Rojava Devrimi’nin enternasyonal şehitleri – VII: Britanyalı Kemal

Ezilenlerin bir meleği olarak dünyaya gelmişti adeta. Güney Afrika’dan İtalya, Yunanistan’a kadar. En son da Şengal ve Rojava’ya koştu. Engellendi, tutuklandı yılmadı. Ne olursa olsun amacını yerine getirmekte ısrarcıydı ve bu uğurda şehadete ulaştı.

Her insanın kendi ülkesinde kendi seçtiği bir hükümetle özgürce ve güven içinde yaşama, kendi kültürünü ve dilini kutlama, seçtiği Tanrı'ya seçtiği şekilde ibadet etme, özgürce okuma ve konuşma; müzik yapma, sanattan zevk alma, tarihi takdir etme ya da acımasız infaz korkusu olmadan futbol oynama hakkı için mücadele ederken şehit düştü.

Konstandinos Erik Scurfield 1989 yılında Birleşik Krallığın Kuzey Yorkshire bölgesinde doğar. Vasiliki ve Chris çiftinin en büyük çocuğu olan Konstandinos’un bir kez ve iki erkek kardeşi daha var. Barnsley yakınlarındaki Royston kasabasında büyür ve genç yaşlardan itibaren güçlü bir sosyal bilinçle hareket eden bir kişiydi. Arkadaşları ve ailesi tarafından sevgiyle Kosta olarak tanınan Kosta, küçük yaşlardan itibaren bağımsız ve güçlü bir iradeye sahipti. Annesi Vasiliki, "Kosta bir şeyi kafasına koyduğunda onu gerçekleştirene kadar vazgeçmezdi, böyle inatçıydı, özellikle de yaşı ilerledikçe” diye anlatıyor. Akademik olarak çok zeki olmasa da parlak bir öğrenciydi ve okulu kolayca bitirdi. Yaratıcı bir çizgisi ve performans tutkusu vardı ve genç yaştan itibaren oyuncu olmak istiyordu. Okuldan ayrıldıktan sonra Nottingham'da Sahne Sanatları alanında bir üniversite kursuna devam etti ve daha sonra bir yazı sirk becerilerini öğrenerek geçirdi. Hatta popüler İngiliz TV dizisi Hollyoaks'ta küçük bir rol bile aldı.

HEP YARDIMCI OLMAK İSTİYORDU

Her zaman dünyada olumlu bir fark yaratmanın, kendisinden daha az şanslı olanlara yardım etmenin yollarını arıyordu ve bu arayış onun yolunu belirleyecekti. 14 yaşındayken bir grupla birlikte çevre çalışmalarına katılmak üzere Güney Afrika'daki Malealea'ya gitti ve burada ağaç dikilmesine ve yerel su depolarının temizlenmesine yardımcı oldu. O ve diğer katılımcılar bu çaba için 40.000 sterlinin üzerinde bağış topladı.

Üniversiteyi bitirdikten sonra Avrupa'da uzun bir yürüyüşe çıkmaya karar verdi ve Yunan kökenli olduğu için askerlik yapmaya uygun olduğu Yunanistan'a gitti. Sadece bir parça kıyafet, az miktarda para, bir çift ayakkabı ve bir uyku tulumuyla destansı bir yolculuğa çıktı. Annesi onun bu durumunun önceliklerini gözden geçirmek için bir fırsat olarak kullandığına inanıyordu. Kara mayını temizleme konusunda uzmanlaşmış yardım kuruluşlarıyla çalışmaya kararlıydı, ancak bu kuruluşların çoğunun askeri deneyimi olan gönüllüler aradığını gördü. Son parasını İtalya'da bir dilenciye verdikten ve 21. doğum gününü Alpler'de geçirdikten sonra Yunanistan'a gitti ve burada 6 ayını orduda geçirdi.

DAİŞ’E KARŞI SESSİZLİĞİ SİNEYE ÇEKMEDİ

Birleşik Krallık'a döndüğünde Kraliyet Deniz Piyadelerine katıldı ve 45 Komando'da savaş alanı doktoru olarak görev yaptı. Ailesi bu sevecen, hassas ve yaratıcı gencin katı disipliniyle ordunun zorlu yaşamında kendini bulacağından şüphe duysa da Kosta yeni işinde başarılı oldu. Yeni hayatında mutlu ve başarılı olmasına rağmen, DAİŞ’in yükselişi ve Suriye ve Irak'ta terör estirmesiyle birlikte, İngiliz hükümetinin eylemsizliği karşısında giderek daha fazla hayal kırıklığına uğradı. Komutanına İngiliz ordusunun DAİŞ’e karşı savaşa katılıp katılmayacağını sorduktan sonra kendisine "Hayır" cevabı verildi.

