Sırrı Süreyya Önder: Meclisi sağa teslim etmemek için Yeşil Sol desteklenmeli

Yeşil Sol Parti adaylarından Sırrı Süreyya Önder, Meclis'i sağa teslim etmemek için Yeşil Sol'a oy verilmesinin büyük önemde olduğunu belirtti.

Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge 1. Sıra Milletvekili Adayı Sırrı Süreyya Önder, 14 Mayıs'taki cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine ilişkin ANF'ye konuştu.

'YEŞİL SOL MECLİSE GÜÇLÜ GİRMELİ Kİ KILIÇDAROĞLU SEÇENEKSİZ KALMAMALI'

Yeşil Sol Parti'nin meclisteki çoğunluğunun önemine dikkat çeken Önder, "Başkanlık sisteminin yetkileri ve yetki kullanma biçimleri belli. Fakat gözden kaçırılan şey; herhangi parti, daha doğrusu başkanın ya da ittifakın partisi mecliste önemli bir hakimiyet sağlayamazsa, meclisin önünde iki seçenek olur: Ya kilitlenir ya uzlaşma aranır" dedi. Yeşil Sol Parti'nin buradaki işlevinin tam da bu noktada ortaya çıkacağını belirten Önder, şöyle devam etti: "Başından beri anahtar-kilit metaforuyla anlattım; artık kangren olmuş meseleleri çözmek için bir kilit işlevi göreceğiz ve Kılıçdaroğlu'nu ağırlıklı olarak sağ bileşenlerden oluşan bir koalisyona karşı seçeneksiz hissettirmeyeceğiz. Öte yandan eğer bu demokratik dönüşüm mevzusunda cesaretsiz ya da isteksiz davranırsa da bu çoğunluk, Yeşil Sol Parlamento Grubu bariyer olarak önlerine dikilip meclisi kilitleyebilir. Yani biz bunun uzlaşma kültürü ve müzakere kültürünün gelişmesine yol açmasını tercih ederiz."

'İSTANBUL'DA NEWROZ KALABALIĞINI İLÇE MİTİNGLERİNDE GÖRÜYORUZ'

Aday olduğu İstanbul'un önemini de değerlendiren Önder, şunları söyledi:
"Sadece son 15 yıla baktığımızda 3 vekille başladığımız, daha önce 1 vekille başlayan yolculuğumuz, şimdi 18-20 arası bir sayıyı hedefleyecek hacme ulaştı. Bunda bütün il-ilçe çalışanlarımızın, yöneticilerimizin, vekillerimizin hepsinin yadsınamaz bir emeği var. Dolayısıyla buradan yola çıkacak olursak, hep şöyle klişe laf da söylenir, 'İstanbul'u alan Türkiye'yi alır.' Yanlış da değil. Hem istatistiksel örnekleme olarak İstanbul demek, Türkiye demektir hem de Meclis'te çıkaracağı vekil sayısı itibarıyla baktığımızda böyledir. Dolayısıyla İstanbul önemlidir.

Peki fark ne? Fark o kadar çok ki. Eskiden Newrozlarda gördüğümüz kalabalığın bir benzerini ilçe mitinglerinde görebiliyoruz. Fark da bu kadar önemli. Birçok deneyimli, alan çalışması yapan arkadaşımız ya cezaevi ya sürgünde, ona rağmen halk bir şekilde inisiyatif alıp kendiliğinden bir irade geliştirip bu seçim kampanyasında da sahiplenici tutum alıyor. Bu, hem onurlandırıcı hem de umut verici."

SEÇİM GÜVENLİĞİ: GEREKİRSE HAKEMİ DE YENECEĞİZ!

Önder, seçim güvenliğine dair endişeleri ise şöyle yorumladı:

 "HDP'den değil Yeşil Sol Parti'den girme meselesi, bizim sandıklarda müşahit bulundurmamıza önemli gedik açtı. Dolayısıyla şu çok gerçekçi olmaz; daha önceki dönemlerde olduğumuz kadar iddialı bir seçim güvenliği sağlayıcısı olamayabiliriz. Fakat geçen dönemlerde de olmayan, bu dönem gelişen şey, en geniş anlamıyla bütün muhalefet, seçim güvenliği için birçok açık-kapalı ortak çalışma yürüttü, belli mekanizmalar oluşturdu. Bu, önemli güvence. 

