'Rojava'ya dönük saldırıları dünyaya duyurmak istiyoruz'

Rojava'da işgalci Türk devletinin saldırılarına ve bombardımanına maruz kalan Özgür Burma Devriyeleri (Free Burma Rangers) adlı sivil sağlık kuruluşu üyeleri, Rojava'daki saldırıları dünyaya duyurmak istediklerini söyledi.

İşgalci Türk devleti ve ona bağlı çete grupları Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine dönük saldırılarında sivilleri, kurum ve kuruluşları hedef alıyor. Türk devleti tarafından Til Temir’de Free Burma Rangers adlı uluslararası sivil sağlık kuruluşu üyelerine dönük yapılan bombardımanda, Free Burma Rangers üyesi Doktor Zau Seng yaşamını yitirirken, Free Burma Rangers koordinatörü Mihemed de yaralandı.

26 yıldır faaliyet yürüten bir kurum olduklarını söyleyen Free Burma Rangers üyesi David Eubank, "2015 yılından beri ekiplerimiz Irak, İran ve Suriye’de faaliyet gösteriyor. Suriye’de yardım amaçlı bulunmaktayız. Halkı seviyoruz onlara yardımcı olmak istiyoruz. Buradaki durumu, saldırıları dünyaya duyurmak istiyoruz. Bölgeye dönük saldırılar Türk devleti ve ÖSO adlı gruplarla yürütülüyor.

Bölgeye dönük saldırılar nedeniyle 300 bin kişi yerinden edildi. Halkın evi yıkıldı. Sivillerin öldürüldüğünü gözlerimle gördüm. Saldırılar aralıksız olarak sürüyor. Burada işgal, katliam ve soykırım var. Siviller bölgede kalsalar öldürülüyor. Bu nedenle halk evlerini terk edip göç etmek zorunda kalıyor. Bölgede her türlü suç işleniyor. Türk devleti işgal amacıyla bölgeye girmiş durumda ve bu en büyük suçtur" diye konuştu.

‘HALKI SAVUNMAK PETROLÜ SAVUNMAKTAN DAHA ÖNEMLİ’

QSD güçlerinin hiçbir zaman Türk devletine karşı saldırıda bulunmadığını hatırlatan David Eubank, "Ben de bir Amerikalıyım. ABD çekilme kararı aldı ve bölgeyi bıraktı. Bu büyük bir ihanet. Bu ABD tarihinin en büyük yanlışlarından biri. ABD’nin daha önce bu tarz bir ihanette bulunduğunu hatırlamıyorum. Trump’a çok yanlış bir şey yaptığını belirtmek istiyorum. Bu yapılanlar ile bölge halkının gözünde yalancı durumuna düştük. Aslında kendi kendimize ihanet ettik. Düşmanlarımız bizi zayıf olarak görüyor. Halkı savunmak petrolü savunmaktan daha önemlidir.

Burada yaşananlara tanık olduklarım ile farklı savaşları karşılaştırdığımda burada bir diktatörlüğün olduğunu fark edebiliyorum. Burma’da da diktatör bir yönetim bir biçimi var. Burma’da halka saldırıyor, ancak bir NATO ülkesi değil. Irak’ta DAİŞ’e karşı verilen savaşa da tanık oldum. Halka mermi sıkıldı. Bazı arkadaşlarımız öldürüldü, ben 4 kez yaralandım. Irak ve Suriye’de DAİŞ’e karşı mücadelelerde yer aldım. Ama burası çok farklı. Burada demokratik bir toplum ve kadın özgürlüğü var. Adem-i merkeziyetçi bir yaşam ve birliktelik var" dedi.

