Bir devrime giden yolun kısa hikayesi

Öcalan'ın önerdiği "üçüncü yol" stratejisiyle 8'inci yaşında girecek olan Rojava devrimi bugün artık bölge halkları için büyük bir umut. Bölge için çözüm modeli iddiasındaki devrimin geldiği yolun hikayesinin her anı ise emek ve bedelle dolu.

1639 Kasr-ı Şirin ve 1916 Sykes-Picot anlaşmalarıyla dörde bölünen Kürdistan'ın en küçük parçası Rojava, takvimler 19 Temmuz 2012'yi gösterdiğinde tüm Ortadoğu için umut ışığı olacak bir devrime imza attı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 20 yıl emek verdiği bu parçada devrim günü geldiğinde yine Öcalan'ın önerdiği "üçüncü yol" stratejisiyle bugün 7'nci yaşını geride bırakan devrim, halkların devrimi oldu.

Kürdistan bölündükten sonra da diğer parçalardaki özgürlük mücadelelerinin arka bahçesi olduğu gibi aynı zamanda Suriye'nin özgürlüğü için de büyük bedel ödeyen Rojava halkı, ulus-devletçi sistem tarafından hep dışlandı ve baskıya maruz kaldı. Suriye'nin özgürlüğü için büyük bedeller ödeyen Rojava, kurulan kemerlerle bölünme, kimliksizleştirme, çocuklarının yakılması, yıllarca zindanlarda atılma ve katledilme politikalarına rağmen 19 Temmuz 2012'de yaşanan devrim sadece Kürtler için değil, tüm ezilen halklar ve inançlar için umut devrimi oldu.

DEVRİME GİDEN YOL

Devrime gelinen yola bakmak ve tarihi hafızamızı yenilemek bugün yaşanan devrimin büyüklüğü ve Suriye krizinin çözümü için öğretici olabilir. Çünkü egemen ideolojiler, o sarsılmaz olarak gördükleri iktidarlarının temelini kendine göre yazdıkları tarih üzerine inşa ederler.

* Birinci Dünya Savaşı'nın ortalarında yani 1916 yılında Britanya ve Fransa tarafından hazırlanan Sykes-Picot anlaşmasına göre, Osmanlı işgalindeki Kürdistan'ın güneyi İngilizlere, batısı Fransızlara kuzeyi de bu iki devlet arasında pay ediliyordu.

* Osmanlı'nın yenilmesiyle Suriye ile Irak'ta Melik Faysal hükümeti kuruldu ve Rojava ile Başûr da buna dahildi. 1919'da Lübnan'ı işgal etmiş olan Fransa, 1920'de de Suriye'yi işgal etti.

* Fransa'nın işgaline karşı en büyük direnişi sergileyenlerden birisi de Şam Kürtlerinden Yusif Ezma idi. Ceyş-ül Wetenî'nin (Vatan ordusu) başındaki Ezma yenilince Fransa güçleri Şam'a girebildi.

* 25 yıl boyunca Suriye'de hükümranlık süren Fransa, ancak İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi orduları yönünü Fransa'ya çevirince çekilmek zorunda kaldı. Ancak o zaman da yine Fransa'ya karşı direniş örgütleyenlerin başında İdlib Kürtlerinden İbrahim Henano vardı.

* Ancak 17 Nisan 1946'da Fransa ordusu Suriye'den çekildikten sonra Kürtler, göstermiş oldukları direnişe rağmen yine haksız ve paysız bırakıldı.

* Sonraki yıllarda peş peşe darbeler süreci yaşayan Suriye, 1954-1958 yılları arasındaki Şükrü Quwetli iktidarı zamanında Sovyet Rusya ile yakınlaşmasından dolayı Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdulnasır harekete geçirildi ve Mısır ve Suriye "komünizm tehlikesine karşı" Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında birleştirildi.

* Cizirê bölgesinin 1950'li yılların sonuna doğru yoğun bir Kürt göçü almasıyla birlikte 300 bini aşan Kürt nüfusuna karşılık rejim, Cezire’de bir nüfus sayımı yapılmasını kararlaştırarak, bunun sonucunda yaklaşık 200 bin Kürt kısa süre içinde yabancı statüsüne getirildi ve vatandaşlık hakları ellerinden alındı.

