Osê: Uluslararası teminat olmalı

Özerk Yönetimi Eşbaşkan Yardımcısı Osê’ye göre; bir ‘güvenli bölge’ oluşturulacaksa bile Türk devletinin yer almaması, uluslararası bir gücün denetiminde olması, hava sahasının kapatılması, halka uluslararası teminat verilmesi gerekir.

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Eşbaşkan Yardımcısı Emine Osê, Türk devletinin işgal saldırılarına baştan beri sessiz kalınmasının, Erdoğan’ı daha da cesaretlendirdiğini söyledi.

Eşbaşkan Yardımcısı Osê, “Erdoğan açık bir şekilde elindeki haritayı herkese göstererek Halep’ten Musul-Kerkük’e kadar olan projesinin olduğunu ortaya koydu. Cerablus’tan Efrîn’e kadar işgal etmesi; yaptığı talan, yıkım, etnik temizlik ve demografik değişim gibi savaş suçlarını işlemesi karşısında sessiz kalındı” dedi.

BİZ UYDUK AMA TÜRKLER UYMADI

Türk devleti ve bünyesindeki DAİŞ/EL Nusra arttığı çetelerin, ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatlar çerçevesinde belirlenen şartlara bile uymadığını, her geçen gün çetelerinin saldırılarını yoğunlaştırarak işgal alanlarını genişletmeye çalıştığını kaydeden Osê, şunları söyledi: “Biz bu mutabakatlarda yer almadık ama savaşın durdurulması ve karşılıklı çekilmeyi kabul ettik. Bunu uyguladık fakat Türk devleti, o günden beri kadar Til Temir ve Eyn Îsa etrafına yönelik saldırılarına devam ediyor.”

KALANLARI DA TERKE ZORLUYOR

İşgal saldırısı başladığından beri 300 binden fazla insanın göç etmek zorunda kaldığını ve bu sayının arttığını belirten Osê, “Çünkü kalan insanlar da onların insanlık dışı uygulamaları sonucu göç etmek zorunda kalıyor. Erdoğan’ın sürekli olarak dillendirdiği 2-3 milyon mülteciyi yerlerine geri gönderme çabası içinde olduğu söylemlerinin hepsi yalan. Erdoğan’ın tek ısrarı, halkları kendi topraklarından edinmek ve demografik değişim yapmaktır. Bu nedenle şimdi kendi topraklarında kalan insanları tehditle, mallarına el koyarak, işkence ve farklı insanlık dışı yöntemlerle yerlerini terk etmeye zorluyor. Bu şekilde işgal ettiği alanlarda çeteleri için zemin oluşturmaya çalışıyor” şeklinde konuştu.

KIŞ GELMEDEN ÇÖZÜM ARAYIŞI

Yüz binlerce insan için kış gelmeden acilen bir çözüm geliştirmek için çözüm geliştirmeye çalıştıklarını söyleyen Osê, şunları kaydetti: “Şimdi Girê Spî halkı için bir kamp hazırlıyoruz. Kısa bir zaman içinde hazır olacak. Amacımız, kış gelmeden dışarda kalan halkı acil bir şekilde toparlamak. Aynı şekilde Serêkaniyê halkı için de bu yönlü çabalarımız var. Halka sahip çıkmak ve ihtiyaçlarını karşılamak elbette Özerk Yönetim’in görevidir ama uluslararası kurumların da sorumlulukları var. Bu da halkın güvenli bir şekilde kendi yerlerine geri dönmesini sağlamaktır. Türk devleti ve çetelerinin bu halka yaklaşmamasının ve zarar vermemesinin koşullarının uluslararası teminatla sağlanması gerekir. Bu yerlerde taraf olan güçlerin olmamalı ve Türk devleti de bir taraftır.”

ÖZERK YÖNETİM’İN BEKLENTİLERİ

 Özerk Yönetim Eşbaşkan Yardımcısı Emine Osê, Özerk Yönetim olarak üzerinde durdukları naktaları ve beklentilerini şöyle sıraladı:

* Türk devleti ve çeteleri tarafından yapılan insanlık dışı saldırıların ve işlenen savaş suçlarının hesabını sorulmalı.

* Oluşturulacak bir ‘güvenli bölge’de Türk devleti ve çeteleri yer almamalı. Bu bölge, uluslararası bir gücün denetiminde olmalı.

* Türk devleti ve güvence alarak sürekli saldıran bünyesindeki çetelerin durdurulması için hava sahası kapatılmalı.

KENDİLİĞİNDEN DURMAZ

Eğer tavır alınmazsa Türk devletinin sadece Girê Spî ve Serêkaniyê ile sınırlı kalmayıp çeteleriyle birlikte Reqa ve diğer alanları da hedef alacağına işaret eden Osê, “Onur direnişine sahip çıkmak tüm insanlığın görevidir. Zaten halkımız onuruna sahip çıkıyor ve bu bilinçtedir. Bu saldırı sadece askeri bir güce karşı değildir. Bu nedenle herkesin bir asker duyarlılığında kendi köyünü, sokağını ve kazanımlarını savunması gerekir. Elbette bedeller getirecektir, ancak bilinmesi gerekir ki; geri adım atmak da kimliğini, toprağını ve varlığını kaybetmektir” dedi.

İŞGALCİ BİR GÜÇTÜR VE RAHAT ETMEYECEKTİR

Türk devletinin durmadığını ve savaşın devam ettiğini tekrarlayan Eşbaşkan Yardımcısı Osê, şunların altını çizdi: “Türk devleti işgalci bir güçtür ve toprağımızı işgal etmiştir. İşgal ettiği alanlardaki halkımız, bu çeteleri asla kabul etmeyecek. Her zaman onları işgalci olarak görecek. Evleri, toprağı ve şehirleri işgal edilen halk, ona bu rahatı asla vermeyecek. Onurumuzu korumak için 11 bin şehit, 22 bin yaralı verdik. Onların emeğinin heba olmasına izin vermeyeceğiz.”