AP’de Rojava konferansı: Türk işgali barbarlık!

AP'de Rojava’daki Türk işgali, etnik temizlik, çetelerle ilişkileri ve uluslararası güçlerin pozisyonlarına ilişkin geniş bir konferans düzenlendi. Fransa eski Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, işgal için “barbarlık” dedi.

Avrupa Parlamentosu’nda  (AP) düzenlenen iki günlük konferansı, Yeşiller grubu, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Uluslararası İnsan Hakları ve Özgürlükleri Savunma İttifakı (AIDL) organize etti. Konferans salonu tamamen doldu. İlgiden dolayı yer bulamayanlar da oldu.

XELEF’E SEMBOLİK BİR YER AYRILDI

Konferans açılış konuşmaları ile başladı. Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı grubu Milletvekili François Alfonsi, Yeşiller grubu olarak konferansı düzenlemekten mutlu olduklarını belirtti. Alfonsi, Türk devletinin 12 Ekim’de katlettiği Kürt kadın siyasetçi Hevrin Xelef’i andı. “Onun da burada yerinin olması gerekiyordu, sembolik olarak ona bir yer ayırdık” diyen Alfonsi, Türk devletinin insanlığa karşı suçlardan mahkum edilmesi gerektiğini kaydetti. Bu ifadeler ardından Xelef anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.

AP’de Kürdistan dostluk grubu oluşturduklarını hatırlatan Alfonsi, “Sadece Kürtlerle dayanışma değil, orada yaşananlara ilişkin Avrupalıları da aydınlatmaya ihtiyaç var” dedi. “Kürtler yaşadıkları tüm ülkelerde çok zorlu bir durum yaşıyor” diyen Alfonsi, özellikle Efrîn işgalinden bu yana durumun ağırlaştığına dikkat çekti. Alfonsi, “Özgürlük ve gelecek için mücadelenizde sizlerin yanındayız” diyerek Kürtlerle dayanışmasını ifade etti.

TÜRK DEVLETİ İŞLEDİĞİ SUÇLARDAN YARGILANMALI

Oturumda söz alan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Eşbaşkanı Mizgin Amed, Türk devletinin Kürt dili üzerinde de bir yok etme politikası izlediğini söyledi. Amed Konferansı düzenlemedeki ilk amaçlarının, demografik değişim, katliam ve talana dikkat çekmek olduğunu ifade etti. Türk devletinin Rojava’da inşa edilen sistemi yok etmek istediğine işaret eden Amed, Rojava’daki demokratik sistemin korunmasının kendileri açısından önemli olduğunun altını çizdi. Bu sistemi yaratmak için 12 bin savaşçının hayatını kaybettiğini ve on binlercesinin yaralandığını belirten Amed, bu konferansta Türk saldırılarının durdurulması, göçe maruz kalanların geri dönüşünü sağlama ve işlenen savaş suçları uluslararası bir mahkemede yargılanmasını sağlamaya dönük bir karar çıkmasını umduklarını kaydetti. Amed, Batılı devletlerin de demografik değişim ve suçlara ortak olmaması gerektiğinin de altını çizdi.

AIDL: AB AÇIK TUTUM ALMALI

Konferansın organizatörlerinden olan Uluslararası İnsan Hakları ve Özgürlükleri Savunma İttifakı (AIDL) Başkanı Gauillaume Tournier, “Avrupa’nın açık ve nihai bir kararla, Türk devletinin Kürtlere karşı işgaline karşı durmasını istiyoruz” dedi. Devam eden işgale ve katledilen sivillere dikkat çeken Tournier, “AİDL Avrupa’yı, vatandaşlarını, kurumlarını sorumluluklarına sahip çıkmaya çağırıyor. Bu sadece bir görev değildir, hayati önemdedir” dedi. Tournier, insan haklarına mutlak surette uyulması gerektiğini kaydederken, “Adalet yerini bulmalı” vurgusunda bulundu. Tournier, “Avrupa bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşananlara katlanmamalı” dedi.

İLK OTURUM

Moderatörlüğünü EUTCC Konsey üyesi Dr. Michael Gunter’in yaptığı ilk oturumda, Türk işgali Ortadoğu’daki etnik temizlik, BM, NATO, AB ve DAİŞ karşıtı uluslararası koalisyonun işgale karşı duramayan tutumunun nedenleri, Türk devletinin insanlığa karşı işlediği suçlar ve mülteci şantajı üzerine sunumlar yapıldı.