‘TÜRK DEVLETİ KENDİ SINIRLARINA ÇEKİLMELİ’

Bölgeye dönük verilen sözlerin NATO üyesi bir ülke tarafından bozulduğuna dikkat çeken David Eubank, devamla şunları belirtti: "Eminim ki tarihte daha önce böyle bir şey yaşanmadı. Türk devleti kendi sınırlarına çekilmelidir. ABD geri dönmeli ve sınırları korumalı. Bölgede bulunan Rusya, rejim ve uluslararası güçlerin konuya ilişkin tutumları ve kararları olmalı. Tüm halk bileşenlerinin görüşü olmalı. Herkes evlerine dönmek istiyor. Umut ediyorum ki halk evlerine dönecek. Severek buraya geldik. Bölge halkı için buradayız ve burada kalmaya devam edeceğiz.

3 Kasım günü Til Temir’in El Ezizîye köyüne dönük saldırılardan dolayı çalışma arkadaşım Zau Seng şehit oldu. Zau şehit düştüğü gün çocuğunun doğum günüydü. Çok üzüldüm, O halkı sevdiği için burada bulunuyordu. Zau yaralıları kaldırdığımız noktadaydı. 3 yaralıyı çıkarmak için ateş çemberine girdik. Daha önce bize ağır silahlarda saldırdılar. 7 metre uzağımızda büyük bir patlama oldu. Patlama aracımızda hasara yol açtı. Bizimle çalışan Iraklı Mihemed de patlama nedeniyle 30’dan fazla parça aldı. Bir doktor arkadaşımız da yaralandı. Bölge halkı da büyük kayıplar verdi. Birbirimizi anlıyoruz.

Sonuna kadar birlikte hareket edeceğiz. Heyva Sor a Kurd çok önemli çalışmalar yapıyor. Çok iş yapıyor. İnanılmaz bir ülke burası. Halk, polis ve askeri güçler birlikte hareket ediyor. Göçmenler için biri Hesekê diğeri Dêrik olmak üzere 2 kamp bulunuyor. Göçmenler için yardım gerekiyor. Ancak Birleşmiş Milletler (BM) herhangi bir yardımda bulunmuyor. BM, bölgenin Suriye rejimi kontrolü altında olmamasından dolayı yardımda bulunmuyor. Uluslararası kamuoyu bu kamplar için yardımda bulunmalı. Yiyecek, barınma ve tıbbi malzeme ihtiyacı gerekiyor. Uluslararası toplum bu sorunu çözebilir. Değerlerimiz aynı, sizler de kayıplar veriyorsunuz, bizler de. Sonuna kadar burada kalacağız."

‘GÜVENLİ BÖLGE DEĞİL ÖLÜM BÖLGESİ’

Free Burma Rangers Kürdistan Bölge Temsilciliği Yöneticisi Dilşad Adîl (32) de, daha önce Musul ve Derazor’un Baxoz gibi bölgelerinde DAİŞ’e karşı verilen mücadelelerde de yer aldıklarını belirterek, "Genel olarak savaş bölgelerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türk devletinin Rojava'ya dönük saldırılarıyla birlikte buraya geldik. Bölgeye ilk geldiğimizden beri yoğun saldırılar var. Türk devleti bölgedeki tüm kurum ve kuruluşlara saldırıyor. Sadece askeri güçlere değil sivillere de saldırıyor.

Türk devletinin drone saldırıları nedeniyle bir arkadaşımız şehit düştü, 2 arkadaşımız da yaralandı. Bu saldırılar çalışmalarımızı sürdürmemize engel olmayacak. Tüm dünya bölgeye yapılan saldırıları durdurmalıdır. Bölgede çok sayıda sivil öldürüldü. ‘Güvenli bölge’ deniliyor ama bu güvenli bölge değil aksine ölüm bölgesidir.

Türk devletine bağlı ‘Özgür Ordu’ adlı gruplar, DAİŞ adına hareket ediyor. Sivilleri öldürüyorlar. BM bu savaşı durdurmalıdır. Ekibimize dönükte saldırılar da oldu. Saldırılarda kimyasal gaz kullanıldı. Saldırı anında ekibimizdeki arkadaşlar nefes zorluğu yaşadı. Zaman zaman nefesleri kesildi. Kullanılan kimyasal çok tehlikeli bir maddeydi" ifadelerini kullandı.