13 Kasım 1960’da gerçekleşen ve "Amûdê Sineması Katliamı" olarak Kürtlerin hafızasında yer edinen katliamda ilkokul öğrencisi yüzlerce çocuk, Cezayir'in Fransa'ya karşı direnişini anlatan Mısır yapımı “Gece Yarısı Hayaleti” isimli filmi izlediği Amudê Sineması’nda çıkarılan yangında yaşamını yitirdi.

* Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin 1963'te yıkılmasıyla 8 Mart 1963 tarihinde Arap milliyetçisi Baas Partisi iktidara geldi. Şoven bir politika güden Baas, Suriye toprakları üzerinde yaşayan herkesi "Araplaştırma" politikasına başvurdu.

* Baas Partisi, Suriye'de Araplardan sonra en çok nüfusa sahip olan Kürtlerin anadilini yasakladı, topraklarına el koydu, örgütlenmelerini engelledi, yer isimlerini değiştirdi ve Kürtleri asimilasyona tabi tuttu.

* Baas'ın yedi yıllık iktidarının ardından Hafız Esad 1971 yılında "parti içi darbe"yle iktidarı ele geçirdi, eski "ülküdaşlarını" ya zindana attı ya da sürgüne zorladı. Kürtlerin üzerine daha sert giden Baas iktidarı, Girê Spî ve Ezaz-Cerablus hattında daha önce temelleri atılan "Arap Kemerleri"ni tamamladı.

* Baas rejimi tarafından 1963 yılında Türkiye’deki Şark Islahat planı gibi uygulamaların benzeri hayata geçirilerek, 12 maddeden oluşan bir soykırım uygulaması hayata geçirildi.

* 1993 yılına çok sayıda Kürt siyasetçinin Hesekê cezaevinde ateşe verilmesinin acıları daha dinmemişken, 12 Mart 2004 tarihinde yaşanan Qamışlo katliamı ve akabinde gelişen serhildanlar 19 Temmuz Devrimi'nin de ilk kıvılcımı oldu. Kürtler artık Özsavunma güçlerini oluşturmaya başladı.

* Tüm baskı, kimliksizleştirme, tutuklama, katletme ve asimilasyon politikalarına rağmen Rojava Kürtleri örgütlenmelerini sürdürdüler.

* 1927 yılında Beyrut’ta kurulan Xoybûn Cemiyeti Cizîrê, Şam ve Halep gibi merkezlerdeki Kürtleri bir araya getirdi. Xoybun Cemiyeti 1927 ile 1930 yılları arasında Ağrı’daki isyanları örgütledi. Rojava Kürtleri diğer parçalardaki tüm özgürlük mücadelelerini desteklemekten geri durmadı.

* Aynı zamanda Kürt aydınlanması için de merkez olan Rojava'da Celadet Elî Bedirxan ile kardeşi Kamuran Elî Bedirxan öncülüğünde ilk Kürtçe dergi olan Hawar çıkarıldı. Kürtçe Latin alfabesinin de temelleri atıldı.

* Rojava için asıl büyük gelişme ise Öcalan’ın 2 Temmuz 1979’da Rojava’ya geçmesiyle oldu. Öcalan’ın Kobanê’ye gelişiyle Rojava, adeta bir akademiye çevrildi. Bu akademiden mezun olan yüzlerce Rojava genci özgürlük devrimine atıldı.

* 2010 yılında Tunus'ta işportacı Muhammed Bouazizi’nin bedenini ateşe veresiyle aşlayan ve adına Arap Baharı denilen süreçte takvimler 2011'in ilk aylarını gösterdiğinde çanlar artık Suriye için çalmaya başlıyordu.

* Ocak ayında Hesekê'de Hasan Ali Akleh, rejimi protesto etmek amacıyla kendisini yaktı ve Şam’da polisin bir esnafı dövmesinin ardından 1500 kişi, “Suriye halkı aşağılanamaz” sloganıyla sokağa çıktı.