KOUCHNER: BARBARLIKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL

İlk sunumu Fransa eski Dışişleri Bakanı ve Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) eş kurucusu Dr. Bernard Kouchner yaptı. Organizasyonu ve Kürt halkı ile olan dostluğu adına konuştuğunu belirten Kouchner, “Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşananlar, barbarlıktan bir şekilde izah edilemez” dedi. Kouchner, “Benim Kürt halkına desteğim tam ve kalıcıdır” dedikten sonra uluslararası güçler ve kurumların neden işgale ve işlenen suçlara karşı durmadığından bahsetti. Kouchner, “Bunun nedeni basit, Kürtler bir ülke değil, sömürgecilikle bölünmüş bir gruptur. Diğerlerinden daha demokratiktir ama bir ülkeyi oluşturmuyor. Bu insanlar kendilerine ait olmayan etiketler yüzünden acı çekiyorlar” diye konuştu. Kürtlerin yaşadıkları dört ülkede, bu devletlerden çok ileri bir demokrasi önerdiğini söylerken, “Kürtler bu ülkelerin kalbidir” dedi. Kouchner, “Kürtler sadece sömürgecilikle bölünmüş bir halk değil” diye dikkat çekerken, Kürtlerin savunduğu değerlerin, Avrupa’nın da değerleri olduğunu kaydetti.

Kürtlerin demokratik çözüm projelerine vurgu yaparak Kürtlerin yaptığının en barışçıl anlamayla devrim olduğunu belirten Kouchner, ayrıca Kürtlerin de kendi aralarında birlik olması gerektiğini vurguladı.

KIBRIS VE ROJAVA’DAKİ İŞGALLER

Kıbrıs’tan Rojava’ya Türk devletinin insanlığa karşı işlediği suçları Kıbrıslı parlamenter Costas Mavrides değerlendirdi. Mavrides, 1974’te Kıbrıs işgal edildiğinde halen çocuk olduğunu belirtirken, “Batı ve Avrupa Birliği anlamalı ki, Türkler suçu politize etti” dedi. Kıbrıs işgalinde olduğu gibi Türk devletinin ilkin bir gerekçe aradığını belirten Mavrides, “Kıbrıs’taki operasyona barış operasyonu denildi, Rojava’daki operasyon da ‘barış’ ile bağlantılandırıldı. Gerekçeden sonra işgal başlıyor” diye konuştu.

TÜRK DEVLETİNİN CEZASIZ KALMASINA İZİN VERİLMEMELİ

Sonrasında yaşananların ise halkı terörize etmek ve kaçmasını sağlamak olduğunu dile getiren Mavrides, “Bu etnik temizliktir” şeklinde konuştu. Mavrides, amacın işgal edilen yerlerde kendilerine bağlı “hayalet bir yönetim” kurmak olduğunu sözlerine ekledi. Eğer Türk devletine karşı koyan liderler olmazsa, Rojava’dan sonra başka bir yerin sırada olacağını dile getiren Mavrides, Erdoğan’ın öngördüğü strateji için “insani felaket” tanımında bulundu. “Eğer Türk devletinin suçlarına ilişkin bir mahkeme kurulsaydı, adalet yerini bulurdu” diyen Mavrides, “Türk devletinin bundan cezasız çıkmasına izin verilmemeli” şeklinde konuştu.

SUUDİ GAZETECİDEN HİTLER BENZETMESİ

Terörizm konusunda uzman Suudi Arabistanlı gazeteci Süleyman Ansari, Türk devletinin işgal stratejisi ve etnik temizliğe ilişkin konuştu. Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı konuşmasının merkezine alan Ansari, Erdoğan’ın atalarının daha önce Ermenilere karşı soykırım yaptığını hatırlattı. “Erdoğan tüm dünyaya yayılan bir tehdit oluşturuyor” diyen Ansari, Erdoğan’ı diktatörler Hitler ve Musollini’ye benzetti. Erdoğan’ın Avrupa’da Müslüman Kardeşler’in destekçisi olduğunu belirten Ansari, “Erdoğan aynı zamanda terörist grup DAİŞ’in de destekçisi” diye kaydetti. Ansari sözlerini “Biz Türk işgaline karşı sizinleyiz” ifadeleriyle sonlandırdı.

İŞGAL OLMASAYDI ROJAVA HARİKA BİR YER OLACAKTI

Mülteci anlaşmasının Avrupa üzerinde Demokles’in kılıcı gibi kullanılmasını Yunanistan eski Mülteci Bakanı Ioannis Mouzalas, değerlendirdi. Rojava’yı ziyaret ettiğini anlatan Mouzalas, “Türk işgali olmasaydı Rojava’nın harika bir yer olacaktı, ama maalesef Türk işgali gerçekleşti” dedi. Göç eden yüzbinlerce kişiyi hatırlatan Mouzalas, ancak bunlara yardımda da Avrupa Birliği’nin katkısının olmadığını söyledi. Türkiye’ye mülteciler için para verdiğini, ama Rojava’da olan ve orada kalmak isteyen yüzbinlerce kişi için hiçbir şey yapmadığını kaydeden Mouzalas, “Mülteci üreten politikalar izleyerek, sonradan bir şey olmamış gibi davranamayız” dedi. Avrupa Birliği’nin yerlerinden edilenler için Rojava yerel yönetimi ile anlaşma yapması gerektiğini söyleyen Mouzalas, ayrıca Avrupa Birliği’nin bölgeye gözlemciler göndermesi gerektiğini ifade etti.

Konferans ikinci bir oturumun ardından, yarın günü tüm gün boyunca devam edecek.