplonun kötü sonuçları oldu. Yaşananlar, Uluslararası Koalisyon ve toplumun, bu tür saldırıları ve olayların tekrarlanmaması için Özerk Yönetim, askeri ve güvenlik güçleriyle ortak bir çalışma yürütmesine işarettir. Bu şekilde bu tarz olaylar tekrarlanmaz ve terör yok edilmiş olacaktır.

HALKA VE GÜVENLİK GÜÇLERİNE TEŞEKKÜR

Hesekê’deki tüm halkımıza ve özellikle de Xiwêran halkımıza güvenlik güçlerimize sundukları destekten dolayı teşekkür ediyoruz. Bu temelde şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Ayrıca bilinmesini isteriz ki, Xiwêran ve Zixûr mahallelerinden göç eden halkımız evlerine geri dönecektir.
Teröre karşı mücadele de QSD, YPJ, İç Güvenlik Güçleri, Arap aşiretleri ve halkımızın bütün kesimlerine selamlıyoruz. DAİŞ kötü bir tecrübedir.
Bütün kahraman şehitleri selamlar, yaralılara acil şifalar dileriz."