MSD, Arap devletlerini Türk devletine karşı çıkmaya çağırdı

MSD, Birleşik Arap Cumhuriyeti üyelerini, Türk devletinin işgalini genişletme politikalarına karşı harekete geçirmeye çağırdı. MSD, Türk devletinin politikalarının DAİŞ'in dönüşüne yol açacağını vurguladı.

Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Mısır Temsilciliği, ülkedeki krizin sona ermesi için Birleşik Arap Cumhuriyeti’ni, hükümetin diyalog gruplarında ve sözde “Suriye muhalefetinde” değişiklik yapmaya çağırdı.

'TÜRK DEVLETİ GÜVENLİK VE BARIŞI TEHDİT EDİYOR'

MSD, Birleşik Arap Cumhuriyeti’nin Türk devletinin Suriye topraklarını işgal etmesine karşı kararlarını hatırlatarak, şöyle dedi:
"Türk devleti 2019’un Ekim ayında Suriye topraklarına yönelik düşmanca bir saldırı başlattığında, meclisiniz Türk devletinin düşmanca saldırısının Arap ulusal güvenliği ve uluslararası güvenlik ve barışı tehdit ettiğini açıkladı. Geçmişten günümüze, bu saldırılar ve sonuçları, Türk devletinin tekrar eden ihlal ve müdahalelerinin yeni bir noktasıdır ve bu saldırılar Birleşik Arap Cumhuriyeti üyelerinin egemenliği üzerinde kabul edilemezdir. Aynı zamanda kararınıza göre bu düşmana karşı duran ve Suriye topraklarını savunan Suriye’nin tüm emekleri, BM anlaşmasının 51’inci maddesi olan meşru savunma çerçevesindedir. İşgalci Türk devleti bugüne kadar Suriye topraklarına ve egemenliğine karşı düşmanca saldırılarına devam ediyor. Soykırım yöntemi ile sivilleri hedef almakta ısrar ediyor. Amaç, güç kullanarak Suriye’de demografik değişimi dayatmaktır. Şüphesiz ki tüm bu uygulamalar uluslararası kanunları ihlal ediyor ve insanlık dışı, savaş suçlarıdır. Bu suçlar uluslararası mahkemeler tarafından soruşturulmalı ve suçlular yargılanmalıdır. Bu saldırılar aynı zamanda Suriye toplumunun birliği ve topraklarının bağımsızlığı üzerinde tehdittir. Bu cümle de Arap devletlerinin konuya ilişkin kararları arasından alıntılanmıştır."

'ACİL YAPTIRIMLAR UYGULANMALI'

Birleşik Arap Cumhuriyeti’nin kararının olumlu olduğunu ve diplomatik, ekonomik, askeri vb. ortak ilişkilerde acil yaptırımların uygulanması gerektiğini belirten MSD, şöyle devam etti:

"Ancak Türk devleti bazı üye devletlerin karara ilişkin tutumunu kullandı ve gerçek dışı bahanelerle düşmanlığını sürdürdü. Savunma Bakanı gibi üst düzey yetkililerin Arap devletlerine ziyaretlerini kullanarak, Suriye ve güvenlik ve istikrarını hedef aldığı diğer bölgelerdeki planlarına ve düşmanlığına devam ediyor. İşgalci Türk devleti ve çetelerinin Efrîn’de ve diğer bölgelerde en kirli suçlarını gerçekleştirdiği bir dönemde bu saldırılarına devam ediyor. Bu saldırılar, pandeminin tüm dünyayı tehdit ettiği bir dönemde, sivil ve günahsız kişilerin hedef alınmasıyla işgal ve soykırım planının açık bir şekilde ortaya çıkışıdır."