Annesi Vasiliki o süreci şöyle anlatıyor: "Masum insanlar öldürülürken seyirci kaldığımız için çok sinirlenmişti. Ona hayır denildiğinde bunu anlayamadı. 'Kürtleri Saddam Hüseyin'den kurtaralım' ya da 'Afganistan'daki tüm kadınları Taliban'dan kurtaralım' gibi bir duyguyla büyüdü. İngiliz hükümetinden bu savaşlara neden gittiğimize dair sürekli bir propaganda beslemesi vardı, bu yüzden kendisine 'Oh hayır, Suriye'ye gitmiyoruz' denildiğinde hayal kırıklığına uğradı. O her zaman başkalarının kendisi için bir şeyler yapmasını beklemeyen bir çocuk oldu: eğer istediğiniz bir şey olmuyorsa, kıçınızı kaldırın ve bu konuda bir şeyler yapın dedi."

ANNESİNE ‘KÜRTLER ÖLÜYOR KİMSE BİR ŞEY YAPMIYOR’ DİYEREK YOLA ÇIKTI

Koska, annesine, “Anne, Suriye'ye gidip yardım etmek istiyorum," dedi. "Kürtler ölüyor ve hükümetimiz hiçbir şey yapmıyor” diyor. DAİŞ’in Şengal’deki Êzidîleri katletmeye başlaması ve koalisyonun hava desteğinin başlamasıyla birlikte Kosta bir kez daha komutanlarını zorladı. Bir kez daha ‘Hayır’ cevabını aldıktan sonra harekete geçti. Suriye'ye ilk seyahat girişiminde İngiliz ordusu tarafından tutuklandı, ancak her zamanki gibi kararlı bir şekilde onlara öyle ya da böyle Suriye'ye gideceğini ve onu görevinden almalarının daha iyi olacağını söyledi. Sonunda razı oldular. Eylül 2014'te askerlikten istifa etti ve birkaç hafta içinde YPG ile temas kurarak Orta Doğu'ya doğru yola çıktı.

ŞENGAL’E GELDİ, KEMAL OLDU

Irak'a vardıktan sonra Kürt ve enternasyonalist yoldaşlarına katılarak doğrudan Şengal’deki cepheye gitti ve burada DAİŞ’e karşı ağır çatışmalara tanık oldu. Mücadele atıldı, adını Kemal yaptı. Askeri deneyimi ve savaş sıhhiyecisi olarak becerileriyle Demokratik Ulus birliğinin güzide bir parçasıydı. Heval Kemal devrim davasına ve DAİŞ karşı mücadeleye derinden bağlıydı ve bu mücadeleye her şeyini verdi. Heval Kemal artık dünyada gerçek bir fark yaratma şansına sahipti ve Şengal’de Êzidî halkını DAİŞ’in katliam ve soykırımına karşı korumak için hayatını ortaya koymuştu.

Irak'a gitmeden önceki son Facebook paylaşımında, savaş karşıtı direnişi nedeniyle Naziler tarafından idam edilen Alman anti-faşist Sophie Scholl'dan şöyle bir alıntı yazmıştı: "Haklı bir dava uğruna bireysel olarak kendini feda etmeye istekli neredeyse hiç kimse yokken doğruluğun galip gelmesini nasıl bekleyebiliriz? Böyle güzel, güneşli bir günde gitmek zorundayım, ama bizim aracılığımızla binlerce insan uyanacak ve harekete geçecekse benim ölümümün ne önemi var?"