* Daha önce Mısır ve Yemen'de duyulan "Eş-Şa’ab yürîd iskât en-Nizâm!" -yani halk rejimi devirmek istiyor- sloganı bu kez Suriye'nin Deraa kentinde duyulmaya başlandı.

* Bu sloganı duvara yazan 15 öğrencinin rejim güçleri tarafından yakalanarak işkence edilmesi üzerine 15 Mart Cuma günü halkın buna öfkesi, Deraa'dan başlanarak Suriye'nin Hama, Humus, Lazikiye, Qamişlo ve Deyr ez-Zor gibi kentlerine yayıldı. Ardından “Cuma öfkesi” sürekli eylemlere dönüştü.

* Nisan ayındaki bir eylemde tutuklanan ve bir ay boyunca ağır işkencelerin yapıldığı 13 yaşındaki Hamza el Hatip’in parçalanmış cesedi üzerinde yanıklar ve üç kurşun izi bulunan, 25 Mayıs tarihinde ailesine teslim edildi. Hatip'in fotoğraflarının sosyal medyada yayımlanması üzerine bir öfke patlaması yaşandı.

* Haziran’a gelindiğinde mücadelenin silahlı kanadı toparlanmaya başladı. 2 Haziran tarihinde Antalya’da buluşan Suriyeli 300 muhalif “Suriye’de Değişim Konferansı” gerçekleştirdi. Konferans sonucunda 31 kişiden oluşan bir komite kuruldu.

* Îxvan-ı Müslim (Müslüman Kardeşler) öncülüğündeki bu konferans sonucu Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) kuruldu, 11 Ekim'de ise ÖSO'nun siyasi kanadı Suriye Ulusal Konseyi (SUK) kuruldu.

* 2012 yılında El Kaide lideri Eymen el-Zevahiri'nin yayımladığı bir video ile "Müslümanları” Suriye'deki cihada çağırdı.

* 12 Nisan 2012'de Birleşmiş Milletler'in (BM) ülkede sürdürdüğü "barış görüşmeleri"nin başarısız olduğu açıklandıktan sonra 13 Haziran'da da ülkedeki durum aynı BM tarafından "iç savaş" olarak tanımlandı.

* Takvimler 19 Temmuz'u bulduğunda ve öncesinde ÖSO'nun Ezaz, Minbic ile Cerablus gibi kentlere el koyması üzerine Rojava Demokratik Hareketi (TEV-DEM) Kobanê'den başlayarak, yönetime el koydu. Stratejinin adı ise "üçüncü yol"du. Yani ne rejim ne de ona karşı savaşanlar.

* Kürtlerin Rojava'da yaşayan Arap, Süryani, Ermeni, Türkmen, Çeçen ve oluşumlarla ilan ettiği demokratik özerklik sayesinde Rojava uzun süre Suriye'nin en istikrarlı bölgesi oldu. Ancak Rojava'ya saldırılar da hiçbir zaman durmadı.

* Bölge halkları bir yandan demokratik özerklik sistemlerini örgütlerken bir yandan da kendilerine yapılan amansız saldırılara karşı amansız bir mücadele verdi.

* Türk devletinin desteklediği El Nusra ve ÖSO adı altında hareket eden çeteler, Efrîn'in Qestel Cindo, Halep'in Şêx Meqsûd ve Serêkaniyê'de kırıldıktan sonra Türk devleti bu sefer DAİŞ'i öne sürdü.

* DAİŞ'in 2014 yılında Kobanê'de kendisi için sonun başlangıcı olan saldırılarının ardından son nefeslerini ise 21 Mart 2019 tarihinde Dêra Zor'un Baxoz köyünde verdiler.

* QSD Genel Komutanı Mazlûm Ebdî'nin yaptığı açıklamaya göre, Kürtler ve bölge halkları bu savaşta 11 bini aşkın canlarını feda ederek devrimlerini korudu.

* Toplumsal, siyasal, diplomatik, ekonomik, kültürel, askeri ve kadın özgürlükçü sistemle sadece Rojava ile sınırlı kalmayarak Suriye başta olmak üzere tüm bölge için çözüm olma iddiasını her gün biraz daha büyütüyor.