Türk devleti ve çeteleri tarafından gerçekleştirilen saldırı ve düşmanlığını, soykırım yöntemlerini, sivillere dönük saldırılarını, Suriye’ye ilişkin tüm karar ve anlaşmaları ihlal etmesini kınadıklarını açıklayan MSD, şunları belirtti:

“Türk devletinin Arap devletlerine müdahalesi, Birleşik Arap Cumhuriyeti Meclisi bakanlar toplantısında ana maddelerden biridir ve Suriye topraklarının birliğini esas alıyor. Bu kapsamda Arap Cumhuriyeti’ni, ülke krizini daha da derinleştiren Türk devletinin suçlarına ve müdahalesine son vermek amacıyla hızlı hareket etmeye çağırıyoruz. Türk devletinin yabancı çeteleri ve terörist örgütleri eğitmesi, bölgenin geneline olumsuz etki ediyor. Bu nedenle bu kirli uygulamaların durdurulması için uluslararası düzeyde ve Arap devletlerinde ciddi bir çalışma yürütülmelidir.”

‘YENİDEN MÜZAKERE' ÇAĞRISI

MSD, şu ifadelere de yer verdi:

"Suriye krizini çözümünün sadece siyasi yollarla çözüme kavuşturacağını tekrar ediyoruz. Suriye krizi, başta 2012 Cenevre Anlaşması’nın 2254’üncü maddesi alınarak uluslararası meşru kararlara uygun olarak çözüme kavuşturulmalı. Şam hükümeti ile muhalefet arasındaki müzakerelerin yeniden yapılması gerektiğini belirtiyoruz. MSD gibi Suriye’deki etkili ulusal muhalif güçlerinin de müzakerelere katılmalı. Şam hükümeti heyeti, müzakere heyetinin çalışması, siyasi geçiş ve geçici süreci yürütebilmesi için sadece destekte bulunmamalı, karar da almalıdır."

'TÜRKİYE DAİŞ'İN DÖNÜŞÜNE YOL AÇIYOR'

Türk devletinin bölgede işlediği suçlara dikkat çeken ve bunun DAİŞ’in dönüşüne yol açacağını belirten MSD, işgalci Türk devletinin başta Eyn Îsa ve köyleri olmak üzere Dêrik ve bütün Kuzey ve Doğu Suriye’de bölge halkına karşı suç işlediğini kaydetti. MSD, DAİŞ’in uluslararası güçlerin Türk devletinin işlediği suçlara karşı sessiz olmasından yararlandığını ve yeniden örgütlendiğinin altını çizdi.

MSD, şunları da ifade etti:

"Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD), DAİŞ terör örgütünü yok etmek, Suriye topraklarından temizlemek ve bölgedeki bütün bileşenleri korumak için nasıl direndiğini hatırlayalım. ABD öncülüğündeki Uluslararası Arap Koalisyonu, Kobanê’nin özgürleştirilmesinin 6’ncı yıldönümü ve DAİŞ’in başkenti olarak gördüğü Reqa’nın özgürleştirilmesinin 4’üncü yıldönümünde, teröre büyük darbe vurdu ve DAİŞ’i sahada yenmede önemli sonuçlar elde ettiğini hatırlayalım. Aynı zamanda ülkenin birliğini savunan ve bölgede hakim gücü koruyan Özerk Suriye sisteminin bir parçası olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi şu an da büyük engellerle karşı karşıya. Bu engellerin çözülmesi gerekiyor. Bölgedeki en büyük engel on binlerce DAİŞ ailesi ve yabancı çete ailesinin bölgedeki varlığıdır. Devletleri de onları karşılamıyor, bundan dolayı bölgedeki varlığı gelecek süreçte tehlikeli sonuçları ortaya çıkaracaktır. MSD olarak, Suriye’nin doğusunda bir terör mahkemesi kurulmasına desteğinize ihtiyacımız olduğunu belirtmek istiyoruz."

Açıklamada, Birleşik Arap Cumhuriyeti’ne Suriye krizinin çözümüne fırsat kapılarının açılması için Kürtlerle diyaloğu destekleme çağrısında bulunuldu. Türk devletinin Suriye’deki hakim ulusal diyaloğun bir parçası olan Kürt diyaloğunu engelleme girişimlerinin olduğunu hatırlatan MSD, Birleşik Arap Cumhuriyeti’ni diyaloğu desteklemesini istedi.