ŞENGAL’DEKİ MÜCADELE ARKADAŞLARI

Şengal cephesindeki mücadele arkadaşları onu şöyle hatırlıyor: “Bir ay boyunca sürekli ateş altındaydık. Bombalanmış binalarda, DAİŞ hattına 50 metre mesafede silah sesleri arasında uyuyor, tünellerde ilerliyor, her havan topu düştüğünde saklanmak için kaçıyorduk. DAİŞ saldırıları genellikle geceleri olurdu. Kara giysiler içinde, duvarların üzerine üşüşüyorlar ve karanlığı silah sesleriyle aydınlatıyorlardı. Sayıca çok azdık ama her seferinde namlularının parıltısına nişan alarak onları geri püskürtmeyi başardık. Yeterince zorlarlarsa onları yeneceğimizi biliyorduk, bu yüzden kimsenin esir alınmasına izin vermemeye karar verdik; ne olursa olsun birlikte savaşarak ölecektik. Günden güne hattımızı koruduk. Kosta bizi zinde tutmak için derme çatma bir spor salonu inşa etti ve yemeklerimizin çoğunu pişirdi. Çatışmada Heval Kemal tarafından kurtarıldım. Bir mermi bana isabet etti ve her yerde mermiler uçuşuyordu. Ben bilincimi korumak için mücadele ederken, Kosta ve Cudi adında bir Amerikalı cephe arkadaşım kanamayı durdurdular, beni derme çatma bir sedyeye yüklediler ve sürekli ateş altında beni 300 metre taşıyarak bir tahliye aracına götürdüler. Onlar olmasaydı bugün burada olamazdım."

ROJAVA’YA GEÇİŞ, PUSUDA ŞEHİT DÜŞTÜ

Şengal cephesinde DAİŞ’e karşı kazanılan zaferin ardından Heval Kemal Rojava’ya geçerek burada DAİŞ’e karşı yürütülen operasyonların ön cephesinde savaştı. Yetenekli bir savaşçı, savaş alanı doktoru ve doğal bir lider olarak, askeri birliği için vazgeçilmezdi, çok daha fazla hayat kurtardı ve savaşa büyük bir yürek ve bağlılık getirdi. Qamişlo ve Heseke'nin doğusundaki Til Hemis'i özgürleştirme hamlesi sırasında Heval Kemal, Xizêla köyünden yaralı savaşçıları ve mültecileri taşıyan bir araç konvoyundaydı. Konvoy DAİŞ’in kurduğu bir pusunun yoğun ateşine maruz kaldı. Uzun süren bu çatışmaların sonunda yani 2 Mart 2015 tarihinde Britanyalı Kemal olarak da bilinen Konstandinos şehit düştü. Verdiği sözü tutarak yoldaşları, Rojava halkı ve yürekten inandığı mücadele davası için canını verdi.

ŞEHİT DÜŞMEDEN 2 GÜN ÖNCE ÇEKTİĞİ VİDEO

Şehîd düşmeden iki gün önce çekilen bir videoda, yoldaşlarıyla birlikte bombalanmış binaların arasından geçerken, Kürdistan'da uzun yıllardır olmadığı kadar mutlu hissettiğini söylüyordu. Bir asker olarak hayatından memnundu ve savaşmanın onun çağrısı olduğunu hissediyordu. İngiliz hükümetine ve diğer NATO hükümetlerine "işgüzarlıklarıyla" savaşa neden oldukları ve halkı sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda bıraktıkları için kızgındı. Bu kızgınlığını “DAİŞ için savaşan 500 İngiliz asker var ve hükümetimiz bizim hiçbir şey yapmamamızdan memnun” diye ifade ediyor.

İNSANLIĞIN KAHRAMANI

Şehîd Kemal'in naaşı, Suriye-Irak sınırında düzenlenen ve yüzlerce kişinin katıldığı merasimin ardından ailesine teslim edilir ve daha sonra doğduğu topraklar olan İngiltere'de toprağa verilir. Şehîd Kemal, sadece bir Kürt kahramanı değil, aynı zamanda bir insanlık kahramanı olur ve tarihe bu şekilde geçer.

Şehîd Kemal'in ailesi, oğullarının uğruna canını verdiği davayı, Kürt halkının davasını ve demokratik devrimini savunmaya ve Rojava devriminin diğer İngiliz şehitlerinin ailelerine destek vermeye devam ediyor. Şehîd Kemal'in anne ve babası Vasiliki ve Chris, "Ateşi kısa süre yanmış olabilir ama sevgi, cesaret, inanç ve onurla parladı ve biz onunla gurur duyuyoruz" dedi. Oğullarıyla ve yaptığı fedakârlıklarla duydukları büyük gururdan sürekli bahsederler.

Şehîd Kemal’in mücadeledeki büyük katkı ve fedakârlıklarından dolayı Halk Savunma Birliği YPG’nin bir askeri akademisine adı verilir.

YARIN: Rojava Devrimi’nin enternasyonal şehitleri – VIII: Ivana Hoffmann