Öte yandan herkes kendi oy kullandığı sandıkta oyların sayımını belli bir mesafeden izleyebilir. Bu da önemli güvence. Sandığa girenle çıkanın aynılığını sağlayıp bir de ıslak imzalı tutanağa bağladığımızda hiçbir şekilde endişe etmeye gerek yok. Bu konudaki yaklaşımımız, korku ya da kaygı üretecek ya da var olan endişeleri büyütecek şekilde olmamalı. Gerekirse hakemi de yeneceğiz! Böyle bir maçtan bahsediyoruz"

Önder, AKP-MHP iktidarının, kaybetmesi halinde iktidarı teslim etmeyeceğine dönük olasılıklara ilişkin de, "Bütün bunlar kendilerinin yayılmasını en çok istediği laflardır, uzak durmak lazım" dedi.

'İKİNCİ TURU GARANTİLEMEK VE MECLİSİ SAĞA TESLİM ETMEMEK İÇİN DE YEŞİL SOL DESTEKLENMELİ'

Önder, seçimin ikinci tura kalma ihtimali ve kararsız seçmenlere dair şunları dile getirdi:

"Seçimin ikinci tura kalması bir ihtimaldir. Ortaya çıkan anketlerin bazıları da bunu gösteriyor. Tamam, birçoğunda ilk turda bitiyor gibi duruyor ama bilimsel olarak hata yanılma payı ve toplumda bazen oluşan dip dalgaların tepkilerinin anket firmaları tarafından her zaman aynı kesinlikte ölçülememesini düşündüğümüzde, ikinci tura kalması da ihtimaldir.

Burada yapılacak olan, ikinci tura kalınacaksa da önde girmek. Bu çok önemli. Çünkü başa baş girilen ikinci turda iktidar, tüm devlet olanaklarını canhıraş içinde sarf edecektir.

Kararsız seçmen eskiden yoksul, eğitim düzeyi düşük insanlardan oluşurdu. Bu seçim ilk defa farklı. Sol-sosyal demokrat, aydın çevrelerde büyük kararsızlık var. O da şu; cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda herkesin yönü net ama partiye gelince, 'Yeşil Sol'a mı vereyim CHP'ye mi vereyim' ikilemi arasında gidip geliyor. Kararsızlığın birçoğu buradan.

Kürt halkı, HDP seçmeni demokratikleşme, özgürlükler dışında bir beklenti içinde olmadan, pazarlık, makam mevki talep etmeden sırf birinci turda seçilsin diye aday çıkarmadı ve bunu şeffaf şekilde yaptı. Stratejik tutum belirledi. Buna rağmen sandıklar açıldığında Yeşil Sol seçmeni ve Kürt halkı, eğer sol-sosyal demokrat çevreler tarafından bunun değerlendirilmediğini görürse, bir kısmı ikinci turda sandığa gitmekte istekli davranmayabilir. Kendisi bu kadar beklentisiz şekilde, sırf demokratikleşmeyi, özgürlükleri baz alarak geliştirdiği yaklaşımına sol-sosyal demokratlar gerekli desteği vermemişse sandığa gitmekte isteksizleşebilir. Kararsız olanların, bunu ivedilikle göz önünde bulundurması lazım. O anlamda kararsızlık yaşayan aydın, demokrat çevrelerin cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu'na, parlamentoda Yeşil Sol Parti'ye destek vermelerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu hem ikinci turu garantiye almanın hem de biraz önce dediğim gibi sağ bileşenlere burayı terk etmemek, burayı onların cenderesine terk etmemek için önemli."

Yeşil Sol Parti İstanbul adaylarından Sırrı Süreyya Önder, "Şu an alanda bulunan herkesin, oy pusulalarını kullanma biçimine dair başta yaşlılar olmak üzere herkese bunun şeklini şemalini anlatması büyük önem arz ediyor" diye de vurguladı.